Diyarbakır Kent Konseyi, uzun bir aradan sonra bileşenlerinin yoğun katılımıyla toplandı. 28’incisi düzenlenen Olağan Kent Konseyi Toplantısı’nda, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Dr. Selçuk Mızraklı Kent Konseyi Başkanı olarak seçildi.
Diyarbakır Kent Konseyi 28. Olağan Toplantısı, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Dr. Selçuk Mızraklı’nın ve 121 bileşeninin temsilcilerinin katılımıyla Kültür ve Kongre Merkezi Tiyatro Salonu’nda yapıldı. Kent Konseyleri yönetmeliğinin 11 ve 11/A maddeleri gereği Kent Konseyi Başkanı ile Yürütme Kurulu üyelerini seçmek amacıyla yapılan toplantıyı yönetmek üzere Divan Kurulu’na Rosa Kadın Derneği Başkanı Adalet Kaya, Özgürlükçü Hukukçular Derneği Amed Şubesi’nden Özüm Vurgun ve Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın seçildi. Olağan toplantıda Kent Konseyi’nin geçmiş dönem çalışmalarının sinevizyon gösterimi yapıldı.
Toplantıda konuşan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Mızraklı, katılımcıları selamlayarak, “Hepimizin çok özlemini duyduğu salonların böyle dolu olduğu toplantılar, beraberce derdimize derman olmaya çalışan, çözüm üretmeye çalışan bir araya gelişler uzun zamandır eksilmişti. Bu eksikliğin telafi edilmesinde emeği geçen katılım gösteren hepinizi tekrar tekrar saygıyla selamlıyorum” dedi. Kent Konseyi’nin geçmiş dönem çalışmalarının gösterildiği sinevizyona atıfta bulunan Mızraklı, “Orada çok özlediklerimiz vardı. Selahattin Demirtaş, Osman Baydemir, Gültan Kışanak, Fırat Anlı. Ahmed Arif’in deyimiyle her biri cihan parçası. Yüreklerini kattılar, hayatlarını kattılar en zor zamanlarında bu şehrin daha iyi olabilmesi için en önde yer aldılar. Ama bugün bir kısmı cezaevlerinde bir kısmı ülke dışındalar. Bu halk, bu şehir bunları hak etmiyor. Hep beraber bir yandan itirazımızı yükseltirken bir yandan da umutlarımızı ortaya koyan bütün bu çabalarımızın şekil alacağı bu Kent Konseyi’ni 4 yıllık bir aradan sonra yeniden var etme çabasına girdik.” diye konuştu.
‘DİYARBAKIR’DAKİ GENÇLİK MECLİSİN ÇALIŞMALARI BÜTÜN TÜRKİYE’DE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞ’
Kent konseylerinin dünya ve Türkiye’de ortaya çıkış süreçlerini anlatan Mızraklı, şunları kaydetti: “İnsanoğlu kendi demokrasi tarihine baktığı zaman Atina’dan yana diye başlarız ve uzun bir zamana gönderme yaparız. Ama Türkiye’nin ve bölgenin demokrasi tarihi pek öyle Atina zamanına gitmiyor. Demokrasi farklı bir erdem, farklı bir kurumlaşma ve ilişki biçimi. Farklılıkların bir arada yaşayabilmesini, birbiriyle güçlü bağlar kurarak ortak geleceğe inşasını temin etmek üzere bir uzlaşı ve çözüm dünyasıdır demokrasi. Ama bir bütün olarak bizim ülkemizde bunun hayat bulmasında hep sıkıntılar yaşanmıştır. Zaman içinde 21. yüzyıldaki insanlığın ortak gelecek arayışında evrenselden yerele doğru, yerelden evrensele doğru bu Kent Konseyleri kurumsallaşmıştır. Diyarbakır’ın, Amed’in Kent Konseyleri düzleminde oldukça güçlü birikimi ve hafızası var. Gerçekten Türkiye’nin en iyi çalışan Kent Konseylerinden biri olmuştur. Örneğin Diyarbakır’daki gençlik meclisinin çalışmaları bütün Türkiye’de örnek olarak gösterilmiştir. Kadın meclisinin çalışmaları hakeza öyledir. Şimdi böyle bir birikime ve hafızaya sahip olan bizler bu tecrübelerini, bu birikimlerini bu süreçte konseye kattıkça daha da güçleneceğiz.
