Diyarbakır’da bir araya gelen kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Türkiye’de ilk kez mülteci ve sığınmacı topluluklar için mesleki anket çalışması düzenledi. Olası bir İdlib göçü öncesi hazırlanan proje ile 5 yıllık strateji eylem planı ortaya konulacak.
Diyarbakır’da kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri bir araya gelerek, mülteci ve sığınmacılar konusunda önemli bir proje başlattı. Mülteci ve sığınmacılar için daha önce yaşam standartları ve sosyal durumları hakkında yapılan çalışmalara ilk kez mesleki durum çalışması eklendi. İstanbul, Ankara ve Diyarbakır’da yapılacak anket çalışması ile 5 yıllık eylem planı hazırlanıp hayata geçirilecek.
Yapılan çalışma ile ilgili bilgi veren proje yürütücüsü MEKSA Vakfı Diyarbakır Şube Başkanı Sertaç Işık, şu anda mülteci ve sığınmacı topluluklar için kamu ve sivil toplum işbirliği ağı kapsamında bir çalışma yürüttüklerini söyledi. Işık, “Bu çalışmada özellikle kamu kurumları ile sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve aktivistleri bir araya getirip ortak bir takım çözümler üretmek, politikalar üretmek için toplandık. Şu anda Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’da bir anket çalışması yapmayı planlıyoruz. Bunun sonucunda da özellikle mülteci ve sığınmacı topluluklar için nasıl politikalar üretilebilir, istihdama yönelik nasıl çalışmalar yapılabilir, mesleki eğitim stratejisini nasıl belirlememiz gerekir gibi konulara açıklık getirmeye çalışıyoruz” dedi.
“MÜLTECİLERLE İLGİLİ 5 YILLIK STRATEJİ PLANI OLUŞTURACAĞIZ”
Bugüne kadar yapılmış çalışmaların ağırlıklı olarak yaşam standartları ve sosyal anketler olduğuna değinen Işık, şöyle devam etti: “Mülteci ve sığınmacılar için ilk kez bir mesleki anket yapılacak. Bu anket bize sonrasında strateji planı oluşturma imkanı sağlayacak. Biz en azından kendi bölgelerimiz için 5 yıllık mültecilerle ilgili strateji planları oluşturmayı düşünüyoruz. Ülkemizde 3,5 milyonun üzerinde toplamda bir mülteci sayımız var. Ülkenin aslında stratejisi şu anda mülteci sayısını belirli bir seviyede tutmak, koşulların iyileşmesi ile birlikte de dönüş yapan insanlar için kolaylaştırıcı olmak ama kalmak isteyen insanların da adaptasyonunu sağlamak yönünde. Önümüzde bir İdlib süreci var. Bu süreçten sonra eğer Türkiye’ye büyük bir mülteci akını yaşanırsa, bu bir takım öngöremediğimiz ciddi sorunlara da yol açacaktır. Bunun içinde stratejik olarak ülkenin de belirlediği stratejilerle elimizden geldiğince mülteci akınını engellememiz gerekir. Burada bir savaş çözüm olmayacaktır. Bu çalışma, mesleki eğitim yönünde yapılan bir çalışma olduğu için ve istihdam olanaklarını, meslekleri kapsamlı bir şekilde ortaya koyacağı için Türkiye’de bir ilk. Diyarbakır’da da yaklaşık 30 binin üzerinde mülteci sayısı var. Bu mültecilerle ilgili devletin çalışması dışında sivil toplum kuruluşlarınca bir çalışma yapılmadı. Bizde burada hem kamuyu hem de sivil toplumu birleştirerek ortak bir çalışma yapıp, herkesin üzerine düşen görevi gerçekleştirmesini istiyoruz.”