TEOG Geri Gelsin!

TEOG’un kaldırılmasıyla birlikte yeni sınav sistemi olan Liseye Geçiş Sınavı (LGS) 2 Haziran’da gerçekleştirilmişti. Sınav sonuçlarının açıklanmasından sonra tercih işlemlerini yapan adayların bir kısmı herhangi bir okula yerleşemedi. LGS tercih işlemlerini e-Okul uygulaması üzerinden tamamlayan öğrenciler ve ailelerinin günlerdir beklediği LGS tercih sonuçları öğrenci ve aileleri mutlu etmedi.

YENİ SINAV SİSTEMİNİ BEĞENMEDİM!

3 yıldır sınava hazırlanan Pelda Ergel; “Sınavda matematik sorularının farklı olduğuna değinerek şunları söyledi:  “Yeni sistemi hiç beğenmedim, boşta kalanlara da yazık oldu. Yeni sistemin adını bile değiştirdiler. Matematik bile çok farklıydı.” dedi.

TÜRKİYE’DE OLMAYAN TEK ŞEY EĞİTİM

Üniversite öğrencisi Mekiye Atsız ise Türkiye’deki eğitim sistemini eleştirdi ve  sistemin berbat olduğunu vurgulayarak “Türkiye de olmayan tek şey eğitim. Berbat bir sistem. Geleceğin nesillerine yazık” dedi.

TEOG GERİ GELSİN

LGS’de kıl payı bir lise kazandığını dile getiren Muhammed Medeni ise şunları söyledi: “Sınav çok zor oldu. Ben boşta kalmadım ama boşta kalanlar da oldu. TEOG geri gelsin. Matematik berbattı. Beni çok zorladı. Kıl payı güzel bir liseyi kazandım. Eski sistem daha iyiydi.”dedi.

ALLAH YARDIM ETSİN

Boşta kalan öğrencilerin üzülmemesini isteyen Mecit Ülgen de;  “Beklediğimizden çok daha kötüydü. Ben açıkta kalmadım geçtim. Ama boşta kalanlara Allah yardım etsin üzülmesinler daha çok çalışsınlar bir sonra ki sene daha güzel yaparlar. Rotinda Tari ise sözelin kolay, sayısalın ise zor olduğunu belirterek; “Bu sistem çok kötü oldu. Ben LGS’ye girdim, ağabeyim de üniversite sınava girdi. Kendimi geçtim fakat ağabeyime çok üzüldüm. Sistem çok değişmiş. Sözel yapabiliyorum ama sayısal çok zordu. TEOG geri gelsin.” dedi.

‘’ÖĞRENCİLERİN YETENEKLERİNE GÖRE YERLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR’’

Eğitim–Sen Bir Nolu Eş Başkanı Abbas Şahin ise; sendika olarak sınav sistemine karşı olduklarını ve bu sınav sisteminin ortadan kaldırıldığı zaman da eğitimin kaliteli hale getirilmesi gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu; ”Öğrencilerin yeteneklerine göre yerleştirilmesi gerekiyor. İleride istihdam probleminin yaşanmayacağı bir şekilde yerleştirme planı olmalıdır. Bunlar da bir devlet politikasını gerekli görüyor. Türkiye’de eğitim sistemi hükümetlere endeksli olduğu için bunları beklemek hayal olur. Sürekli bir şekilde eğitim bakanının değişmesi, eğitime nasıl baktığımızın kanıtıdır. Bir ülkenin en büyük sorunu, eğitim sorunudur. Eğitim sorununu çözdüğümüz zaman diğer problemlerin çözülmesi daha kolay olur.  Eğitim sorununu ortadan kaldırmadığınız zaman, karmaşık bir hale soktuğunuz zaman diğer alanlara da nüfuz eden büyük bir soruna dönüşüyor”

 ‘’SINAV SİSTEMİ BAŞLI BAŞINA BİR SORUNDUR’’

Düşünen bir toplum yaratmak, kendisini geliştiren, sorgulayan bir nesil yaratmak istiyorsanız eğitimi kaliteli hale getireceksiniz diyen Şahin,” Sürekli bakanların, sınav sistemlerinin ve müfredatın değişmesi büyük bir sıkıntıdır.  Sınav sistemi başlı başına bir sorundur, beraberinde rekabeti getirir. Rekabet, kapitalist sistemin bir gerekliliğidir. Eğitim sistemi rekabete dayalı olmaktan ziyade yetenekleri ortaya çıkarabilen, düşünen, sorgulayabilen ve eleştirel bakabilen bir programa göre dizayn edilmelidir. Türkiye’de bunun tam tersi oluşturuluyor. Ezberci, biat eden bir sistem yaratılmaya başlanıyor. Her yerde okullar kimseye sorulmadan İmam Hatip’e çevrildi. Bu ülkede farklı inançlara mensup insanlar var. Burada bir dayatmanın söz konusu olduğunu görüyoruz. Her yere İman hatip götürmeye çalışıyorlar. İmam hatip okulu açamadıkları yerlerde de sınıflar açmaya çalışıyorlar. Amaçları biat eden bir nesil yetiştirmektir” diye belirtti.

