Saadet Partisi Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, ülkenin çığ gibi büyüyen problemlerle karşı karşıya kaldığını belirterek, “Ekonomide dibe vurdu bu iktidar, ülkenin problemlerini artık çözemiyor. İşsizlik zirve yaptı, dolar aldı başını gidiyor. İnsanlar geçimlerini sağlayamıyor. Dış politikada, adalette, eğitimde, her yerde sıkıntı var. 15.5 yıldır iktidarda bulunan bu parti, bugünkü sıkıntıları hazırladı. Artık bu iktidarın ülkemizin problemlerini çözemeyeceğini gördük” dedi.
SP Genel Başkanı ve cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu, partisinin Diyarbakır’da düzenlediği mitinge katıldı. İstasyon Meydanı’nda düzenlenen mitingde konuşan Karamollaoğlu, geçmişte erken seçimi demokrasiye indirilen bir darbe olarak gören iktidarın, alel acele seçime gitme kararı aldığını söyledi.
Karamollaoğlu, “Bizim iktidarımızda herkes mesut olacak, herkese el uzatacağız, herkesin kalbini kazanacağız. ‘Erken seçimin sebebi neydi’ diye baktığımızda çığ gibi büyüyen problemlerle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Ekonomide dibe vurdu bu iktidar, ülkenin problemlerini artık çözemiyor. İşsizlik zirve yaptı, dolar aldı başını gidiyor. İnsanlar geçimlerini sağlayamıyor. Dış politikada, adalette, eğitimde, her yerde sıkıntı var. 15.5 yıldır iktidarda bulunan bu parti, bugünkü sıkıntıları hazırladı. Bu sıkıntları bunlar bu ülkenin başına getirdi. Artık bu iktidarın ülkemizin problemlerini çözemeyeceğini gördük. Artık, bir değişime ihtiyaç var. Bu iktidarı siz değiştireceksiniz. Bu değişimin ayak seslerini de duymaya başladık” dedi.
“ÜLKENİN PROBLEMLERİ, BUNLARLA ÇÖZÜLMEZ”
Bir memlekette hak ve hukuka riayet yoksa, insanlar kendi haklarını aramaktan mahrum bırakılıyorsa, insanlara bu haklar verilmiyorsa, orada huzuru sağlamanın mümkün olamayacağını söyleyen Karamollaoğlu, “Hak ve adaletin yanında dürüst olacağız. Yalan söylemeyeceğiz, yetim malına el uzatmayacağız, komşumuzun derdi ile dertleneceğiz, yemeyeceğiz, yedirmeyeceğiz. İçinde yaşadığımız dünyada mütekkebirler var, zalimler var, başta ülkeleri işgal edip bütün varlıklara el koymak isteyenler var. Onların karşısında dik durmak istiyorsak, güçlü bir sanayiye, ekonomiye sahip olmamız gerekir. Bugünkü iktidar; ekonomi dediği zaman sadece yol, tünel, köprü, inşaat yapmayı, eski binaları yıkıp yerine yenisini yapmayı, kalkınma zannetti. Hala aynı yolda devam etmekte kararlılar. Bu yolla Diyarbakır’daki işsizliği çözemezsiniz. Bırakın inşaat yapmayı, yeni tesisler inşa etmeyi. Bu bölgelerde, geçmişte özellikle Erbakan hocamızın döneminde temeli atılan ne kadar tesis varsa, neredeyse tamamını yıktılar. Yerine AVM’ler, yüksek binalar yaptılar. Ülkenin problemleri bunlarla çözülmez. Diyarbakır’ın tarım başta olmak üzere, hayvancılık arkasından gelmek üzere ciddi bir desteğe ihtiyacı var. Burası sanayileşmeden, ayağa kalkamaz, işsizlik problemini çözemez. Bu bölgenin, sadece adına cazibe merkezi demekle problemleri çözülmez. Burada sürükleyici sanayi tesislerini kurmaya mecburuz. Devlet yeri geldiğinde bizzat fabrika kuracak” diye konuştu.
