enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4714
EURO
36,3434
ALTIN
2.956,04
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır
Çok Bulutlu
16°C
Diyarbakır
16°C
Çok Bulutlu
Cuma Parçalı Bulutlu
18°C
Cumartesi Yağmurlu
17°C
Pazar Karla Karışık Yağmurlu
5°C
Pazartesi Az Bulutlu
6°C
DİYARBAKIR HABERİ
DİSİDER Başkanı Şeyhmus Akbaş, asgari ücret artışının tartışıldığı dönemde piyasadaki denetimsizlik ve fırsatçılıkla ilgili uyarılarda bulunarak, iş barışının korunması ve iki tarafın fedakarlık yaparak uzlaşma sağlaması gerektiğini belirtti. DİYARBAKIR GAZETE- Diyarbakır Sanayici ve İş Dünyası Derneği (DİSİDER) Başkanı Şeyhmus Akbaş, ülkede devam eden asgari ücret tartışmaları ve daralan ticaretle ilgili açıklamalarda...
21.11.2024
Bağlar Belediyesi Eş Başkanı Leyla Ayaz, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla tekstil atölyelerini ziyaret etti. DİYARBAKIR GAZETE- Bağlar Belediyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla çalışmalarını sürdürüyor. Eş Başkan Leyla Ayaz, “Sözümüz bitmedi şiddeti birlikte durduracağız” sloganıyla başlatılan çalışmalar kapsamında tekstil...
21.11.2024
Kayapınar Belediyesi Kadın Müdürlüğü 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında Bilgi Akademi’de kurs gören genç kadınlara dönük ‘Dijital Şiddet’  konula konulu seminer verildi. DİYARBAKIR GAZETE- Kadın Müdürlüğü 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında belediyeye ait Bilgi Akademi kurs gören genç...
21.11.2024
Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü tarafından düzenlenen Koruyucu Aile Tanıtım Semineri, 20 Kasım 2024’te başladı. Seminerin ilk oturumu, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Aydın Polat’ın açılış konuşmasıyla gerçekleştirildi. DİYARBAKIR GAZETE- Diyarbakır Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü, koruyucu aile modelinin yaygınlaştırılması amacıyla rehber öğretmenlere yönelik bir seminer...
21.11.2024

Uzman Psikolog Yiğit’ten Depremin yol açtığı psikolojik travma tavsiyeleri!

Uzman Psikolog Yiğit’ten Depremin yol açtığı psikolojik travma tavsiyeleri!
REKLAM ALANI
09.03.2023
0
A+
A-

Diyarbakır’da görev yapan Uzman Psikolog Mehmet Fatih Yiğit, depremin yol açtığı psikolojik travmaların belirtileri ve neler yapılması gerektiğini konusunda tavsiyelerde bulundu. Yiğit, Yaşanılan büyük travmatik olay olan deprem sonrasında travma gibi belirtileri gören vatandaşların bir uzman desteği, profesyonel bir yardım almasının doğal olduğunu belirterek, “Bu bir zayıflık veya utanılacak bir durum değil, herkeste görülmeyebilir ama görülmesi de, neden bende var dedirtmemelidir” dedi.

DİYARBAKIRGAZETE- Uzman Psikolog Mehmet Fatih Yiğit, Deprem sonrası psikolojik durum ve neler yapılacağı hakkında yaptığı açıklamada, Depremin, hem içsel hem dışsal etkileri olan bir travma olduğunu ifade ederek, “Deprem sonrasında panik atak, majör depresyon, kaygı bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu sık rastlanan rahatsızlıklardır ve bunların akut evre sonrasında, ki buda bir ay olarak kabul edilir, sağaltımının yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır” dedi.

Uzman Psikolog Yiğit, belirtileri ve nasıl başa çıkılacağı konusundaki tavsiyeleri şöyle sıraladı:

PANİK ATAK

“Deprem anında ciddi bir tehlike söz konusudur ve sinir sitemimiz hayatta kalma güdüsüyle harekete geçer, sempatik sinir sitemi korunma güdüsüyle beden fonksiyonlarını hızlı bir şekilde revize eder ve var olan tehdit karşısında savaşmak veya kaçmak için gereken adrelanin ve noradrenalin üretimini yapar. Bu süreçte kalp atışı artar, nabız yükselir, nefes alışverişi hızlanır, göz bebekleri büyür, sindirim sistemi ve diğer enerji harcayacak sistemler devre dışı kalır… Tüm bunlar tehlike anında beden bütünlüğünü korumak için gereken önlemler olarak gayet normaldir.

