Sorun ve sorunların
teorik tarifi belki bizleri rahatlatacak bir kimlik olarak yaşatabilir.
Ama sorun ve
sorunların yıkıcı özelliği devam ettikçe ve hepimizin geleceğini ipotek altına
aldıkça salt teorik tanımlamalar bir anlam ifade etmiyor.
Bizim çok acil pratik
çözümlere ihtiyacımız var.
Daha dogrusu pratik
çözüm iradelerine ihtiyacımız var.
Sorunun genel
tanımını yapmak veya tarihsel ilişkisini sürekli tarif etmek elbette önemli ama
sorunun bugün geldiği nokta ve çözüm acilyeti her seyden daha değerlidir diye
düşünüyorum.
O halde yapılacaklar
listesi de bellidir:
1) Sorunun şiddet ve
düşmanlık üzerinden sürdürülemeyeceği açık ve net ortadayken
Birinci öncelik
siddet ve düşmanlıktan vazgeçecek bir iradenin ortaya konulmasıdır.
Bu irade kendisini
“Devlet çıkarı
veya örgüt çıkarı”
Cenderesinden
sıyırmış
Bu ülkede yaşayan
Her düşünceden
Her inançTan
Her etnik yapıdan
oluşan 82 milyonun çıkarını düşünen ve kollayan bir irade olmalıdır.
Toplumun çıkarını
değil de
Sadece devlet veya
örgüt çıkarlarını önceliyen iradelerin bu ülkeye kazandıracak bir şeyi
olmadığını acı tecrübelerle öğrenmiş bulunmaktayız ve hala öğrenmeye devam
ediyoruz.
2) Bugünun somut
durumuna baktığımızda
Dün çözüm surecini
bitiren gerekçenin Türkiy’ede siyasetin
gerek parlementoda gerekse de yerel yönetimlerde elde etmiş olduğu
kazanımların Suriye’de silah ile elde edilen kazanımlara feda edildiğini
artık herkes
bilmekte.
Ve bugun sorunun
çözümsüz devam etmesinin nedeni de Suriye de olup bitenlerin olduğu da açıktır
Yani soruna çözüm
bulmak için Suriye’den başlamak gerektiği bir zorunluluktur.
3) İrade ve Suriye
zorunluluğu olmazsa olmaz bir durum ise
Anahtar sözcuk nedir
o zaman?
İşte bura da pratik
çözüm devreye girmeli.
Bu da başta
belirtiğimiz şiddet ve düşmanlığın son bulacağı somut adımdan geçiyor.
Öcalanın 2013
newrozun da dile getirdiği silahlı mucadeleye son çagrısı ile
Devletin 2014 yılın
da şekillendirdiği ve devlet politikasına dönüştürdüğü “PKK’nin Türkiye
sınırları icerisinde silah bırakması ve Turkiye Cumhuriyetine düşmanlıktan
vazgeçmesi” iradesini yeniden canlandırmaktır.
PKK’ye Türkiye karşı
silahı ebediyen bırakacak
Türkiye tıpkı Irak
kürdistana baktığı gibi Suriye’deki Kürtlere yönelik bakış açısını kalıcı hale
getirecektir.
Bu ne devlet
çıkarıdır
Ne de örgüt çıkarıdır
Bu bu coğrafyada
yasayan herkesin çıkarıdı.r
Bu çözüm
Türkiye ABD
Türkiye Rusya
Türkiye ve komşu
ülkeler ile ilgili sorunların çözümünde de pozitif bir role neden olacaktır.
Böylesine bir adımlar
zincirinin atılması artık bir zorunluluktur.
Tıkanmış ve
çözümsüzlük cenderesin de nefes almakta zorlanan ve acil çare bulunamazsa
bölgesel bir ateşe dönüşecek olan bu durumdan
Şimdilik acil çıkış
ve yol haritası budur diye düşünüyorum.
Bunun içinde
1 eylül 2019 günü Türkiye de silahlara veda günu olsun diyorum.
YORUM-ANALİZ