Sağlıkta yaşanan sorunlara ve sağlık çalışanlarının haklarına dikkat çekmek isteyen Sağlık Sendikaları iş bırakma grevine gitti. Diyarbakır’da Amed Sağlık Platformu tarafında yapılan açıklamada, 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi, Covid-19’un iş kazası ile meslek hastalığı sayılması ve Yıpranma payı gibi konularda sağlık çalışanlarının haklarının verilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Açıklamada, “Bugün bunlar için iş bıraktık ve alanlardayız. Bu bir uyarı grevidir. Taleplerimiz hayata geçinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz” denildi.
Hükümet tarafından talepleri karşılanmayan sağlık çalışanları bir günlük iş bırakma eylemine gitti. Diyarbakır’da greve giden sağlık çalışanları, “Toplumsal sağlık ve haklarımız için grevdeyiz” diyerek Selahaddin Eyyübü Devlet Hastanesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklama metnini SES Amed Şube Eş Başkanları Yıldız Ok Orak ve Şiyar Güldiken okudu. Açıklamada; “Tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçileri için döner sermaye performans uygulamalarının kaldırılarak yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret verilmesi, 3600’den başlayarak kademeli olarak 7200 ek gösterge verilmesi, Covid-19’un iş kazası ve meslek hastalığı sayılması ve Yıpranma payı” v.b gibi taleplerin yerine getirilmesi istendi.
“COVİD-19 MESLEK HASTALIĞI SAYILSIN”
Türkiye’de sağlık sisteminin çöktüğü ifade edilen açıklamada; “Niçin alanlarda olduğumuzu daha iyi anlatmak için sadece sağlık iş kolumuzda mevcut duruma bakmamız yeterli olacaktır. 10 dakika da 2 hasta muayenesi, Aile hekimliğinde yaşanan sorunlar, keyfi ve kuralsız cezalandırma, güvencesiz ve ucuz çalıştırma, 3.Basamak hastanelerine sevksiz gidebilme, eğitim ve araştırma yerine muayenenin öncelenmesi ve personel eksikliğinden kaynaklı asistan hekimlerin eğitim yerine muayene ve kırtasiyecilik yapma gibi nedenlerle yaşadığı angarya ve uzun çalışma, Yeterli kadro açılmaması nedeniyle; hemşire başta olmak üzere yüzbinlerce personel açığından kaynaklanan artan iş yükü ve angarya çalışma ve çok sayıda yeni mezun sağlıkçının işsiz olması, Pandemi ile mücadelede yaşamını yitiren yüzlerce ve enfekte olan yüz binlerce sağlık emekçisi olmasına rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmaması, Yıllardır oyalanarak seçim yatırımına dönüştürülen 3600-7200 ek gösterge sorunu, Açlık sınırının az üstünde yoksulluk sınırının çok çok altındaki temel ücretler, emekliliğe yansımayan ve adil olmayan döner sermaye uygulamaları, Angarya çalışma, mesleklerin değersizleştirilmesi nedeniyle istifa edip yurtdışına göçmek zorunda kalan sağlık emekçileri, Sağlık hizmetlerinin planlanmasından sunumuna kadar geçen süreçlerin hiçbirinde işkolu emekçileri ve sağlık emek meslek örgütleri aracılığıyla dâhil olamamaktadır” denildi.
