Diyarbakır’da yeni açtığı kırtasiyesinde “takas usulünü” uygulayan Kırtasiye İşletmecisi Mikail Adıgüzel “Hem durgun olan piyasayı canlandırmak, hem de geleneklerimizi hatırlatmak istiyoruz” dedi. Adıgüzel ayrıca, “Parası olmayan bir insan buraya yumurtasını getirip karşılığında çocuğunun defter-kitap ihtiyacını karşılayabilir” dedi.
Yerli mala destek vermek ve eski usul nostaljik bir alışverişi insanlara hatırlatmak amacıyla Şehir Kitap Kırtasiye, alışverişlerde takas usulü ile ödemeyi de kabul ediyor. Bu uygulama ile aynı zamanda okul hayatını kolaylaştırmak ve verimliliği arttırmak da hedefleniyor.
Son dönemde özellikle doların yükselmesiyle her şeyin fiyatının yükselmesinden yakınan Adıgüzel, “A4 kağıdının fiyatı geçen yıl 12 TL iken, şimdi 22 TL. Kırtasiyede olduğu gibi gıda, tekstil, mobilya, inşaat gibi sektörlerde de durum aynı. İnsanlar her yerde yüksek fiyatlarla karşılaşıyor, eskisi gibi uygun fiyatlı ürün yok. Biz de küçük bir sektörde bulunmamıza rağmen bir şeyler yapmak istedik ve aklımıza eski usul takas yöntemine dönmek geldi” dedi.
“ÇİFTÇİLER ÜRÜNLERİNİ İSTEDİĞİ FİYATTAN VEREMİYOR”
Çiftçilerin ürünlerini istediği fiyattan veremediğini belirten Adıgüzel, “Bu sıkıntılı dönemde takas usulünü de kullanmak bir katkı olur diye düşündük. Bu bölgede son zamanlarda sadece kırtasiyelerde değil tüm sektörlerde durgunluk var. İnsanlar kendi ihtiyaçlarını gideremiyor” şeklinde konuştu.
KATKI SUNMAK İSTİYORLAR
İnsanlara bir katkı sunmak istediklerini ifade eden Adıgüzel, “İlk amacımız bu sezonda okullar açılırken kırtasiye alışverişinde zorlanan insanlara kolaylık sağlamak. Özellikle Milli Eğitim Okulları’na giden öğrencilerin imkanları çok kısıtlı ve hepimizin bir şeyler yapması gerekiyor. Bu yöntemi biz başlatalım istedik, belki ilerde diğer sektörler de bu usule geçer, daha çok insan birbirine yardımcı olur diye düşündük” dedi. Bu yöntemin sadece ziraat ve tarımsal ürünlerde değil; markette, inşaat ürünleri alışverişlerinde, giyim, tekstil sektöründe de uygulanabileceğini vurgulayan Adıgüzel, “Biz kırtasiye olarak buğday, tavuk, yumurta, yoğurt, peynir gibi tüm köy ürünlerini alışverişte kabul ediyoruz. Diğer sektörlerde de farklı ürünler üzerinden takaslar yapılsın isteriz. Belki çiftçilik sektörünü de hareketlendirmiş olabiliriz diye düşündük. Parası olmayan bir insan buraya yumurtasını getirip karşılığında çocuğunun defter-kitap ihtiyacını karşılayabilir. Bu zor dönemde ihtiyacı olup da ihtiyacını gideremeyen insanlara destek olmak istiyoruz” diye konuştu.
Diyarbakır’ın, bulunduğu bölge itibariyle tarımsal anlamda daha çok çalışılan bir alan olduğundan bahseden Adıgüzel, “Şehir merkezinde olmasa da insanların ilçelerindeki, köylerindeki akrabalarından ve tanıdıklarından satamadıkları ürünü getirip değerlendirmesi herkese yarar sağlayacaktır. Amacımız yerli mala destek vermek ve eski usul nostaljik bir alışverişi insanlara hatırlatmak” dedi.
