Diyarbakırlı Nuray Esenkuş bir yıl önce bugün; birçok kez tartıştığı ve tehdit edildiği, eşi N.O tarafından çalıştığı Pazar ortasında vuruldu.
Günlerce yoğun bakımda kaldıktan sonra koltuk değnekleri ve tekerlekli sandalye ile yaşama tutunan Esenkuş, 5 çocuğu ile yaşam mücadelesi vermeye çalışıyor. Biri kız dördü erkek olmak üzere 5 çocuğu ile geçim derdine düşen Nurhan Esen, 10 Nisan 2017’de eşi tarafından vurulmuştu. Olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen sol tarafı tutmayan, sol kolunu ve sol bacağını hareket ettiremeyen Esenkuş, koltuk değneğiyle ve tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşıyor. Kendi ihtiyaçlarını destek olmadan sağlayamayan Esenkuş, üç ayda bir aldığı engelli maaşı ile 5 çocuk okutmanın zorluklarıyla baş etmeye çalışıyor. Yetkililere seslenen Esenkuş, düzenli bir maaş ve akülü tekerlekli sandalye istiyor.
‘ONA BİR ŞANS VERDİM AMA ŞANSINI KULLANMADI’
Boşandığı eşi tarafından başından vurulan Nurhan Esenkuş, yaşadıklarına ilişkin şunları söyledi: “Eşimden boşanmıştım ama sonra onun ısrarı üzerine yeniden bir şans verdim. Dini nikah kıydık. Eşim başka bir kadınla evlenmişti. Çocuklarımı da benden alıp götürmüştü Mersin’e. Ben de o zaman eşime boşanma davası açtım ve çocuklarımın velayetini istedim. Mahkeme çocuklarımın velayetini bana verdi. Sonrasında ise eşim bana yalvardı ve yeniden barışmak istediğini söyledi. Ben de çocuklarımın hatırı için ona bir şans verdim, belki hatasını anlamıştır diye. Ona verdiğim şansı ise o değerlendirmedi bana yeniden şiddet uyguladı. Yani, huyundan vazgeçmemişti. Çalışmıyordu, evde oturuyordu. Kamyon şoförü idi bir sefere gidiyordu sonrasında üç dört ay yatıyordu. Ben o dönem kapıcılık yaparak evimizin geçimine katkı sağlıyordum. Daha sonra belediyeye başvurdum ve çalışmak istediğimi söyledim. Belediyeden bir numara aldım ve kadın pazarcılarla birlikte 3 ay kadar çalıştım.”
‘O KIZGINLIKLA BANA ZARAR VEREBİLİRDİ’
Pazarda bir kadın olarak çektiği sıkıntıların üzerine bir de eşinin anlayışsız davranışları eklenen Esenkuş, eşine ikinci bir şans vermesine rağmen değişen bir şey olmadı. Esenkuş o süreci şöyle özetledi: “ Bir gün pazardan geç geldim, eşim bu duruma kızdı. Pazar kapandıktan sonra tezgahımızı başka bir Pazar yerine götürüyorduk ve haliyle biraz gecikmiş olmam normaldi ama beni bir türlü anlamak istemedi. Ben, teyzem ve pazarcı bir kadın arkadaş birlikte geliyorduk. Eşim beni aradı ve telefonda tehdit etti. Bunun üzerine Pazar yerine yakın bir yerde amcamın evi vardı ve ben de korkudan oraya gittim. Çünkü o kızgınlıkla bana zarar verebilirdi. Amcamın evine gittim, çünkü amcam belki onu sakinleştirir, ikna eder diye düşündüm. Amcamın evine gittim fakat amcam da evde yoktu. Eşim geldi orada bana hakaret etti. Bunun üzerine ben o gece amcamlarda kaldım. Ertesi gün ise evime gittim. Eve gittiğimde eşimin çocukları evden götürmek üzere olduğunu gördüm. Ben de bunun üzerine Kardelen Kadın evinden yardım istedim. Onlar geldiler eşimle konuştular, ikna etmeye çalıştılar. Bu sırada ben yeniden eve gittim ve eşimin evden çıktığı bir zamanda çocuklarımı alıp anneme gittim. Sonra eşim aradı ve intihar edeceğini söyledi. Çocuklarla konuşmak istedi, tek tek çocuklarla telefonda konuştu, helallik istedi. Bunun üzerine ben eve geldim baktım evin önünde polisler var, Ambulans var. Eşim evi ateşe vermiş. Bu sırada kardeşi geliyor ve içeri girip onu ikna ediyor. Sonrasında polislerin yanında beni tehdit etti. Birlikte karakola gittik, benim de ifademi aldılar. Eşimden şikayetçi olduğumu söyledim.”