“SAĞLIĞA ERİŞİM ZORLAŞIYOR”
Ekonomik daralmayla birlikte halkın sağlık hizmetlerinde yararlanmadığı belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Ekonomik krizle birlikte iyice yoksullaşan halkın verdiği vergiler sağlık hizmeti almasına yetmiyor. 14 kalem de halkın cebinden çıkan katkı-katılım payları ve ilave ücretler, SGK Ödemesi kapsamından çıkarılan ilaçlar ve yılbaşından sonra zam gelecek diye piyasaya sunulmayan yüzlerce kalem ilaç nedeniyle yaşanan ilaç krizi, ilaçta reklamın ve reçetesiz ilacın önünü açacak uygulamalar, Eczacıları SGK’nın tahsilâtçısı konumuna düşüren muayene ücretleri, İlaç politikaları nedeniyle eczanelerin yaşadığı ekonomik zorluklar, Halk sağlığı için yaratacağı risklere aldırış etmeden ilaçların marketlerden satılması ve zincir eczanelerin yaşama geçirilmesi girişimleri, Pandemi koşullarının tıkattığı sağlık sistemi nedeniyle kronik hastalıkları olanların dahi sıra alamaması, Koruyucu sağlık hizmetleri yerine tedavi edici sağlık hizmetlerine ve özel sektöre bütçeden ayrılan payların büyüklüğü, İnsanların yaşam alanlarına yakın hastanelerin kapatılması, erişim olanaklarının zor olduğu şehir hastaneleri bünyesinde sermayeye kaynak aktarılan uygulamalar başta olmak üzere birçok sorun sayabiliriz.”
“BİZİ BASKI ALTINA ALMAYA ÇALIŞMAKTALAR”
Açıklamada, sağlık çalışanlarının ağır koşullarda ve düşük ücretle çalıştırıldığı vurgulanarak; “Hangi meslek mensubunun ekonomik ve özlük haklarına yönelik bir kazanım elde etsek ya da düzenleme sağlansa hepimiz mutlu oluruz. Dayanışma ve ortak mücadele ile ekibin bir parçası olan her çalışanın ve meslek mensubunun haklarının iyileştirilmesi için birlikte mücadele etmekte geri adım atmamalıyız. Ülkeyi yönetenler angarya koşullarında, sefalet ücretleri ile bizleri çalıştırırken ayrım yapmamaktalar. Ne zaman haklarımızı elde etmek için ortaklaştığımızda, güçlü ses çıkardığımızda bizleri ayırmak için ekibin bir kısmına yönelik kısmi yasal düzenlemeler yapmakta, mobbing uygulamakta, ötekileştirme dahil her türlü yöntemle bizi baskı altına almaya çalışmaktalar” denildi.
“HAKKIMIZ ÖDENİR, ÖDEYİN”
Sağlık çalışanlarının bir bütün olduğunun altı çizilen açıklamada; “Sağlık Ekip İşidir. Ekibin Her Bir Üyesi, İnsanca Yaşayacak Bir Ücret ve Güvenli Çalışma Koşullarında Ekip Olarak, İş Barışı Bozulmadan Çalışmak İstemektedir. Bizleri ayrıştırmaya çalışan bu politikalara karşı birlikte mücadele ederek birlikte kazanacağız. Her geçen gün fakirleşiyoruz, bu gerçeği biz yaşarken bizi yalan sözlerle kandırmaya çalışmayı bırakın. TÜİK verileriyle, iktidar demeçleriyle geçiştirilemeyecek bu duruma karşı ücretlerimizde iyileştirme yapılmıyor. Sahte enflasyon oranlarının bile altında ücret artışlarının altına sarı sendika imza atıp sonra çıkıp tarihi kazanım diyebiliyor. İktidar bir taraftan, Sağlık Bakanlığı öte taraftan, yetkili sendika diğer taraftan sağlık emekçilerinin aklıyla dalga geçiyor! Bıçak kemikte! Biz sağlık emekçileri COVID ile mücadele ederken, hastalanırken, hayatımızı kaybederken “emekleriniz ödenmez” edebiyatı yapanlara cevabımız netti. Hakkımız ödenir, ödeyin!” ifadeleri kullanıldı.
“KAZANACAK ÇOK HAKKIMIZ VAR”
Açıklamada, sağlık çalışanlarının ‘mücadele etmeye’ devam edileceği belirtilerek; “2022 yılı TİS masasına 100 den fazla talebi Konfederasyonumuz KESK üzerinden yollamıştık. Ancak birçok talebimiz ne hükümet tarafından ne de yetkili sendika tarafından tartışmaya dahi açılmamıştı. Evet! Sorunlarımız çok, derdimiz büyük! Mücadele edecek çok başlığımız, kazanacak çok hakkımız var” denildi.