‘’NİTELİKLİ’ VE ‘NİTELİKSİZ’  OKULLAR SUÇTUR’’

Eğitim sistemi bir gecede değişti ve bundan bakanın bile haberi yoktu. Eğitim sistemi değiştikten sonra bakanın bir açıklaması oldu. ‘Nitelikli’ ve ‘niteliksiz’  okullardan söz etti. Bu anayasada adı geçen eğitimdeki fırsat eşitliğini yok sayma anlamına geldiğini ifade eden Şahin,” Yüzde onluk dilimlere giren öğrenciler nitelikli okullara, diğer öğrenciler ise niteliksiz okullara gidecek. Bu durum akla şu soruyu getiriyor. Yüzde onluk dilimin dışında kalan öğrenciler niteliksiz mi? Bu durum kamuoyu ile tüm açıklığıyla paylaşılmadı. Farklı bir şekilde anlatıldı. Eğitim sistemini geliştirmek için yaptıklarından bahsettiler. Nitelikli okullar içerisinde Fen lisesi, Anadolu lisesi, Sosyal bilimler lisesi ve İmam hatip liseleri bulunmaktadır. Aynı şekilde İmam hatip liseleri diğer liseler içerisinde adrese dayalı bir hale getirilerek, öğrencinin farklı ve kaliteli bir okulda eğitim almasının önü kapatılmış oldu. Her çocuğun yetenekli olduğunu ve kimsenin kimseden daha yetenekli olmadığını bilmemize rağmen öğrencileri nitelikli ve niteliksiz diye ikiye ayırdılar”diye tepkide bulundu.

‘’ÖĞRENCİLERİ DİREKT İMAM HATİPLERE YÖNLENDİRECEKLER’’

Şahin, ”Yüzde onluk dilime girdiğinizde nitelikli okullara gidebiliyorsunuz, diye söylendi. Daha sonra bunun da gerçek olmadığı ortaya çıktı. Türkiye genelinde yüzde 52’lik bir yerleştirme oldu, geriye kalanlar dışarıda kaldı. Eylül ayı içerisinde yerleştirme komisyonu bir çalışma gerçekleştirecek. Bu ne anlama geliyor? Öğrencileri istedikleri okullara yerleştirecekleri sonucu ortaya çıkıyor. Öğrencileri direkt İmam hatiplere yönlendirecekler. Tüm bunlar, iktidarın gelecek politikaları için yaptığı hazırlıktır. Tüm bunların sonuçları nasıl olacak? Bilimsel sorgulamayan, sanatla ilgilenmeyen bir gençliğin toplumuna, ülkesine katkısının olacağına inanmıyorum. Bunun için eleştirel bakmasını bilen, sorgulayan bir gençliğin olması gerekiyor. Sorgulayan insanlar ilk önce iktidarları sorgular. İktidarlar da buna karşı biat eden bir gençlik yetiştirme gayesindedir.” dedi.

‘’DİYARBAKIR’DA YERLEŞTİRMELERDE PROBLEM YAŞANMADI’’

Türkiye geneline baktığımız zaman 126 bin öğrencinin nitelikli okula yerleşme kontenjanının olduğunu aktaran Şahin,”Bu toplamda 1367 okula denk geliyor. Bu nasıl bir planlamadır ki böyle bir yöntemi uyguladınız. Diyarbakır özelinde 28 bine yakın ortaöğretim son sınıf öğrencisi vardı. Yüzde onluk dilime baktığımız zaman 2850 kişiye denk geliyordu. Diyarbakır’da yerleştirmelerde çok büyük bir problem yaşanmadı ama bu 2850 kişinin dışında kalanlara baktığımız zaman, yerleştirmelerine baktığımız zaman; niteliksiz okul sınıfına girmiş oldular. Bu aslında başlı başına çok büyük bir sorundur.  Öğrencileri nitelikli ve niteliksiz diye ayırmak; bu durum bize Hindistan’daki kast sistemini hatırlatıyor. Uzun vadede baktığımız zaman birçok sorunu da beraberinde barındırıyor. Nitelikli ve niteliksiz okullarda okuyan insanların bir arada yaşayacağını düşünüyor musunuz? Anayasaya aykırı bir durum ile karşı karşıyayız. Bir suçtur bu”diye uyardı.

”EĞİTİMİN KENDİSİNİN NİTELİKLİ OLMASI GEREKİR”

Kaliteli bir eğitim sistemimizin olmamasından yakınan Şahin, ”Eğitimi kaliteli bir hale getirebilmek için, eğitimin kendisinin nitelikli olması gerekir. Bunun için alt yapının oluşturulması gerekiyor. Öğretmen yetiştirme noktasında ciddi problemler yaşanıyor. Bunların gözden geçirilmesi gerekiyor. Matematik ve fen bilimleri, temel bilimlerdir. Bu alanlarda başarı etmenin yegane yolu, sorgulayabilmektir. Sorgulama olmadan başarı elde etmek mümkün değildir. Bu, ezberci ve sözel mantıkla hareket eden eğitim sisteminin sonucudur. Bu durum değişmeyecektir. Üniversite sınavlarına baktığımız zaman yüz binlerce insanın başarısız olmasının temel nedeni şuan oluşturulan liselerdeki temel eğitim sistemidir. Başarısız olan binlerce insan neyin göstergesidir? Temelde biriken sorunların gün yüzüne çıkmasıdır. Bütün üniversiteler de niteliksiz hale getirildi.  Bu durum toplumsal sorunlara neden olacaktır” uyarısında bulundu.

ÖĞRENCİLER PSİKOLOJİK SORUNLAR İÇERİSİNDE KALIYOR

Eğitim politikalarının öğrenciler üzerinde yarattığı psikolojik yıkımı direkt göremediğimizi vurgulayan Şahin,” Binlerce gencin hayallerinin olması ve geleceğe umutla bakması onları hayata bağlayan ve geliştiren bir unsurdur. Ancak siz bu hayalleri ortadan kaldırdığınız zaman,  meydana gelen hastalıklı bir toplumun sonuçlarını zamanla görüyorsunuz. Öğrencilerin sınav kazanmadığı zamanda intihar ettiklerini, şiddete meyilli hale geldiklerini ve madde kullandıklarını da görüyoruz.” dedi.

Kaynak: Tigris Haber Gazetesi