Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) tarafından hazırlanan, Diyarbakır merkez Sur ilçesinden göç eden ailelerin temel haklara ve kamu hizmetlerine erişimiyle ilgili projenin sonuçları bir toplantı ile değerlendirildi.
Bir otelde düzenlenen toplantıya, merkezi Diyarbakır’da bulunan DİTAM’ın başkanı Mehmet Kaya, projeye destek veren sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile proje çalışanları katıldı. Toplantının açılış konuşmasını yapan DİTAM Başkanı Mehmet Kaya, Eylül 2017’de hayata geçirilen proje kapsamında Sur ilçesinde yaşanan çatışmalar nedeniyle göç eden 6 bin aileden 500’ü ile görüşüldüğünü belirtti.
Kaya, şöyle dedi: “Göç eden ailelerle diyaloğa geçerek, o aileleri kamu kurumlarına gönderdik. Özellikle çocukların eğitim durumlarının ne durumda olduğu, sosyoekonomik durumlarındaki değişim, hükümet veya sosyal yapılardan aldıkları yardımlar ne durumda, sağlığa erişimleri hangi aşamada, yardım alabiliyorlar mı gibi sorunlarını tespit etmeye çalıştık. Bunu yaparken de 60 aileyle derinlemesine görüşme yapıldı. Sadece sosyal yardım ve aldıkları hizmetlerin yanı sıra derinlemesine analizle geleceğe bakışları, gelecekten beklentileri, psikolojik durumları, çocuklarının ruh halleri ve ne durumda oldukları, derinlemesine analizle daha iyi ortaya çıktı. O verilerin bulunduğu kitapçıkta bunların da detaylarına yer verilecek. Bugün bizim yaptığımız çalışma, toplam göç eden nüfusun neredeyse yüzde 10’una tekabül ediyor. Bu raporları dikkate alarak çözümler getirilmesi gerekir. Bu süreçte aynı zamanda ihtiyaçlar doğrultusunda eğitim, sağlık ihtiyacı, sosyoekonomik durum, psikolojik destek gibi konularda sivil toplum kuruluşlarının da bu çalışmaları daha derinlemesine ve göç eden insanların ne durumda olduklarını daha detaylı bir rapor haline getirirse biz geçmişte yaşadığımız yanlışları tekrarlamamış oluruz. En azından bu raporları ortaya koyarak, hükümetlere çağrıda bulunarak bu sorunların çözümleriyle ilgili katkılarını istemiş oluruz. Çünkü sosyal devlet olmanın gereği budur.”
500 SUR’LU AİLE GÖRÜŞÜLDÜ
Kaya’nın konuşmasının ardından DİTAM tarafından hazırlanan ve Kanada Büyükelçiliği tarafından desteklenen projenin sonuç verilerinin yer aldığı sunumu, DİTAM görevlisi Dilan Kaya yaptı. Proje kapsamında görüşülen 500 ailenin verilerinin paylaşıldığı sunumda Kaya şunları kaydetti: “Birçok kurumla bir araya gelerek kamu kurumları gezildi ve onların sürdürülebilir bir erişim haritasını tespit ederek, sahada görüşülen ailelere verdik. Ailelerin bilgi edinmesi sağlanarak sahada yapılan görüşmelerde ailelere ulaşılması için muhtarlardan destek aldık. Sahaya 23 Ağustos’ta girdik, 23 Ocak 2018’de sahadan çıktık. Görüştüğümüz ailelerin yüzde 40’ı hala Sur içinde çatışmaların olmadığı yasaklı olmayan bölgelerde yaşıyor. Yüzde 26’sı Yenişehir Şehitlik’te, Bağlar’da ise yüzde 30’u ikamet ediyor. Kayapınar’da ise yüzde 5’i, onlar da daha çok Huzurevleri bölgesindeydi. TÜİK’in verilerine göre 6 binden fazla aile var ama biz maalesef proje süresinin kısıtlılığı ve erişim nedeniyle 500 aileyle görüştük.”
Raporun Nisan ayında çıkacağını, kendilerinin ise biraz daha öne çıkacak verileri kısa alıntılar yaparak sunduklarını belirten Kaya, şunları söyledi: “Görüştüğümüz ailelerden sadece yüzde 1’i lisans mezunu, yüzde 57.5 aslında okur yazar değil. Yüzde 71’i ise hiç okula gitmemiş, sadece okuma yazma durumu var. Çatışma döneminde okulu bırakan çocuklar vardı, hala okula devam etmeyen çocuklar var. 500 ailede not aldığımız 43 çocuk, bunlar da 2015 yılına göre yaş oranlarına baktığımız zaman ortaokula denk geliyor. Ailelerin sosyoekonomik durumuna baktığımızda 500 ailenin 331’i yani yüzde 65 oranında aslında yeşil kart sahibi. Görüşülen erkeklerin yüzde 52’si, kadınların ise 96’sı çalışmıyor. Aileler halkının gelirine bakıldığında 1000-2000’e ulaştığını görüyoruz. Ama yapılan görüşmelerde şöyle bir sonuç var: Valilik ailelere kira yardımı yapıyor. ve bu 1000 liralık kira yardımını geçimlerinde kullanıyor. 500 aile içerisinde 302 ailede kronik hastalık, 177 engelli vardı. Bu çok büyük bir orandı, hemen hemen bütün ailelerde engelli görebiliyorduk. Kadın ve çocukların bu süreçte travmalarının devam ettiğini gördük.”