Okul sezonunun açılışını önceki yıllara oranla daha az heyecanla beklediklerini belirten Adıgüzel, “Öyle bir süreçten geçiyoruz ki hem esnafın hem de vatandaşın alım gücü gün geçtikçe düşüyor. Okul hayatını kolaylaştırmak ve aynı zamanda verimliliği arttırmak amacıyla gereken ürünlerin yerine ulaştırılmasını sağlamayı amaçlıyoruz” diye konuştu.
HERKES İŞİNİ YAPSIN!
Okul sezonu yaklaşırken büyük marketlerin kırtasiye ürünleri satmasından kırtasiyelerin olumsuz etkilendiğini belirten Adıgüzel şunları söyledi: “İşi kırtasiye ile ilgili olmayan insanlar, bijuteriler, kasaplar bile kırtasiye malzemesi satıyor. Halk biraz daha ucuz olacağı düşüncesiyle oralara yöneliyor ama o malzemelerin güvenilirlikleri, kaliteleri ve sağlığa uygunluğu tartışılır. Çocuklar aldıkları yapıştırıcıya, silgiye, hamura temas ediyor, o ürünlerde kullanılan malzemelerin sağlığa ve satış ilkelerine uygun olması gerekir. Keşke herkes kendi sektöründe çalışsa ve biz kendi meslektaşlarımızla rekabet etsek herkes için daha verimli olur.”
Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı tarafından her zaman denetim altında olduklarını ifade eden Adıgüzel, “Sağlık bakanlığının yaptığı denetimlerde uçucu solvent içeren ürünler var mı, kokulu malzeme satılıyor mu, ürünler kanserojen madde içeriyor mu gibi tüm kontroller yapılıyor. Aynı şekilde, Ticaret Bakanlığı’nın yaptığı denetimlerde de ürünlerin üzerinde fiyat ve barkot var mı, satılan ürünler gerçek mi, faturası var mı gibi kontroller yapılıyor” dedi.
“TOPLUMSAL DAYANIŞMAYI GERİ İSTİYORUZ”
Eskiden nakit paranın kullanılmadığını hatırlatan Adıgüzel, “insanlar alışverişlerini eskiden hep takas yöntemiyle yaparlardı. O zamanlarda insanlar arasındaki sosyal ilişkiler de güçlüydü. O güçlü ilişkilerin ve toplumsal dayanışmanın olduğu sıcak ortama şimdi de sahip olmak istiyoruz” dedi. Bu takas yöntemini kullanılırken fırsatçılığa da imkan verilmemesi gerektiği konusunda uyaran Adıgüzel, “Biz etkin bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz; bunu yaparken kimsenin hakkına geçmemek, alınan ürünü iyi tartıp ölçmek gerekir. Dolar artışının belirgin bir etkisi olsa da satışlarımızı minimum kar ile yapmaya ve daha çok insana ulaşmaya çalışıyoruz. Uygun fiyatlarımız tamamen müşteriye yönelik bir adımdır, özellikle okulların açılma dönemlerinde öğrencilerin eksiği kalmasın istiyoruz” şeklinde konuştu.
“Takas usulüyle hem ürününü satamayan çiftçiyi, hem geçimini sağlamakta güçlük çeken insanları, hem bu ekonomik olarak zor dönemde işleri azalan biz esnaflara katkı sağlamayı, hem de toplumsal dayanışma ortamını tekrar yakalamayı amaçlıyoruz” diyen Adıgüzel, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Hem biz düşük karla da olsa satış yapalım, hem de çiftçinin elinde ürünü kalmasın, vatandaş çocuğunun ihtiyaçlarını karşılasın istiyoruz. Aynı zamanda tanıtımımızı da yapmak istiyoruz; insanlar gelsin, görsün, tanışalım, iyi ilişkiler kuralım, karşılıklı alışveriş yapalım istiyoruz. Uygulamamızı anlattığımız insanlardan büyük beğeni ve takdir alıyoruz, bu yüzden ilerleyen zamanlarda da farklı uygulamalarımız devam edecek.”