‘AMED TARİHİNE, KÜLTÜRÜNE, HAFIZASINA SAHİP ÇIKIYOR’
Mızraklı, Kent Konseyi prosedürü gereği üç ay içinde toplanması gerektiğine dikkat çekerek, yeni dönemde Kent Konseyi’ni ilk toplayan iller arasında olduklarına söyledi. Mızraklı, seçimler öncesinde kentteki dinamiklerin katılımıyla oluşturulan Kent Sözleşmesi’ni hatırlatarak, “Seçimler süreci başlamadan bir kent sözleşmesi çalışması yaptık. Yani Amed’te yaşayanlar nasıl bir gelecekte, hangi değerler ve ilişkiler üzerinden, hangi kavramlar üzerinden bu kenti geleceğini kuruyor diye. Şunu gördük ki Amed tarihine, kültürüne, hafızasına sahip çıkıyor. Bunun için arayışları var. Gerçekten Amed’te ciddi bir sosyal kapasite birikmiş durumdadır. Hayatın her alanına ilişkin, yarına dönük güçlü tarifler yapıyorlar, güçlü beklentileri var ve hepsinden öte Amed barışı talep ediyor. Barışa giden yol toplumun iyilik durumunu gerektiriyor. Toplumun iyiliğe ihtiyacı var. İnsan kendisini güvende hissettiği zaman, huzur içinde hissettiği zaman daha verimli ve üretken olabiliyor. Dün özellikle iş dünyasından birçok çevreyle buluşma şansını bulduk. Oradan da aynı ses yükseliyor. Emek dünyasıyla buluşmalar sağladığımız zaman oradan da, insan hakları örgütlerinin değerli temsilcileri burada onlardan da aynı ses yükseliyor. Sivil toplumun bütün aktörlerinden aynı ses yükseliyor. O zaman demek ki toplumun bütün kesimleri eğer yarın için böyle bir iyilik halini talep ediyorsa, bizlere de düşen bu iyiliğin tesis edilmesi noktasındaki görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmek olacaktır” şeklinde konuştu.
‘KENT KONSEYİ SIRADAN BİR MECLİS DEĞİL’
“Kent Konseylerinin kuruluş yasasına baktığınız zaman kentteki hemen hemen bütün aktörlerin katılımını esas alan bir içeriği var. Burada kamu veya sivil toplum gibi bir ayrım yapmıyor. Özellikle bu dönemde merkezi idareye bağlı kamu kuruluşlarında olup ve onların yönetiminde bulunup da konseyimize katılım sağlamış olan arkadaşlarımıza bir kat daha fazla teşekkür ediyorum. Çünkü bu buluşmalara ihtiyacımız var, bu kentin ihtiyacı var, bunun eksik kalmaması gerekiyor. Çünkü beraber çoğaltacağız, beraber geliştireceğiz. Bunun inancını taşıyoruz. Beraberinde kentimizdeki en geniş tabanlı sivil yapıların, kitle örgütlerinin, sendikaların, siyasi partilerin katıldığını görüyorum. Bu ayrıca bizi onurlandırıyor. Burası bir Kent Konseyi sonuçta, bir parti konseyi değil. Sıradan bir belediye konseyi veya meclis de değil. Bunlardan daha büyük hacmi olan, daha geniş tabanı olan bir mekanizmadır. Dolayısıyla şimdi bizim bunu geçmişte edindiğimiz tecrübelerle, gerek kendi içindeki meclisleriyle gerekse çalışma gruplarıyla zenginleştirmemiz gerekiyor.”
