Koronavirüs tedbirlerinin kademeli olarak kaldırılması kararı, geçen yıl 1 Haziran’da alınan normalleşme kararıyla vakalardaki artışa dikkat çeken Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, aynı durumun yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Geçen yıl günlük vaka sayısının 850’yi bulduğu Diyarbakır ve bölge illeri, alınan tedbirlerden dolayı vaka sayısının 100’ün altına düşmesiyle rahat bir nefes aldı. Hükümetin, koronavirüs tedbirlerini vaka illerdeki duruma göre kademeli olarak kaldırılması kararı alması, geçen yılın 1 Haziran’da alınan normalleşme kararından sonra vaka sayısındaki artışa benzer bir sonuca yol açması endişesini de beraberinde getirdi.
Konuyu değerlendiren TTB Merkez Konseyi Üyesi Halis Yerlikaya, Haziran 2020 tarihinde yürürlüğe giren ‘normalleşme’ sürecindeki vaka artışı ve piklere işaret ederek, aynı durumun tekrar yaşanabileceği uyarısı yaptı. Bilim Kurulu tarafından alınan kararların neleri kapsadığını, hangilerinin Cumhurbaşkanlığı tarafından uygulandığını bilmediklerini ifade eden Yerlikaya, kararların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması gerektiğini vurguladı.
‘GEÇEN YILKİ TEKRARIN YAŞANMAMASI GEREKİR’
Türkiye genelinde bazı illerde yüzde 20 oranında vaka artışı yaşandığını, henüz toplumsal bağışıklık oluşturacak bir aşılama programının gerçekleşmediğini belirten Yerlikaya, bulaş hızı yüksek olan mutant virüslerin yayıldığına dikkat çekti. Haziran 2020 tarihinde yürürlüğe giren ‘normalleşme’ sürecindeki vaka artışı ve piklere işaret eden Yerlikaya, aynı durumun tekrar yaşanabileceği uyarısında bulunarak, “Bu bizi kaygılandırıyor. Önceki süreçlerde rehavet oluştu, süreç sanki bitti gibi bir algı yaratıldı ve sonrasında bedelini hepimiz ödedik. Yaz aylarında yoğun bakımların tamamen dolduğu, ameliyathanelerin yoğun bakıma çevrildiği süreçleri yaşadık ve çok sayıda yurttaşımızı kaybettik. Bunun tekrarının yaşanmaması gerekiyor.” diye konuştu.
‘ÖLE ÖLE BAĞIŞIKLIK KAZANILDI’
Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan koronavirüs risk haritasında, bölge illerindeki düşük vaka sayısına değinen Yerlikaya, “Şunu söylemek gerek; hastalık zaten bölgeyi kırdı geçirdi. Yapacağını yaptı. Biz öle öle, bedelini ödeye ödeye, toplumsal bir bağışıklığın kazanıldığını düşünüyoruz. Seroprevalans (hastalık geçirenlerin kanlarında bulunan antikor düzeyi) çalışmalarında, antikor pozitifliği, en fazla bölge illerinde rastlandı. Bölgede yüzde 40 ila 50 arasında nüfusun Kovid-19 hastalığını geçirdiği belirtiliyor. Tüm bunlara baktığımızda yaz aylarında acil servislerin yoğun bakıma çevrildiği, acil servislerde hasta seçmek durumunda kaldığımız süreçlerin bir sonucu olarak toplumsal bağışıklık kazanıldı. İnsanlar daha fazla bu süreçlere dikkat eder oldular. Şuanda bölgede sayılar düşük olsa da sonuç itibariyle aşılanma oranları da çok düşük. Aşılanmayan çok sayıda insan var. Test sayılarında ciddi azalmalar var. Bu açıdan tehlike henüz geçmiş değil.” ifadelerini kullandı.
‘AŞI POLİTİKASI GÜVENİLİR DEĞİL’
Aşılama oranlarının en düşük olduğu illerin başında bölge illerinin geldiğini kaydeden Yerlikaya, bunun nedeni olarak da, aşı süreciyle ilgili yürütülen yanlış politikalara işaret etti. Topluma güven veren tarda bir sürecin yürütülmediğine dikkat çeken Yerlikaya, önceden var olan güvensizlik ortamının bölge illerinde daha da derinleştiğini ifade ederek, “Sonuç itibariyle bir takım kararlar alındı, kısmı kısıtlamaların etkisini gördük. Ancak henüz tehlike geçmiş değil. Türkiye’de pandemi tamamen kontrol altında değil. Özellikle mutant virüs türlerinin artıyor olması bizi çok ciddi düzeyde kaygılandırıyor. Henüz toplumsal düzeyde bağışıklık oluşturacak oranda aşılama yapılmadı. Bu nedenle toplumdan temel talebimiz; fiziksel mesafe, maske ve hijyen kurallarına dikkat etmeleri. Siyasal iktidardan talebimiz; pandemiye yönelik akılcı politikaların hayata geçirilmesi, şuana kadar pandemiyi yönetememe halinin yarattığı toplumsal yıkımın, bir kez daha yaşanmaması için gerekli adımların atılmasıdır.” şeklinde konuştu.