Yeşil Yıldız Bağımlılıklarla Mücadele Derneği Genel Başkanı Yahya Öger, Son zamanlarda sosyal medya hesabı üzerinden 6 yaşında bir kız çocuğunun evlendirilmesi ile alakalı haklı veya haksız ciddi manada bir gündem oluşturularak, bu vaka bahane edilerek bir grup ya da bir cemaat hedef tahtasına oturtulduğunu söyledi.
Öger, yaptığı açıklamada, Patolojik olarak psikolojik problem yaşayanlar dışında hangi grup ve cemaatten olursa olsun hangi mezhep, meşrep, etnik kökenden olursa olsun hiç kimsenin 6 yaşında bir kız çocuğuyla evlenebileceğine şahit olmadığını ve duymadığının altını çizerek, “Ancak bireysel anlamda ruhsal problem yaşayan insanların çocuklara yönelik bu tür cinsel taciz davranışların olduğu sadece Türkiye’de değil bütün dünyada da maalesef var olan bir vakadır. Bu tür hastaların tecrit edilmesi, tedavi edilmesi ve eğer fiili bir saldırı varsa en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğine inanan biriyim” diye konuştu.
Anadolu toplumunda daha önce var olan “Beşik Kertmesi” olayına da bakıldığında bebeklik yaşında kertilen çocukların ergenlik sonrası evlendiklerine şahit olabilindiğine işaret eden Öger, şunları söyledi:
“Bunda bile yine 9 yaş altı küçük yaşta bir evlilik söz konusu olmamıştır. Türkiye’de her iki uç da sağ ve sol, Kemalist ve dinci tabir edilen grup birbirlerine bahane aramakta bireysel anlamda yapılan en küçük bir yanlış diğer grup tarafından o grubun okulları, dernekleri, vakıfları yani toptancı bir yaklaşımla herkese mal edilmekte o grupların yaptığı bütün iyilikler, sosyal aktiviteler, topluma dokunmalar, hayatın gerçeklikleri göz ardı edilmektedir. Devlete düşen bu tür olayların önünü almak yasal boşluklar varsa bunları kısa bir sürede doldurmak herkesin eğitim hakkı, yaşam hakkı, aile hakkı, çocuklarını geleceğe hazırlama ve çocuklarına sanat, kültür, edebiyat, ahlak, etik değerler dinî değerler konusunda yetiştirme hakkı verilmesi ve korunması noktasında yasalarla güvence altına almasıdır”
Öger, Burada söz konusu var olan problem sosyal bir hastalık değil bireysel bir hastalık ama bunu sosyal bir hastalık haline getirip lanse eden basının da bu işten karlı çıkmayacağının, bu işin sonucunda toplumsal ayrışma ve yozlaşmaya yol açma sebeplerinin de kendilerine ağır mı fatura edilebileceğinin bilinmesi gerektiğine değinerek, “Bireysel anlamda yapılan hiçbir suç hukuk önünde de Allah katıdan da bir grubu, aileyi bağlamaz. Suçun şahsiliği göz önünde bulundurulmalı suç ve suçluyu yargılama noktasında davranırken kamu vicdanını ve toplumsal düzen göz önünde tutulması gerekmektedir. Çocuklarımız, gençlerimiz gençliklerini yaşamalı; ebeveynler, çocuklarına yaşlarından büyük sorumluluklar ve roller yüklememeli, eğitim camiası Z kuşağının istek ve becerilerine cevap verebilecek formatta kendini yenilemeli, Diyanet ve dini gruplar Z kuşağı gençlerin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak dini telkin ve yaklaşımlarda bulunmalı devlet ve hükümet anayasal güvencelerle hak, hürriyet, yaşam hakkı, eğitim hakkı kültürel haklar, ekonomik haklar konusunda kesinlikle anayasa düzenlemesi yapmalıdır” ifadelerini kullandı.