Bismil’de ders verdiği Kuran kursunda 12 yaşındaki H.İ.’yi cinsel istismara maruz bırakmaktan tutuklanan imam Y.Ö. hakkında 32,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. Daha önce cinsel istismara maruz kalan ancak ifadelerini geri alan 4 çocuk ise, davada “tanık” olarak dinlenecek
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Bismil ilçesine bağlı Tepe mahallesindeki İhlas Camii’nde görevli şüpheli imam Y.Ö. hakkında yetkisi olmadığı halde ders verdiği Kuran kursunda 5 çocuğu cinsel istismara maruz bıraktığı suçlamasıyla başlattığı soruşturmayı tamamladı. Soruşturma aşamasında, müşteki olarak ifadeleri alınan ve istismara maruz kaldıklarını belirten ancak daha sonra ifadelerini geri alan 4 çocuğun “tanık” olarak dinleneceği davada, mağdur olarak sadece 12 yaşındaki H.İ., yer alıyor. Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, 15 yaşından küçük çocuğa karşı “Cinsel istismar” ve “Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarını işlediği suçlamasıyla 9 Temmuz’da tutuklanan imam 32 yaşındaki Y.Ö.’nün 16 yıldan 32,5 yıla kadar hapis ile cezalandırılması istendi. İddianamede, olayla ilgili soruşturmanın 12 yaşındaki H.İ.’nin babası T.İ.’nin kızının cinsel istismara maruz kaldığına ilişkin Bismil Tepe Jandarma Komutanlığı’na 8 Temmuz 2017’de yaptığı suç duyurusu üzerine başlatıldığı belirtildi. Baba T.İ.’nin iddianameye yansıyan ifadesinde, kızı H.İ.’nin dolabında buldukları cep telefonunda bir GSM hattından gönderilen uygunsuz içerikte birçok mesaj gördüğünü belirtti. Baba T.İ.’nin telefonu kimin verdiğini, mesajları kimin gönderdiğine yönelik sorularına H.İ.’nin telefonu kendisine Tepe Beldesi İhlas Camii imamı olan ve aynı camide Kuran eğitimi veren Y.Ö.’nün verdiğini, mesajları da onun gönderdiği cevabı verdiği aktarıldı. İddianamede, jandarmanın mağdur H.İ.’nin babasının rızasını alarak cep telefonunda inceleme yaptığı belirtildi. İnceleme sonucu 6 Temmuz ile 8 Temmuz 2017 tarihleri arasında tutuklu imam Y.Ö.’nün kullandığı cep telefonu hattından 10 cevapsız aramanın yapıldığı tespit edildiği kaydedilen iddianamede, yine aynı tarihler arasında imam Y.Ö.’nün mağdur H.İ.’ye “Selam bir tanem”, “Müsait değil misin bebeğim”, “Sevindin mi sana telefon verdiğime aşkım” içerikte birçok mesaj gönderildiği yer aldı.
İSTİSMARI ANLATMAMASI İÇİN TEHDİT EDİLDİ
Pedagog eşliğinde ifadesi alınan 12 yaşındaki H.İ.’nin iddianamede yer alan ifadesinde, imam Y.Ö.’nün Kuran kursu eğitimi verdiği sınıfta ve kursun mutfak bölümünde kendisine ve kursa gelen arkadaşları M.K., R.A., K.A. ile Y.İ. isimli kız çocuklarına defalarca cinsel istismarda bulunduğu belirtildi. H.İ., imam Y.Ö’nün Kuran kursu eğitimi verildiği sınıfta kendilerine cinsel içerikli hikayeler anlattığı, hamile kalmak ve cinsel saldırı gibi konulardan bahsettiğini dile getirdi. Y.Ö.’nün derslerden sonra kendisini ve arkadaşlarını zaman zaman zorla evine götürdüğünü; ancak evde istismarda bulunmadığını ifade eden H.İ., Y.Ö.’nün kendisine ve arkadaşı K.A.’ya üzerinde isimlerinin yazılı olduğu künye hediye ettiğini söyledi. Y.Ö.’nün olay ortaya çıkmadan iki gün önce kendisine telefon, sim kart ve şarj aleti vererek kendisiyle sürekli görüşmek istediğini söylediğini aktaran H.İ., Y.Ö’nün kendisini sürekli aradığını; ancak aramalara cevap vermediğini kaydetti. İmam Y.Ö.’nün, Kuran kursundaki cinsel istismar olayını ailelerine anlatmamaları için kendisi ve arkadaşlarına baskı yaptığını kaydeden H.İ., imam Y.Ö.’nün aksi durumda kendilerini rezil edeceğini söyleyerek tehdit ettiğini, bu yüzden sürekli kafasının karışık ve panik halinde olduğu için imamın verdiği telefonun ailesi tarafından bulununcaya kadar yaşadıklarını kimseye anlatamadığını belirtti.