Panik atak, ortada gerçek bir tehlike yokken bir tehditle karşı karşıya kalmamışken sempatik sinir sisteminin yanlış alarmla tekrar devreye girmesidir diyebiliriz.  Yani bu defa kaçmamızı gerektirecek bir durum yoktur ama bedenimizde fazladan adrenalin üretimi vardır, bunu kullanabileceğimiz bir alan olmadığı için birey bedenindeki bu değişime anlam bulmaya çalışır ve; kalbim hızla çarpıyor, nefes alamıyorum, ellerim karıncalanıyor, ter basıyor, boğulacak gibi hissediyorum, midem bulanıyor, başım dönüyor, ölecek miyim, kalp krizimi geçiriyorum diye düşünmeye başlar. Bu yaşanan aslında bir panik atak halidir.

PANİK ANINDA NELER YAPILABİLİR?

Öncelikle bir durum tespiti yapıp, şu an gerçek bir tehdit var mı, tehlike altında mıyım diye bir farkındalık gerçekleştirebilmek önemli. İkinci adım, nefes alış verişini kontrol altına almak, burundan derin nefes alıp yavaşça ağızdan nefesi vermek ve bunu olabildiğince yavaş yapmak, iki dakika kadar bunu yapabilirseniz kalp atışı, nabız normalleşmeye başlar. Üçüncü adım, zihin aynı anda iki şeye odaklanamaz o yüzden etrafınızdaki nesnelere odaklanabilirsiniz, bir resimdeki detaylara dikkat yöneltebilirsiniz, hareketli nesnelerin hareketlerini izleyebilir odaklanabilirsiniz. Şu an bir tehlike yok bu sadece yanlış alarm, birazdan geçecek telkinlerini kendi kendinize tekrarlayıp o an varsa meşgul olduğunuz bir uğraş mümkün oldukça ona devam etmeyi deneyin. Hemen pes etmeyin başlangıçta işe yaramıyor gibi düşünebilirsiniz ama birkaç denemeden sonra hızlı bir şekilde atlattığınızı göreceksiniz. Bütün bunların yanında semptomlar baş edemediğiniz boyuttaysa bir uzman desteği almanız gerekecektir.

MAJÖR DEPRESYON

Depresyon halk arasında en sık bilinen ve en çok kullanılan bir rahatsızlık tanımıdır, peki depresyon nedir nasıl tanımlayabiliriz. Öncelikle burada söz edeceğim depresyon kısa sürede çıkan ve en az iki haftalık bir sürece gözlemlenen bazı bulgular eşliğinde tanılanacak olan majör depresyondur.

Çökkün duygu durumu, umutsuzluk, çaresizlik, üzüntü, ilgi yoksunluğu, içe kapanma, iştahsızlık, kilo kaybı, enerji yoksunluğu, uykusuzluk, odaklanmakta zorluk, suçluluk duygusu, ölüm düşüncesi gibi semptomları gözlemlemek olasıdır. Yaşanan deprem sadece iç dünyamızı değil dünyada güven alanımız olan evimizi yaşam alanımızı tehdit etmiştir ve bu yüzden güven duygumuz, umut ve çaresizlik duygularımız yoğundur. Peki bu durumda neler yapabiliriz.

Depresif durumlar en çok geçmişe takılı kalmayla ilgidir, geçmişte olanları atlatamamak, etkisinden kurtulamamak. Kabullenmemekle ilgili. Biliş alanımızı şu şekilde yapılandırabiliriz: “Yaşadığımız bu olay benim suçum değil, bunun sebebi ben değilim, bunun olmasına hiçbir şekilde engel olamazdım, evet ciddi bir olay yaşadım belki kayıplarım oldu ama hala burada olmamın bir anlamı var, yaşananlar acıda olsa, zorda olsa buna alışacağım ve bu duyguları hep yaşamayacağım, tüm bu olumsuzluklar bir süre daha devam edecek ve sonra bitecek, bunu biliyorum.”  Gibi telkinler yanı sıra davranışsal olarak; harekete geçmek, herhangi bir şeyle uğraşmak yapabiliyorsak imkanımız varsa başkalarına yardım etmek, yürüyüş yapmak, yakınlarımızla vakit geçirmek, sarılmak, duyguları boşaltmak, ağlamak istiyorsak kesinlikle bunu bastırmamak ve ağlamak, yapılabilecek küçük hedefler koyup yapmak, mesela günlük bir saat yürüme hedefi koyup bir saat fazla deyip sonra hiç yürümemektense 10 dakika hedef koyun ve onu gerçekleştirin. Bir aydan sonraki süreçte iki haftadan daha uzun süre hala bu belirtilerde bir azalma ve iyilik hali yoksa bir uzman desteği almanız gerekebilir.