“GERGİNLEŞTİRMEK BİZİM ÜSLUBUMUZDA YOK”
Temel Karamollaoğlu, bölgenin problemlerini sayarken, kardeşliği, huzuru, barışı pekiştirecek projelere ihtiyaç olduğunu söyledi. Suruç’ta yaşanan hadisenin kendilerini endişelendirdiğini kaydeden Karamollaoğlu, “Beni üzen, iktidarın süratle burada bir kamplaşma yaratıp, ‘kendime nasıl pay alırım?’ havasına girdi. Allah rızası için biraz daha temkinli davranmaya, bitaraf davranmaya kendinizi getiremezmisiniz ya? Biz bu hadiselerin tamamını kucaklayacak bir yola başımızı koytuk. Bu yoldan dönmeyeceğiz. Gerginleştirmek bizim üslubumuzda yok. Biz kardeşiz. Dışarıdan bu bölgeyi şekillendirmek isteyenlerin, emperyalistlerin oyununa gelmeden, bu bölgede bulunan bütün ülkeler ve topluluklar, etnik kimliğe sahip insanlar bir araya gelecek, problemlerimizi biz çözeceğiz. Ne Amerika, ne Avrupa, ne Rusya, bunu çözemez. Biz bu noktada şahsiyetli bir dış politika izlemekte kararlıyız. Başkasının etkisinde kalmadan, adaleti barışı getirecek bir politika yapacağız” dedi.
“ANA DİLDE EĞİTİME ÖNEM VERİYORUZ”
Diyarbakır’da güzel bir aday listeleri olduğunu ifade eden Karamollaoğlu, “25 Haziran sabahı güneş burada bir farklı doğacak. Bu bölgede, barışın ve huzurun sağlanması, bir takım adımların atılmasına da bağlı. Biz bundan dolayı ana dilde eğitime önem veriyoruz. Bu konunun burada Kürtçe konuşan kardeşlerimiz için bir hak olduğunu biliyoruz ve idrak ediyoruz. Bu konuyu siyaset sahnesine ilk taşıyan lider Erbakan hocamız olmuştu. Bundan dolayı, o ifadelerin bedelini ona ödetttiler. Biz şimdi yeniden ayağa kalkacak, Erbakan hocamızın ruhunu şad edecek bir neticeyi burada tarihe not düşüreceğiz. Herkes şunu bilsin ki, bir dip dalga geliyor. Bu dip dalga 24 Haziran’da seçim sandığına yansıyacak. Herkes bilsin ki, sandıktan Saadet Partimiz bir bomba gibi patlayarak, çıkacak. İnsanımız ‘artık yeter demeye başladı, ama konuşmaktan çekiniyor. Saadet Partimiz, en büyük patlamayı Diyarbakır’da gerçekleştirecek ve tarih yazacak” diye konuştu.
‘NEDEN CUMHUR İTTİFAKI’NA KATILMADIĞIMIZI SORUYORLAR ?’
Karamollaoğlu, bugünkü başkanlık sisteminin endişe verici olduğu kanaatinde olduklarını da belirterek şunları söyledi: “Başkanlık sisteminde, başkanı denetleyecek hiçbir müessese kurulmadı. Meclis, Başkanı denetleyemiyor, hakimler denetleyemiyor. Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki; ‘5 senede bir gideriz, millete hesap veririz’ Peki, arada yaşanan zulümler, baskılar, haksızlıklar ne olacak? Kim bunun hesabını verecek? Biz, CHP ve İYİ Parti ile ittifak yaptık. Yüzde 10 barajı önümüze engel olarak çıkarıldığı için. Neden Cumhur ittifakına katılmadığımızı, bu ittifaka katıldığımızı soruyorlar. Eğer iktidarda bulunan arkadaşlar, deminden beri tenkit ettiğim politikalarını değiştirirlerse, o zaman onlarla beraber olabilir. Ama ‘Gelin teslim olun’ derlerse, biz bu vebalin altına girmeyiz. Az oy alırsak, bu başkalarına yarar tereddüdü var. Sen milli görüşe gönül verirsen, gel beraber çalışalım, en güçlü olarak Saadet Partisi sandıktan çıksın. Biz onların tereddüt göstermesine rağmen, sandıktan en güçlü parti olarak çıkacağız. Bu seçim, belki 90 yıllık tarihimizde en kritik seçim. Eğer bir değişim meydana gelmezse, sıkıntılarımız artacak. Artık kimsenin tahammülü kalmadı. Bıçak kemiğe dayandı. Bunun üstesinden el birliğiyle geleceğiz.”