Yaklaşan yarıyıl tatili ve öğrencileri saran karne heyecanıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, tatilde yapılması gerekenler hakkında tavsiyelerde bulundu.
Yaklaşan yarıyıl tatili ve öğrencileri saran karne heyecanıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Dicle Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula, tatilde yapılması gerekenler hakkında velilere önemli tavsiyelerde bulunarak, alınacak karnenin öğrencinin başarısıyla eksenli olmadığını belirtti. Öğrencinin alacağı karnenin sadece öğrenciye ait olmadığına dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Kula, başta anne-baba olmak üzere okul, öğretmen ve eğitim sisteminin dâhil birçok bileşenin bunda katkısı olduğuna işaret etti.
“BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN SEBEPLERİ ARAŞTIRILMALI”
Türkiye’de okumakta olan binlerce öğrencinin önümüzdeki cuma günü karne alma heyecanı yaşayacaklarını belirten Kula, “Bunların bir kısmı sevinç, bir kısmı da endişe ve hüzün yaşayacaktır. Çünkü aile ve çevrenin beklentileri ile karnede olan notlar örtüşmediği zaman öğrenci ile veli arasında bazı tatsızlıklar yaşanmaktadır. Bazı anne-babaya göre çocuğun başarısı karne eksenlidir. Anne-baba genellikle çocuklarının başarısına ortak olmayı ister fakat başarısızlık olunca sorumlu olarak çocuğu gösterirler. Oysa alınacak karne sadece çocuğa ait değildir. Başta anne-baba olmak üzere okul, öğretmen ve eğitim sistemi de dâhil birçok bileşenin bunda katkısı vardır. Başarı ve başarısızlığın sebepleri ayrı ayrı iyice araştırılması gerekir” dedi.
“KONTROL VE TESPİT DÖNEMİDİR”
Karne tatilinin öğretmen, öğrenci ve anne-baba için kontrol ve tespit dönemi olduğunu dile getiren Kula, tatil döneminde öğretmen, veli ve öğrencinin kendi eksiklik veya hatalı yönlerini tespit edebileceğini söyledi. Karne tatilinin çocuklarla hesaplaşma süreci olmadığını söyleyen Kula, “Karne tatili, sabahtan akşama kadar televizyon ve bilgisayarla vakit geçirme süreci ve sokaklarda oyun oynama değildir. Karne tatili, arkadaşlarla sabahtan gece yarılarına kadar takılma da değildir. Karne tatili, ev veya iş yerinde saatlerce çalıştırılmak da değildir. Karne tatili, geçen dört ayın verdiği stres ve yorgunluğunu atmak için ve eksiklikleri tespit etmek için iyi bir fırsattır. Karne tatili, tempolu ve çoklu öğrenime ara verip daha sade ve az süre ile sevdiği şeyleri yapma imkânı verir. Sevdiği şeyleri yapmak, insanı yormaz. Özellikle dua ezberletme zihni güçlendirir ve okuldaki başarıyı artırır. Karne tatili öğretmen, öğrenci ve anne-baba için kontrol ve tespit dönemidir. Anne babalar çocuklarını daha yakından kontrol etme imkânına kavuşmuş olurlar. Hem öğretmen hem veli hem de öğrenci kendi eksiklik veya hatalı yönlerini tespit edebilirler. Karne tatili, karne ne kadar düşük (kötü) notlarla dolu olsa bile bunun karşılığının şiddet veya dayak olmaması gerektiğinin pratik yaşandığı dönemdir. Hiçbir çocuk, hiçbir zaman şiddet veya dayağı hak edecek bir suçla itham edilemez. Bu, eşyanın tabiatına aykırıdır. Çocukluk döneminde görülen şiddet veya dayak, kişilikte silinmez iz bırakan utanç verici şeylerdir.” ifadelerini kullandı.
“DÖVÜLEN ÇOCUK BUNU UNUTMAZ”
Kula, karnedeki düşük nottan veya başka bir sebepten dolayı dövülen çocuğun, bunu hayatı boyunca unutmadığına dikkat çekerek, bu süreçte çocuklara karşı sevgi ve merhamet göstermenin pratik olarak gösterilmesi gerektiğini dile getirdi. Karne tatilinin, çocukların eleştirilmekten çok, teşvik edilmeye ve doğru şeylere yönlendirilmeye ihtiyacı olduğu bir süreç olduğunu belirten Kula, son olarak şu ifadeleri kullandı: “Karne tatili, normal insan olmanın en temel vasıflarından biri olan çocuklara karşı sevgi ve merhamet göstermenin pratik olarak uygulanması gereken bir süreçtir. Bu süreç oyun ve eğlenmenin çocukların hakları olduklarını gösteren bir aradır. Anne-baba olarak onların bu haklarına saygılı olmalıyız. Karne tatili, okula giden çocukların temel gıda ihtiyacı kadar ‘model’ (örnek olma) arama ihtiyacının da olduğunun bilincinde olunması gereken bir süreçtir. Anne-babalar çocuklarının, kitap, defter, kalem kadar örnek (model) kişilere de ihtiyacının olduğunun fark etmesi gereken bir süreçtir. Karne tatili, eğitim ve öğretimin ‘anne karnından toprağın karnına’ düşene kadar devam eden bir süreç olduğunu gösteren bir evredir. Bir dönem başarısızlık olursa önümüzdeki dönemde bunun telafisinin mümkün olduğunu gösteren bir süreçtir. Ancak karnedeki düşük nottan veya başka herhangi bir sebepten dolayı dövülen veya onuru kırılan bir çocuk, bunların izlerini hayat boyu silemez.” (İLKHA)