İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır Temsilciliği, Diyarbakır Barosu, Diyarbakır Tabip Odası ve Hak İnisiyatifi Diyarbakır Temsilciliği, kayıp yakınları eylemlerinin yasaklanmasını ortak bir basın açıklaması protesto etti.
İHD Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından gerçekleştirilen oturma eylemlerinin Valilik tarafından yasaklanmasına ilişkin olarak düzenlenen basın toplantısına STK yöneticileri ve aktivistleri katıldı. Diyarbakır İHD binasında bugün yapılan açıklamayı, İHD Diyarbakır Şube yöneticisi ve kayıp komisyonu üyesi Av. Hasan Yalçın tarafından okudu. Açıklamanın girişinde şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de gözaltında zorla kaybedilme neticesinde kayıp ailelerinin yakınlarının akıbetini öğrenme ve failleri cezalandırma mücadelesi, coğrafyamızın bitmez tükenmez hakikat ve adalet mücadelesidir. Kayıp aileleri yıllardır karakol kapılarında, adliye saraylarında ve meydanlarda yakınlarının akıbetini devletten sorarak, hakikatin ortaya çıkartılmasını talep etmektedir. Ne yazık ki kayıp yakınlarının bu haklı mücadelesi başladığı günden bu yana devlet ve siyasi iktidarlar tarafından çeşitli biçimlerde engellenmek istenmiştir. Kayıp Yakınları ve İnsan Hakları Savunucuları olarak önemle belirtmeliyiz ki; yıllardan beri Galatasaray Meydanı ile Koşuyolu Meydanında oturma eylemi düzenlemek, biz İnsan Hakları Savunucularının asla tercihi olmamıştır. Çünkü Kayıp Yakınları ve İnsan Hakları Savunucularını o meydana taşıyan şey devletin, kayıpların bulunması ve faillerin cezalandırılmasına ilişkin Cezasızlık Politikasındaki ısrarı olmuştur.”
OTURMA EYLEMLERİ YILLARCA BARIŞÇIL DEVAM ETTİ
31 Ocak 2009 tarihinden itibaren her hafta cumartesi günü Diyarbakır Koşuyolu Parkı Yaşam Hakkı Anıtı önünde Kayıp Yakınları ile birlikte düzenlenen “Kayıplar Bulunsun, Failler Yargılansın” adlı oturma etkinliğinin 499. Haftasında, Diyarbakır Valiliğinin kararıyla “kamu güvenliği” gerekçe gösterilerek süresiz bir şekilde yasaklandığının belirtildiği açıklama şöyle devam etti: “Diyarbakır Valiliğinin almış olduğu ilgili karar keyfi olup yasalarla güvence altına alınan toplantı, gösteri yürüyüşleri hakkı başta olmak üzere demokratik işleyişin sürdürülmesine olanak tanıyan normların hiçbirisiyle örtüşmemektedir. İfade özgürlüğünün özel bir şekli olan barışçıl toplanma ve gösteri hakkının demokratik toplumun temeli olduğu ve özel toplanmalarla, kamuya açık cadde ve yollardaki toplanmaları ve yürüyüşleri de kapsadığı düşünüldüğünde bu keyfi yasaklama kararının birey ve toplumun toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkına açık bir saldırı niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Yıllardan beri kayıp yakınlarıyla beraber düzenlediğimiz oturma eylemi bugüne kadar barışçıl bir şekilde sürdürülmüş ve herhangi bir kamu güvenliği problemine yol açmaksızın ısrarlı bir şekilde devam etmiştir.”
ADALET VE HAKİKAT TALEBİNE KEYFİ YASAKLARLA KARŞILIK VERİLİYOR!
İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınları olarak; 499 haftadır gerçekleştirdikleri oturma eylemlerinin temel vurgusuna ilişkin konuşan Yalçın, “Devletin zorla kaybedilme olaylarıyla yüzleşmesi ve hakikatin ortaya çıkartılıp adaletin sağlanmasıdır. Yüzleşme, adalet ve hakikat talebine devletin bu tür anti-demokratik ve keyfi yasaklarla karşılık vermesi, kayıp yakınlarının beklentisi olan zorla kaybetmeleri mutlak olarak yasaklamayı öngören “BM Zorla Kayıp Edilmeye Karşı Herkesin Korunmasına Dair Sözleşme”sine devletin imza atmamasındaki tutumunu da ortaya koymaktadır. Devlet ve mevcut siyasal iktidar sözleşmeyi imzalamamakta ısrar içinde olup aslında bu yaklaşımıyla yeni kaybedilme vakalarının ortaya çıkmasına zemin hazırlamakta ve geçmiş tarihlerde gerçekleşen kaybedilme olaylarının aydınlatılmasına yönelik de bir irade ortaya koymak istemeyişini açık bir şekilde göstermektedir” ifadelerini kullandı.
HAKİKAT VE ADALET ARAYIŞI DEVAM EDECEK!
Hakikat ve Adalet mücadelelerini her yerde dile getirmeye, kayıp yakınlarının mücadelesinin yanında olmaya devam edeceklerinin belirtildiği açıklama şöyle sonlandırıldı: “Faillerin cezasızlık politikası ile aklanmaması için haklı mücadelemizi bundan sonra daha güçlü vermeye çalışacağız. Yine devlet ve siyasal iktidara açık çağrımızdır ki; kayıp yakınlarının önüne konulan tüm yasaklamaların kaldırılıp annelerin taleplerinin karşılanması gerekmektedir. Kayıp yakınlarının mücadelesinin engellenmesi için harcanan çabanın, kayıpların bulunması ve faillerin yargılanması için sergilenmesini talep ediyoruz.” (Kaynak: Tigris Haber Gazetesi)