Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde PKK’lı teröristlerce düzenlenen, 2’si polis 13 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin tutuklu 6 sanık hakkında hazırlanan iddianamede mağdurların yaşadığı acıya yer verildi.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca, tutuklu sanık İshak Tayyar, Mehmet Ekmen, Serdar Budak, Suat Sular, Turgay Ebrem ve Yılmaz Budak hakkında 14 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 6 bin 994 yıldan 10 bin 760 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen 293 sayfalık iddianamede, patlamada hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralananlar, çocuğunu düşürenler ve maddi zarar görenlerin yaşadığı dram dikkati çekti. Saldırıda eşini kaybeden, kızı yaralanan mağdurlardan M.T, ifadesinde olay günü eşi ve kızı evden çıktıktan bir süre sonra patlama sesi duyduğunu belirtti. Olay yerine giderek polislere eşi ve kızını sorduğunu, ardından gittiği Selahaddin Eyyubi Devlet Hastanesinde eşinin vefat ettiğini, kızının da bacaklarından yaralandığını öğrendiğini bildiren M.T, eşi K.T’nin vefat etmesine, kızı E.D.T’nin de yaralanmasına sebep olan teröristlerden şikayetçi olduğunu kaydetti. Saldırıda kardeşini kaybeden M.E.A. de bombalı saldırıda yarlanan kız kardeşinin beyin kanaması geçirdiğini, 12 gün yoğun bakımda tedavi gördükten sonra vefat ettiğini belirtti.
TÜRKİYE’YE SIĞINDI, SALDIRIDA HAYATINI KAYBETTİ
Suriye’deki iç savaştan kaçarak Diyarbakır’a yerleşen maktul Abdurrahman Hasan, terör örgütü PKK’nın emniyet müdürlüğüne gerçekleştirdiği bombalı saldırıda hayatını kaybetti. Maktulün ağabeyi Y.H, eşi ve çocuklarıyla Suriye’de iç savaş çıkması üzerine yaklaşık 3 yıl önce ailesiyle Diyarbakır’a sığındığını, bu nedenle büyük acı yaşadıklarını anlattı.
BEBEĞİNİ DÜŞÜRDÜ
Bombalı araç saldırısından önce olay yerine yakın yerde oturan annesini ziyarete geldiğini belirten mağdur Ş.Ö. ise ifadesinde şunlara yer verdi: “Patlamanın şiddetiyle başımdan yaralandım, oğlumu kontrol ettim, bir şey yoktu. Hemen mutfağa annem ve kardeşimin yanına koştum, ikisi de mutfakta kanlar içinde yatıyordu. Annem ve kardeşimi kendi imkanlarımla 3. kattan aşağı indirdim. Ambulanslar geldi ve hepimizi hastaneye kaldırdılar. Hamile olduğum için düşük riskim vardı. Patlamadan sonra düşük yaptım ve çocuğumu kaybettim. Bu olayda yaralanmama ve karnımdaki bebeğimi kaybetmeme sebep olan kişi ve kişilerden şikayetçiyim.”
“AİLE BÜTÜNLÜĞÜM BOZULDU”
Eşini kaybeden Ç.S. de terör örgütü PKK’nın aile bütünlüğünü bozduğunu, hayatını kararttığını belirterek, “Kızıma annesinin şehit olduğunu daha sonra anlattım. Kızım sürekli annesinin elini tutan çocuklara bakıyor. Ben bu patlamayı gerçekleştiren ve aile bütünlüğümün bozulmasına sebep olanlardan hem bu dünyada hem de ahirette şikayetçi ve davacıyım.” ifadelerini kullandı.
“DOĞAN ÇOCUĞUM DA YÜKSEK SESE KARŞI DUYARLILIK GÖSTERİYOR”
Patlamada yaralanan A.K. de hamileliği sırasında yaşanan saldırının ardından geceleri uyku problemi çektiğini, bu nedenle geceleri ışıkları kapatarak uyuyamadığını kaydetti. Her an patlama olacak hissiyle psikolojisinin bozulduğuna işaret eden A.K, şunları anlattı: “Doğan çocuğum da yüksek sese karşı duyarlılık gösteriyor. Yüksek ses duyduğunda irkilerek uyanıyor. Maddi anlamda da mağdur olduk. Evdeki eşyalarımız zarar gördü ve sonraki zamanlarda başka eve çıkmak zorunda kaldığımız için bizi olumsuz etkiledi.”
Olayda oğlu ölen İ.Ç. de ifadesinde, saldırıda kullanılan bombalı aracın oğlunun kullandığı aracın aynasına çarparak kaçtığını, oğlunun takip ettikten sonra durdurduğu araçta bomba olduğunu gördükten sonra “Bomba var.” diye bağırdığını, sonra da aracın infilak ettirildiğini söyledi.
“HALA TOPARLANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
Kızını kaybeden baba M.E. de patlamanın ardından hastanede görevli hemşirenin kendilerini araması sonucu kızının durumundan haberdar olduğunu belirtti. Vefat eden kızının cenazesine bakmaya cesaret edemediğini anlatan M.E, şunları dile getirdi: “Otopsi raporundan öğrendiğim kadarıyla kızım iç kanama, dış kanama ve kemik kırılmaları neticesinde şehit olmuş. Ben ve ailem bu olaydan dolayı psikolojik olarak çok etkilendik. Oğlum, ablası öldüğü için içine kapandı, eşim zaten kanser tedavisi görüyordu. Bu olay durumunu iyice kötüleştirdi. Hala toparlanmaya çalışıyoruz. Yaklaşık 2 ay kadar uyku problemleri yaşadım.”
4 AYLIK ÇOCUĞUNU KAYBETTİ
Terör saldırısı nedeniyle 4 aylık bebeğini kaybeden S.E. de çocuğunu emzirdiği sırada patlama sesi duyduğunu, ardından duvar ve pencerelerin üzerlerine yıkıldığını ifade etti. Polislerin yardımıyla evden çıktıklarını kaydeden S.E, şu beyanlarda bulundu: “Bu olayda 4 aylık oğlum başından almış olduğu yara ile 26 gün hastanede yoğun bakımda kaldı. Daha sonra kurtulamayarak şehit oldu. Ben sağ omzumdan yaralandım. Patlayan camlar yüzünden başımda 8-9 dikiş bulunmaktadır. İki kızım ise cam kesikleri ile ayaklarından yaralandı. Bu patlama sonucunda evimiz yerle bir oldu, geriye hiçbir eşyamız kalmadı.”
10 BİN 760 YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
İddianamede, tutuklu 6 sanığın “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozmak” ve 2’si polis 11 kişinin öldürülmesine ilişkin “nitelikli kasten öldürme” suçlarından 14 kez ağırlaştırılmış müebbet ile aralarında polis memurlarının da bulunduğu 538 vatandaşın yaralanmasına sebebiyet verdikleri gerekçesiyle “nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs” suçundan da 6 bin 994 yıldan 10 bin 760 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
(Anadolu Ajansı)