Göç Haftası’na ilişkin açıklama yapan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği yöneticisi Mahir Fırat Fidan, öldürülen Deniz Poyraz’ın da göç mağduru olduğunu belirterek, “Zorunlu göç insan hakkı ihlalidir. Gerekli ve en temel ihtiyaç barıştır” dedi
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, Göç Haftası nedeniyle Sur ilçesindeki tarihi Dört Ayaklı Minare önünde açıklaması yaptı. Açıklamaya, Diyarbakır Barosu, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Kürt Dil ve Kültür Ağı, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), TMMOB İl Koordinasyon Kurulu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) yöneticileri destek verdi.
‘POYRAZ DA GÖÇ MAĞDURUYDU’
Açıklamada konuşan dernek yöneticisi Mahir Fırat Fidan, HDP İzmir İl başkanlığında öldürülen Deniz Poyraz’ın da, yıllar evvel memleketi Mardin’den siyasi nedenlerden ötürü Türkiye’nin batısına göç etmek zorunda kaldığına değinerek, “Göçe maruz kalan genç kadın arkadaşımız ve ailesi HDP ve Kürt halkını terörize eden iktidar tarafından hedef gösterilerek katledilmiştir. Bu yaşanan vahim olayla bir kez daha anlıyoruz, göçün yarattığı sorunlar, göç ettikten sonra da bitmiyor ve Kürt halkı faili belli bir şekilde katlediliyor. Sorumluları daha önceki katliamlarda olduğu gibi ne yargılanıyor ne de görevinden alınıyor. Sistematik kıyım ve katliamların sorumlusu Hrant Dink ve Tahir Elçi’de olduğu gibi Deniz’de de devletin sıcak kollarında korunuyor. Kim korursa korunsun tarihte, halklarda failleri biliyor ve halklar failleri elbet yargılayacaktır” diye belirtti. Şark Islahat Planı ile beraber Kürt göçünün yasal bir dayanak doğrultusunda gerçekleştirilmeye başlandığını savunan Fidan, “Kürt halkı 90’lı yıllarda başlayan köy boşaltmaları ve zorunlu göç politikalarıyla dün olduğu gibi bugün de, savaş ve sermaye işbirliği ile yerinden yurdundan ediliyor. Türkiye resmi ideolojisi her iktidar eliyle aynı politikayı sürdürüyor ve bunu bir tekrarını daha AKP hükümeti tarafından görüyoruz; önce kırsalda yaşayan halkın geçim kaynağı olan mera alanları, meyve bahçeleri, dağları ve ormanları içersin de ki bütün bir canlılıkla birlikte yakılıyor, daha sonra bölge halkı zorunlu göçe ve yoksulluğa devlet eliyle sürükleniyor” ifadelerini kullandı.
‘TEMEL İHTİYAÇ BARIŞTIR’
Zorunlu göç ve mülteciliğin bir insan hakları ihlali ve halk sağlığı sorunu olduğuna dikkati çeken Fidan, “Belirttiğimiz tüm hususlar dahilinde öncelikle savaşların devletlerin ve sermayenin yarattığı bu ihlallere karşı toplumun bütün kesimlerini duyarlı olmaya davet ediyoruz. Bilinmelidir ki savaş devam ettiği müddetçe göç mültecilikte devam eder. Başta Kürt halkı olmak üzere bütün halkların, zorunlu göçe maruz kalanların kendi topraklarında güvenle yaşayabilmesi için gerekli ve en temel ihtiyaç barıştır” şeklinde konuştu.