YOĞUN KAYGI (ANKSİYETE)

Kaygıyı kısaca, olmamış bir şeyin olacağı korkusunu yoğun bir şekilde düşünme ve bu düşüncelere engel olamama hali diyebiliriz. Henüz gerçekleşmemiş ve bir durumu düşünüp gerçekleşirse ne yaparım korkusunu yaşama hali. Örneğin akşam karanlığında bir sokaktan geçerken sokak köpeklerinin havlayarak size doğru koştuğunu gördüğünüzde yaşayacağınız duygu korkudur. Ama evde oturuyorken o sokaktan geçerken köpeklerin gelme ihtimalini düşünüp huzursuz olma hali kaygıdır. Yani kaygı gerçekleşme ihtimali olsun olmasın huzursuzluk verici bir duyguyu peşinen hissetme durumu. Depresyon için geçmişe takılı kalma hali demiştik, kaygı ise gelecekte yaşanacak olumsuzluklara yüklenen korkudur.

Maalesef deneyimlediğimiz bu deprem ve sonraki artçılar kaygımızı doğurdu ve beslemeye devam etti. Bir çok insan oturduğu yerde en ufak ani bir seste, ya da oturduğu koltuğun hareket sonucu sallanmasında, en ufak bir uyaranda deprem mi oluyor kaygısını yaşıyor. Sürekli avizeleri kontrol etme deprem olmadığından emin olma ihtiyacı duyuyor. Uykuda irkilme ve derin uykuya dalmada güçlük yaşıyor. Bu süreçte bunların olması gayet olası durumlar olmakla beraber normalleşmeyle birlikte bir süre sonra kaybolması beklenir. Almamız gereken tedbirleri aldıktan sonra kaygımızı olabildiğince mantıklı sorular ve onlara vereceğimiz cevaplarla kontrol atına almaya çalışabiliriz. Örneğin; evin yada o an kaldığımız yerin depremden hasar almadığı, güvenilir olduğunu bilemek, her ihtimale karşı ne yapması gerektiğini bilmek, deprem çantası hazırlamış olmak, acil eylem planı hazırlamış olmak… yani bir daha bir deprem yaşama ihtimaline karşı alması gereken tüm tedbirleri almış olmak ve bunların farkında olmak oldukça önemlidir. Tüm bu kaygılar altı ay gibi uzun sürelerde hala belli bir yoğunlukta devam ediyorsa mutlaka uzman desteği alınması gerekir.

TRAVMA SONRASI STRES BOZUKLUĞU

Travma, kişiyi aşırı korkutan, çaresizlik ve dehşet duygusuna yol açan beklenmedik bir anda oluşan bir olaydır.  Travma sonrasında görünen izlenen daha öncede belirttiğimiz bir çok belirti, uykusuzluk, kolay irkilme, sinirlilik hali, öfke, olayları hatırlatan durumlardan kaçınma, aşırı korku hali gibi bir çok belirti yaşanan olay sonrasında bir çok insanda gözlemlenmekle beraber bir süre sonra kişinin kendi baş etme mekanizmaları geliştirmesiyle ortadan kaybolur. Bu rahatsızlığa daha önce değindiğimiz depresyon ve kaygı bozukluğu gibi rahatsızlıklarında eşlik etmesi sık rastlanan bir durumdur. Tabi bazı bireylerin bu duruma alışması normalleşmesi aylar hatta yıllar sürebilir. Bu durumda mutlaka bir tedavi alması gerekecektir. Travma sonrası stres bozukluğunun biçok kişide bir zayıflıkmış gibi algılanması ve tedavi edilebilecek bir hastalık olarak görülmemesi iyileşme sürecini olumsuz yönde etkilemiş oluyor.

Yaşadığımız bu büyük travmatik olay olan deprem sonrasında sizde kendinizde veya bir yakınınızda bu tarz belirtiler görüyorsanız bir uzman desteği, profesyonel bir yardım almanız oldukça doğaldır. Bu bir zayıflık veya utanılacak bir durum değil, herkeste görülmeyebilir ama görülmesi de, neden bende var dedirtmemelidir. Grip olup doktora gitmek ne kadar doğalsa bu durumda bir tedavi almakta o kadar doğaldır.”

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Jojobet - Vbet para çekme