Sur’daki yeni yapılaşmanın Diyarbakır tarihine uygun olmadığı tartışmaları sürerken, mahkeme Sur’da yapılan “kaplama evlerin” kentin tarihine, kültürüne, mimarisine ve sosyal yapısına uygun olmadığı yönünde hazırlanan bilirkişi raporunun yenilenmesini istedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, 2012 Diyarbakır Suriçi kentsel sit koruma amaçlı imar planı uygulama hükümlerinde, 14 Şubat 2018’de değişikliğe gitti. Diyarbakır Mimarlar Odası, yapılan değişiklerde bazalt taşı kullanma zorunluluğunun kaldırılmasının Sur’un geleneksel tarihi ve mimari dokusunun giderek tümüyle yok olmasına neden olacağı vurgusuyla kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesinde dava açtı.
BİLİRKİŞİ RAPORU İSTENDİ
Açılan davada mahkeme, yürütmenin durdurulması istemini ancak alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda verebileceğini kaydederek, 11 Mart’ta aldığı kararla bilirkişi raporunun hazırlanmasını istedi. Mahkeme, bilirkişiden şu konuların tespitini yapmasını istedi: “Suriçi Kentsel Sit Alanı Koruma amaçlı İmar Planı’nın plan uygulama hükümlerinde yapılan değişikliklerin; Suriçi bölgesindeki herhangi bir yapılaşma baskısı oluşturup oluşturmayacağı, geleneksel yapılara ilişkin olarak kültürel ve tarihi dokularda tahribata sebep oluşturup oluşturmayacağı, yapılan değişikliklerin koruma amaçlı imar planını ile hedeflenen amaçları ortadan kaldıracak ya da zayıflatacak mahiyette olup olmadığı, Suriçi bölgesindeki yapıların temel öğelerinin neler olduğu, sokak cephelerinde bazalt taşı kullanılmaması halinde geleneksel tarihi ve mimari dokunun ortadan kalkması sonucunu doğurup doğurmayacağı, eski Diyarbakır evlerinin tüm yapısal kültürel, tarihi ve mimari özelliklerinin ile birlikte kıyas edilerek değerlendirilmesi, hususlarının hiçbir tereddüde yer bırakmayacak şekilde açık ve net olarak ortaya konulması.”
Mahkemenin istemi üzerine Dicle Üniversitesi’nde öğretim görevlisi bir mimar ve iki uzmandan oluşan bilirkişi, 20 Mart’ta Suriçi’nde yeni evlerin yapıldığı alanda keşif yaptı.
DİYARBAKIR EVLERİNİN TAKLİDİ
Sur’da evlerin yapıldığı yerde 20 Mart’ta yaptığı keşiften sonra hazırlanan bilirkişi raporu, 17 Mayıs’ta mahkemeye sunuldu. Raporda, eski evlerde esas yapı elamanlarının tamamının bazalt taş ve ahşap kirişlemelerden oluştuğu süslemeleri dahil taş oymacılığı olduğu, yeni yapılan evlerin ise ana yapı elamanın beton karkas sistemli kolon ve kirişlerden oluştuğu, bölmeler ve kaplamalarında briket tarzı ön yapımlı çimento harçlı nitelikteki malzemelerden olduğu gözlemine yer verildi. Raporda, yeni yapılan evlerin sadece kat ve yerleşim yeri bakımından kısmi benzerlikle eski Diyarbakır evlerini taklit eden tipte yapılar olduğu, esas itibariyle Diyarbakır evlerine yapısal teknik açıdan alakası olmayan nitelikte yapılar olduğu değerlendirmesi yapıldı.
İLK KORUMA PLANI
Raporda, Koruma Amaçlı İmar Planı uygulama hükümlerinde yapılan değişiklerin, eski Diyarbakır Evleri’nin mimari dokusuna uygun olmayan yeni bir yapı düzeni yapılabilir olması nedeniyle tarihi yapılar üzerinde tahribatlara sebebiyet vereceği, baskı oluşturacağı kanaatine varıldı. Raporda, yapılan değerlendirmelerin sonucunda mevcut koruma amaçlı planın hükümlerinde yapılan tadilatlar ile ilk koruma amaçlı imar planında amaçlanan hedeflere hizmet etmediği vurgulandı.
“KENTİN TARİHİ SOSYAL VE KÜLTÜREL YAPISINA UYGUN DEĞİL”
Raporda, eski Diyarbakır Evleri’nin tüm yapısal kültürel tarihi ve mimari özellikleriyle ilgili yapılan değerlendirmede, komşuluk kavramının ortadan kalkması, tarihi doku içerisinde birbiri ile uyumlu olmayan iki farklı siluetin oluşması, farklı sosyo-kültürel durumlarından ötürü yaşanabilecek sosyal sorunlar, kentte binlerce yılın birikimi sonucu oluşan toplumsal hafızanın kaybolma ihtimali, yeni yapılaşmada kullanılan malzemenin eski Diyarbakır Evleri’nde kullanılan malzeme ile uyumsuz oluşu, dar sokak dokusunun yerine dik geçişli daha geniş sokak dokusunun alması nedenleriyle Kültür ve Turizm Bakanlığı Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 14 Şubat 2018’de aldığı kararla Sur İçi Kentsel Sit Alanı Koruma Amaçlı İmar Planı Uygulama Hükümlerine bağlı olarak yapılacak değişikliklerin uygun olduğuna dair kararın kentin tarihi sosyal ve kültürel yapısına uygun olmadığı kanaatine yer verildi.
MAHKEME YÜRÜTMEYİ DURDURMADI
Bilirkişi raporunun sunulması ardından yeni evlerin yapılması işleminin durdurulmasına karar vermesi beklenen mahkemenin, daha uzman bilirkişilerce yeni bilirkişi raporunun hazırlanmasını istediği ortaya çıktı.
“MAHKEMENİN YENİDEN BİLİRKİŞİ RAPORU İSTEMESİ HUKUKA AYKIRI”
Mahkemenin kararına tepki gösteren Mimarlar Odası avukatı Gülşen Özbek, telafisi imkansız hale gelmeden evlerin yapımının durdurulması taleplerinin bilirkişi raporuna rağmen geciktirilmesinin hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Özbek, “Uzman kişilerce hazırlanan bilirkişi raporunda, yapılan yeni evlerin Sur’un tarihine, kültürüne, imarına ve sosyal yapısına aykırı olduğu net bir şekilde tespit edilmiş. Mahkemenin işlemin yürütmesine dair karar alması gerekiyordu. Yeniden bilirkişi raporu istemesi hukuka aykırı. Daha uzman kişilerce bilirkişinin hazırlanması istemi, yapıların giderek artmasını sağlıyor. Dicle Üniversitesi’nden bir öğretim görevlisi ve alanında uzman mimar ve şehir plancısı kişilerce bilirkişi raporu hazırlandı” diye konuştu.
Mahkemenin bilirkişi raporuna bağlı kalması gerektiğini vurgulayan Özbek, Ocak 2020’de yeni bilirkişi raporu için Sur’da keşif yapılacağını belirtti. (Kaynak: MA)