Çin’in Vuhan kentinden tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını 11 Mart’ta ülkemizde de görüldü. Yaklaşık 2 aylık bir mücadelenin sonucunda şuanda hastalığın düşme eğilimine geçtiğini açıklayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vatandaşların rehavete kapılmaması gerektiğini dile getirdi. Düşen vaka sayılarına ve son günlerde sıkça dile getirilen hayalet taşıyıcı tabirine dair görüştüğümüz Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, “Rehavete kapılmamalıyız. Aksi takdirde virüs yine yükselişe geçer ve korkunç tablolarla karşı karşıya kalabiliriz” dedi.
Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını 11 Mart’ta ülkemizde de görüldü. Geçen 57 günde 59 Bin 497 aktif hasta, 68 Bin 166 iyileşen hasta ve 3 Bin 461 vatandaş ise koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybetti. Virüsün artık düşme eğilimine girdiğini açıklayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, vatandaşların rehavete kapılmaması yönünde önemli açıklamalar yaptı. Salgının düşme eğilimine girmesi ve koronavirüs ile ilgili merak edilenlere dair konuştuğumuz Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdurrahman Şenyiğit, vatandaşların evde izolasyon ve maske kullanımı konusunda uyardı.
“HAYALET TAŞIYICI SAYISI NET OLARAK BELLİ DEĞİL”
Son günlerde sıkça dile getirilen hayalet ve süper taşıyıcı ibarelerine değinen Şenyiğit, “Covid-19’da genellikle virüs vücuda göz, burun ve ağızla alınır. Hastaların yüzde 90’dan fazlası ilk 5 gün içinde bulgularını gösterir. Ancak hastaların yüzde 80’i hastalığı ayakta geçirir. Geri kalan yüzde 20’si hastaneye başvurur ve yüzde 15’i ya hastanede yatırılır ya da ilaç verilerek evine gönderilir. Geri kalan yüzde 5’i de hastaneye yatırılarak yüzde 2’si yoğun bakıma alınır. Son zamanlarda hayalet taşıyıcı ve süper taşıyıcı diye dolanan tabirler ortaya çıktı. Bu hayalet taşıyıcı ülkede tanı konan hastaların belli bir yüzdesine tekabül eder. Ülkemizde ortalama 60 bin vaka olduğu öngörülerek bizde 12 bin civarında taşıyıcı olduğu söylenebilir. Bu taşıyıcılar bulgu olmadan bulaştırıcı olan hasta grubuna dâhildirler. Bu rakamlarda kesin değil. Burada da izolasyon çok büyük bir öneme sahiptir. Bir kişinin ömür boyu taşıyıcı olmasına imkân yok. Bir kişinin vücudunda virüsün yaşama olasılığı ortalama 14 gün civarıdır. En fazla 28 gündür sonrasında hastalığı etrafa bulaştırması söz konusu değildir. Hayalet taşıyıcı dediğimiz grubun net olarak sayısını ve oranını bilmiyoruz. Bu ülkede havalar ısındıkça hastalıkta azalma gösterecektir ki azalmaya başladı. Pik noktasına ulaştık ve hastalık şuanda bir düşme eğilimine girdi. 10-15 gün içerisinde rakamlarımızın çok yüksek orandan düşme yaşayacağına inanıyorum. Hayalet taşıyıcılar her tarafta dolaşan ve hastalığı bulaştıran anlamına gelmez. İstanbul gibi büyük bir ilde bu taşıyıcıların belirlenmesi çok kolay değil. Belirlenmesi için herkese test yapılmalıdır ve zaten hastalarda semptom gelişmediği için hastaneye başvuruda yoktur. Dolayısıyla kendi izolasyonumuza dikkat edersek, maske takarsak, sokağa çıkma yasağının olduğu günlere uyarsak hiçbir sorun kalmaz. Hayalet taşıyıcılar genelde vücut direnci sağlam olan ve hastalığı ayakta atlatan kişilerdir. 20-40 yaş arası kişilerde belirtiler olmasa da vücutta virüs olabiliyor. Öksürünce, aksırınca hatta bazen konuşunca bile virüsü etrafa saçabiliyorlar” diye konuştu.