‘SAÇIMDAN TUTUP SİLAHI BAŞIMA DOĞRULTUP BİR EL ATEŞ ETMİŞ’
Kendisine şiddet uygulayan ve ölümle tehdit eden eşinin bir yıl önce kendisine yaşattığı sıkıntılara değinen Esenkuş, olay günü yaşadıklarına dair şunları söyledi: “Sonraki gün ben pazara gittim. Eşimin de İstanbul’a gittiğini duymuştum ama sonra beni aradı ve biletini kestiğini ve yanıma geleceğini söyledi. Meğerse hala Diyarbakır’daymış. Ben Pazar yerinde eşyamı toplarken akşam saatlerinde ticari bir taksiyle beni takip etmiş. Ben tam sebze kasasını yere indirirken o ticari taksiden inmiş ve saçımdan tutup silahı başıma doğrultup bir el ateş etmiş. Pazar yerindekiler onu tutmasaymış daha fazla kurşun sıkacakmış. Sonrasında ise kendisini de vurmuş.”
‘HASTANEDEN ÇIKINCAYA KADAR ÇOCUKLARIMA ABLALARI BAKTI’
Eşinin silahlı saldırısına uğrayan Esenkuş, hastane süreci ve sonrasında yaşadığı zorlukları şöyle dile getirdi: “Araştırma hastanesinde bir ay yoğun bakımda kaldım. Daha sonra fizik tedavide kaldım. Böbrek taşı tedavisi gördüm. Ben hastaneden çıkıncaya kadar çocuklarıma ablaları baktı. Hala özel bir fizik tedavi merkezinde fizik tedavi görüyorum. Sol kolum ve sol bacağım tutmuyor. Destekle ancak yürüyebiliyorum. Geçimimiz için ise çevreden insanlar yardım ediyor. Üç ayda bir ise engelli maaşı alıyorum. Bazen Kardelen Kadın Evi çalışanları geliyor ve birkaç yüz TL destek oluyorlar.”
‘DÜZENLİ BİR MAAŞIM OLSA…’
Yaşadığı hayatın zorluklarıyla mücadele edebilmek için yetkililerden destek çağrısında bulunan Esenkuş, “Her ay bir maaşım olsaydı çok iyi olurdu. Beş çocuğum var ve okul okuyorlar. Bakımım için ise kızım ve annem yardımcı oluyorlar. Kadın pazarcılar iki haftada bir bize gıda yardımında bulunuyorlar. Allah onlardan razı olsun beni hiç yalnız bırakmıyorlar. Valiliğin verdiği bir tekerlekli sandalyem var ama onunla dışarıda rahat hareket edemiyorum. Akülü bir tekerlekli sandalyem olsa başkasına ihtiyaç duymadan rahat hareket edebilirim. Bazen dışarı çıkıp hava almak istiyorum. Sürekli içeride kalmak moralimi çok bozuyor. Sol tarafım tutmuyor, adımımı zor atıyorum. Destek olmadan ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum. Perişan haldeyim. Beş çocukla geçim çok zordur. Düzenli bir maaşım olsa çok iyi olur. Kızım meslek lisesine gidiyor, 11’inci sınıftadır. İnşaat bölümünde okuyor ve staj yapması gerekiyor. Ama staj görecek bir yer bulmadı” dedi.
Kaynak: Tigris Haber Gazetesi