Diyarbakır Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu, son zamanlarda artarak devam eden aile hekimliği mevzuat ve yönetmeliklerindeki değişiklikler ile beraber hasta hekim ilişkisinin daha güvensiz bir biçime dönüştürüldüğü ifade edilerek, müdürlükler aracılığıyla istenilen hastayı istediği hekime kayıt edebilmesi, bölge ve nüfus tabanlı birinci basamak ve koruyucu sağlık çalışmalarını daha çok sıkıntıya soktuğunu belirtildi.Komisyon, ASM, Aile hekimi ve aile sağlığı personelinin çalışma koşullarının güçlendirilerek mevcut güveni sarsacak değişikliklerden vazgeçilmesi yönünde çağrı yaptı.
“AİLE HEKİMİ ÖZEL SAĞLIK İŞLETMECİSİ OLARAK TANIMLANIYOR”
Diyarbakır Tabip Odası Aile Hekimliği Komisyonu adına açıklama yapan Dr. Sinan Gülşen ve Dr. Kasım Kanan, Aile hekimliğinin 2005 yılında Düzce’de pilot olarak başlamasıyla birinci basamak hekimliğinin gündemine giren performansa dayalı çalışma, bu yıl yine güvencesizlik ve sayısız hak kaybı içeren tek taraflı, dayatma bir sözleşme ile 7950 aile sağlığı merkezinde çalışan yaklaşık 24 bin aile hekiminin karşısına çıkacağına işaret ederek, “Üstelik bu kez, 5 Aralık 2018 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7151 sayılı sağlık torba yasasının 26 ve 27 maddeleri ile yeni hak kayıpları ve sorumluluklar getirerek. Bu yeni düzenleme ile “aile hekimleri ferden veya müştereken personel çalıştırabilir ve işveren olabilir.” denilerek, aile hekimlerine yeni bir sorumluluk yüklenmektedir. Bunun anlamı aile hekimliğinin tamamen kamusal hizmet alanının dışına itilmesi ve aile hekimlerinin kamu çalışanı olarak değil, kar eden özel sağlık işletmecisi olarak tanımlanmasıdır” dediler.
“ÜCRETLİ İZİN HAKLARI GÖZARDI EDİLİYOR”
Bu yasayla aile hekimlerinin yıllardır verdikleri ve hep kazandıkları hukuk mücadelesine rağmen ücretli izin haklarının yine göz ardı edildiğine değinen Gülşen ve Kanan, şöyle dediler: “Tek birimli aile hekimlerinin ve vekâlet veremeyen aile hekimlerinin ücretli izin kullanmaları fiilen engellenmiştir. Yine bu yasayla, devlet memuru olmadan aile hekimliği sözleşmesi imzalayan hekimlerin, diğer hekimlerden farklı olarak çalışma süreleri 65 yaş ile kısıtlanmış ve bu alanda bir eşitsizlik yaratılmıştır. Yeni yasayla halkın aile hekimini belirleme hakkı da kısıtlanıp, bu konuda sağlık müdürlüklerine -istedikleri hastayı istedikleri hekime atamak gibi- kötüye kullanılabilecek bir yetki verilmiştir. Yaşadığımız tecrübeler göstermiştir ki yerel idareler merkezden aldıkları benzer yetkileri her zaman ya adam kayırma ya da baskı, sindirme ve cezalandırma aracı olarak kullanmışlardır.
“SAĞLIK BAKANLIĞINI UYARIYORUZ”
Bizler TTB Aile Hekimliği Kolu olarak; Sağlık Bakanlığı’nı yeniden uyarıyor ve yeni dönem sözleşmelerinde belirlediğimiz taleplerimizi içeren düzenlemelerin dikkate alınması için kararlılıkla mücadele edeceğimizi ilan ediyoruz”