Geçmiş dönemlerde Kent Konseyi toplantılarında kamu kuruluşlarının da bütçelerini tartışmaya açtıklarını belirten Mızraklı, bunun daha sonra yavaş yavaş ortadan kalktığını ifade etti. Mızraklı, Kent Konseyi’nin eski kapasitesine kavuşturmak ve sürdürülebilir olmasını sağlamak istediklerini söyledi. Diyarbakır Kent Konseyi’nin en son 2015 Kasım ayında olağan toplantısını gerçekleştirdiğini aktaran Mızraklı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Kent Konseyi denilince yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, odalar, tüzel kurumlar gibi hepsinin dahil edildiği bir yapılanmadan bahsedilmiştir. Bunların birlikte özellikle katılımcı demokrasinin en zengin biçimlerini ortaya koyabileceklerine; şeffaf, hesap verebilir bir anlayışın toplumda yerleşik olması için bir çaba gösterileceğine kanaat getirilmiş ve bu çerçevede başlanmıştır. Ama bilindiği gibi bu işin ilerleyen süreçleri sadece bazı şeylerin adeta malumun tekrarı haline gelmesi gibi bir kısırlığa düşülmemelidir. Bugün biz özellikle bu çalışmayı başlatırken geçmişin tecrübelerini de içeren, oradaki eksiklikleri de gören bir noktadan ne yapabiliriz sorularını sormak durumundayız. Yani sadece geçmişe dönük güzellemeler yapmak tek başına yetmiyor. Daha fazla bir şeyler söyleme zamanı, daha fazla bir şeyleri yapma, gerçekleştirme zamanı diye düşünüyorum.”
‘SEÇİLENLERİN HALKA DÖNÜK VEFA BORCU VAR’
Kent Konseyi Tüzüğü çerçevesinde verilen söze bağlı kalmaları gerektiğini söyleyen Mızraklı, “Bundan sonra bu süreçleri yerel düzeyde demokratik katılımı zenginleştiren, çoğaltan, bunun yöntem araçlarını güçlü mekanizmalarla sağlayan bir tarzı ne şekilde geliştireceğiz noktasında çok çalışmamız gerekecek” dedi. Mızraklı, yerel yönetimlerde ve sivil toplum örgütlerinde demokratik iradeyi yansıtmak amacıyla yapılan seçimlerde kurum yönetimlerinin belirlendiğini ve bütün seçilenlerin halka dönük vefa borcu olduğunu söyledi. “Hepimiz bulunduğumuz noktada bu konuya ne katabiliriz diye düşünmek durumundayız” diyen Mızraklı, kentin geleceğine karşı herkesin sorumlu olduğuna dikkat çekerek “Bu kentte dev bir gönüller ordusuyla bazı şeyleri yapmaya başladığımız zaman kent kapasitemiz ortaya çıkacak. El ele verdiğimizde kentteki yoksulluğu kısmen engelleyebildiğimiz ve önleyebildiğimiz hayalleri kurarak Sarmaşık’ı örgütledik. El ele verince yoksulluğa ilişkin ciddi bir takım kapasitelerin ortaya çıkabildiğini gördük” ifadelerini kullandı.
‘AMED İÇİN HERKESİN ÇALIŞMA ZAMANI’
“Amed’in bir kadın kenti olabilmesi için kadınların özgürce, eşit, demokratik bir biçimde hayatın tüm alanlarında temsil kapasitesine sahip ve aynı zamanda karar süreçlerinde belirleyici olması gerekiyor. Onun da bu konseye dokunması gerekiyor” diyen Mızraklı, bir çocuğun gözünden kente bakılmasının önemini ve UNICEF ile birlikte çocuk kenti çerçevesinde strateji toplantısı gerçekleştirdiklerini anlatırken, engelsiz bir kent oluşturmak için engellileri gözeterek kentteki yapıların yapılması gerektiğini vurguladı. Mızraklı, konuşmasını şöyle bitirdi: “Diyarbakır’da sokakta gezen her 10 kişiden birinin evinde bir engelli var. Bizler kentsel kapasitemizi ortaya koyarken bu gerçekliğimizin farkında ve bilincinde olarak bir yarın kurgusu yapmak durumundayız. Amed için, daha iyi bir yarın için herkesin çalışma zamanı. ‘Bajarê Bîr û Evînê’ dediğimiz o hafızanın ve sevdanın kentini bugünden yarına güçlü bir şekilde geliştirmek için hepimizin çalışma zamanı!”
Eşbaşkan Mızraklı’nın konuşmasının ardından Kent Konseyi Başkanlık seçimi yapıldı. Verilen önerge doğrultusunda Mızraklı, Kent Konseyi Başkanı seçildi. Başkanlık seçiminin ardından Yürütme Kurulu Seçimi ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin 2020-2024 Stratejik Plan hazırlık sunumu yapıldı.
Kent Konseyi Olağan Toplantısı, bileşenlerin dilek ve temennilerde bulunmasıyla sona erdi.