“HASTALIĞI BİTİRECEK TEK FAKTÖR İZOLASYON”
Hastalığın tamamen bitmesi için tek çözümün izolasyon olduğunu vurgulayan Şenyiğit, şu ifadeleri kullandı: “ Bu hastalığı bitirecek tek faktör izolasyondur. Bu virüsün vücutta yaşama süresi yüzde 90-95 vakada sadece 14 gündür. 14 günlük bir izolasyon süreci sonunda zaten hastalık diye bir şey kalmaz. Bu hastalığın kanatları yok virüsü biz gezerek, izolasyon kurallarına uymayarak yayıyoruz.”
“UFAK DALGALANMALAR OLABİLİR”
Vaka sayılarında ve ölüm oranlarında ufak dalgalanmaların olmasının normal olduğunu belirten Şenyiğit, şunları söyledi: “Tabloda iyileşen hasta sayımızın vaka sayımızın üzerinde olması, ölüm oranlarımızdaki düşme, test sayımız, yoğun bakım hasta sayımızın karşılaştırılması yapılınca bir düşmeye eğilim görüyoruz. İyileşen hasta sayımız vaka sayılarından fazla ise o zaman gerçekten iyileşme sürecine girdik demektir. Türkiye’de de o düşmeyi gayet net bir şekilde görmeye başladık. Bu düşme eğilimi sürecinde vefat eden hasta sayısında ufak tefek rakamsal farklılıklar olması çok önemli değil. Mesela 62 iken 67 olması büyük bir dalgalanma değil ve telaşa gerek yok. 60 iken 300 civarına çıkması büyük bir dalgalanma anlamına gelir. Bu düşme sürecinde aralıklarla ufak sayısal bir takım dalgalanmalar yaşanması normaldir.”
“TEDAVİSİ BİTEN HASTALAR HEMEN NORMAL HAYATA DÖNEMİYOR”
Tedavi süreci biten hastaların hemen normal hayata dönmediğini vurgulayan Şenyiğit, “Tedavisi biten hastaların 14 gün boyunca evde tek kalmaları gerekiyor. tek kalma imkanı olmayanlarda odalarında bir izolasyon sürecine giriyorlar. Ortak kullanım alanlarına çıkarken maske takılması gerekiyor. 14 günlük süre sonunda tekrar bir test yapılıyor ve test negatif çıkarsa artık hastanın sağlığına kavuştuğunu söyleyebiliriz” dedi.
“TÜM HASTALARA ÖZENLE TEDAVİ UYGULANIYOR”
Vaka bulgusu olan tüm hastalara covid-19 tedavisi gibi titizlikle yaklaşıldığını ifade eden Şenyiğit, şunları söyledi:
“Yüzde 100 duyarlı bir test yoktur. Yapılan her testte bir yanılma payı illaki vardır. Bazen yanlış negatiflikler ortaya çıkabiliyor ancak onlarda 2 veya 3’üncü testten sonra doğru sonuç veriyor. Bazen 2’nci teste negatif sonuç çıkıyor ancak tomografi Covid ile uyumlu olunca covid gibi kabul edip aynı tedaviyi uyguluyoruz. Türkiye’de tomografisi pozitif vakaları da rahatlıkla tedavi edebildiğimiz için böylesi bir kontrolü sağladık. Bir yolda tek başınıza kimse yokken yürüyecekseniz maske takmanıza gerek yok ancak kalabalık bir caddede yürürken mutlaka maske takılmalıdır. Çünkü o kalabalıkta kimin hasta olup olmadığını bilme gibi bir durumumuz yok. AVM’ler açıldığı zamanda yine maskelerimizi takmaya devam etmeliyiz. Lütfen açıldığı gibi hemen oralara hücum etmeyelim. Bir yoğunluk oluşturursak yeniden hastalık yükselişe geçer. Rehavete kapılmayalım, maske takalım sonuçta henüz hiçbir şey geçmiş değil. İkinci dalgaya imkan vermeyelim ikinci dalga olursa kötü tablolarla karşılaşabiliriz.”
Kaynak: Güneydoğu GÜNCEL