Saadet Partisi (SP) Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin, seçmeli derslerde okul idarecilerinin, istedikleri gibi ders koyduklarını, velilere öğretmen sıkıntısı sebebiyle velilere istedikleri dersi seçmede kapıları kapattıklarını söyledi.
Adı seçmeli ders olan ancak öğretmen ve öğrenci sıkıntı gerekçe gösterilerek müfredatta yer alan derslere yer verilmediği, idarecilerin öğrenci ve velileri yönlendirdiği tartışmalarına SP Diyarbakır İl Başkanı Abdurrahman Ergin de katıldı. Ergin partisinin il başkanlığında düzenlediği basın toplantısında, seçmeli ders seçim tarihinin 7 Şubat’a kadar uzatıldığını hatırlatarak, “Yaşayan Diller ve Lehçeler seçmeli dersi kapsamında, Kurmancî, Zazakî, Adığece (Kiril ve Latin Alfabesine göre), Abazaca, Lazca, Gürcüce, Boşnakça ve Arnavutça dillerinin dersleri okutuluyor. İngiliz, Alman ve Fransız dillerinde olduğu gibi ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ de bölgelerde yoğunlaşan talebe göre okullarda seçmeli ders yerine zorunlu ders olarak okutulmasıyla daha faydalı olacağı kanaatindeyiz.” diye konuştu.
‘BU TAVIR KABUL EDİLEMEZ’
Okuldaki zorunlu yabancı dil derslerinin öğrenilmediğini ancak evinde anadilinde konuşan öğrencilerin konuştuğu dilin yazım kurallarını öğrenmek için zorluklar çıkarıldığına işaret eden Ergin, “Diyarbakır’da Kürdî ve Zazakî seçmeli ders taleplerini öğretmen olmayışını sınıf oluşturacak sayının olmayışını gerekçe göstererek reddeden bazı okul idarecilerinin bu tavrı kabul edilemez. Okul idarecilerinin yapması gereken, hiçbir öğrencinin seçme hakkına müdahale etmemesi ve veliler tarafından seçilen ders taleplerini Milli Eğitim Müdürlüğüne oradan da bakanlığa ulaştırılması, bakanlığın da gelen talepler doğrultusunda gereken öğretmenlerin atamasını gerçekleştirmesidir.” ifadelerini kullandı.
Yönetmeliğe göre dersi seçen öğrencilerin sayısı 10’a ulaştığında okullarda seçilen ders için sınıf açılması ve öğretmen ataması yapılması gerektiğine dikkati çeken Ergin, “Bu sebeple tüm öğrenci ve velilerimize, okullardan aldıkları formu doldurup 7 Şubat 2022 tarihine kadar okullara teslim etmelerini tavsiye ediyoruz. Velilerin bu haklı talebi değerlendirilmelidir, göz ardı edilmemelidir. İngiliz, Alman, Fransız diline gösterilen itina, özen, ihtimam, garip adlandırma ile ‘Yaşayan Diller’e gösterilmiyorsa, bu dilleri konuşanlara saygısızlığın belgesi olur. Bu yolla bu dillerin ölmesi mi amaçlanmaktadır? sorusu cevap bekler duruma gelir” şeklinde konuştu.
‘YASAL HAKLARINDAN VAZGEÇMEMELİLER’
Önceki yıllarda Kürdî seçmeli dersi koymayan okullarda idarecilerin kimisi marifet sahibi olarak kendilerini göstermiş, kimi yerlerden adeta ödüllendirme beklentisi içinde olmuştur.” diyen Ergin, sözlerini şöyle sürdürdü: “Edindiğimiz duyumlardan çıkardığımız sonuç, ‘Bu yıl da böyle olmasın, velinin ve öğrencinin tercihine göre hareket edilsin.’ noktasındadır. Yeteri öğrenci sayısının bulunmadığını ifade edecek olanlar çıkabilir, öğretmenin kadrosu olmadığı için dersin boş geçeceğini ileri sürüp veliyi vazgeçirenler olabilir. Buna rağmen insanımızdan bu yasal haklarından vazgeçmemelerini, mutlaka istedikleri tercihlerde bulunmalarını tavsiye ediyoruz. Basında ‘Milyonlarca Kürd ve Zaza varken seçmeli derslere çocuklarını göndermiyorlar.’ yalan algısı tekrar sayfalara yansımamalıdır. Devletçe tanınan bu hakka, kazanıma bile kavmiyetçi bakanlar sebebiyle Diyarbakır merkezde ve ilçelerde Kürdî ve Zazakî seçmeli ders tercihi çoğunlukla engellenmektedir, duyumlar bunun üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ana dil, annenin ak sütü gibi helâldir. Allah’ın bir ayetidir, dil. Kültürel zenginliktir. Sahip çıkılması gereken bir hazinedir, dil.”
‘BU HAKKI ENGELLEYENLER HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALI’
İl Milli Eğitim Müdürlüğünü keyfi durumlara karşı hassas davranmaya davet eden Ergin, şunları söyledi: “İnsanımız, bu alanda bir mağduriyet yaşamamalıdır. Biz Saadet Partisi olarak, konunun takipçisi olacağız. İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nden tercih bitimi sonrası kaç velinin hangi okulda hangi seçmeli dili tercih ettiğini şeffaf biçimde açıklaması talebinde bulunuyoruz. Bu bir parti meselesi değildir. Bu yaranın kanını durdurmak, meseleyi çözüme kavuşturmak gerekir. 7 Şubat 2022’yi beklemeden Kürdî ve Zazakî dil tercihini yapmalarını isteyen vatandaşlarımızdan bekliyoruz. İnanıyoruz ki birlik ve beraberlik, hangi dilden, renkten, ırktan, mezhepten olursa olsun herkesi kardeş bilmekten geçer, barış ve adaleti tesis etmekten geçer, hakka ve hukuka riayet etmekten geçer. Saadet Partisi olarak bu konuda yapılması gerekeni ifade ederken, insanî hak talebi olarak, tüm dillerin yaşatılmasının, konuşulmasının, şarkılar söylenmesinin, talep doğrultusunda eğitim öğretimde ders olarak okutulmasının desteklenmesi gerektiğine inanıyor, bu yasal hakları engellemeye çalışanlar hakkında yetkili mercilerce gerekli soruşturmaların açılması gerektiğini ifade ediyoruz.”