ÇOCUKLAR İFADELERİNİ GERİ ÇEKMİŞ!
İddianamede mağdur H.İ.’nin verdiği ifadede, kendisiyle birlikte cinsel istismara maruz kaldığını söylediği kurs öğrencilerinden M.K., R.A., K.A. ve Y.İ. isimli kız çocuklarının Diyarbakır Çocuk İzleme Merkezi’nde ifadelerinin alındığı ve çocukların imam Y.Ö.’nün kendilerine yönelik cinsel bir eyleminin olmadığı, arkadaşları H.İ.’ye yönelik cinsel istismar olayı konusunda bilgi sahibi olmadıkları yönünde beyanda bulundukları yer aldı. Ancak çocuklar, olayın ortaya çıkması ardından verdikleri ilk ifadelerinde mağdur H.İ.’nin verdiği ifadeye benzer ifade vermiş, daha sonra ise bu ifadelerini geri çekmişti. İddianamede, imam Y.Ö’nün görev yaptığı caminin diğer imamı M.N.Ş. ve iki kuran kursu eğiticisinin tanık olarak alınan ifadelerinde, Y.Ö’nün mağdurlara yönelik cinsel istismar olayına şahit olmadıkları, soruşturma açıldıktan sonra olaydan haberdar olduklarını beyan ettikleri ifade edildi. Tutuklu Y.Ö’nün soruşturma kapsamında verdiği ifadesine de yer verilen iddianamede, Y.Ö., yaklaşık bir buçuk yıldır İhlas Camii’nde imam olarak görev yaptığını aynı zamanda kız öğrencilerine yönelik kuran eğitimi verdiğini belirtti. Kurs öğrencilerine cinsel istismarda bulunmadığını savunan Y.Ö., zaman zaman elini öğrencilerin omuzlarına atarak sarıldığını; ancak hareketleri cinsel amaçla yapmadığını, iddia edildiği gibi sınıfta cinsel içerikli hikayeler anlatmadığını ileri sürdü. Kursun mutfak bölümünde öğrencileriyle bazen tek olarak görüştüğünü; ancak çocuklara cinsel istismarda bulunmadığını iddia eden Y.Ö., H.İ’nin kendisinden hediye istemesi üzerine ona cep telefon ve sim kartını satın alarak ona verdiğini savundu. Y.Ö., mağdura verdiği telefonundaki mesajları kendisinin yazdığını; ancak bunları yazarken kötü bir niyetinin olmadığı da iddia ederek, üzerine atılı suçlamaları reddetti.
“ARKADAŞLARIM İFADE VERMEK İSTEMEDİ”
Sanık ve tanık beyanları ardından 22 Ağustos’ta tekrar ifadesi alınan mağdur H.İ.’nin iddianame yar alan ifadesinde, daha önce verdiği ifadesinin doğru olduğu belirtilerek, istismara maruz bırakılan diğer arkadaşlarının aile baskısı nedeniyle ifade vermek istemediğini düşündüğünü söyledi. H.İ., tarihini hatırlamadığı bir dönemde imam Y.Ö.’nün davada tanık olarak dinlenmesine karar verilen K.A.’yı 5-6 kere kuran kursunun mutfak kısmına götürerek cinsel istismarda bulunduğunu vurguladı. H.İ., Y.Ö.’nün 2017 yılının Ramazan ayında kendilerine “Evde eşim var hep birlikte bize gidelim orada abur cubur yersiniz” diyerek evine çağırdığını; ancak eve gittiklerinde Y.Ö.’nün eşinin olmadığını, Kadir ve Esat adında iki kişinin olduğunu aktardı. Savcı, soruşturma evrakları, dosyada yer alan mesaj tutanakları, mağdurun samimi beyanları dikkate alınarak Y.Ö.’nün mağdur H.İ.’ye yönelik “Cinsel istismar” ve “Kişiyi hürriyetinde yoksun kılma” suçunu işlediğini belirtti. Savcı, ayrıca Y.Ö.’nün yargılamasının yapılarak iddianamede belirtilen sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasını istedi. Davanın iddianamesini kabul eden Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesi, sanık avukatının tensip ile tahliye talebini reddederek, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme, daha önce iki defa ifadesi alınan H.İ.’nin ifadesinin avukatı ve psikolog nezaretinde tekrar alınması için Bismil Asliye Ceza Mahkemesi’ne (ASCM) talimat yazılmasına karar vererek, daha önceki ifadelerinde istismara maruz kaldığını söyleyen daha sonra ifadelerini değiştiren kurs öğrencilerinden M.K., R.A., K.A. ve Y.İ. isimli kız çocuklarının davada tanık sıfatıyla ifadelerinin alınması için Bismil ASCM’ye talimat yazılmasına karar verdi. Mahkeme, Bismil Kaymakamlığı’na yazı yazılarak sanık Y.Ö. hakkında cinsel istismar suçundan açılan dava nedeniyle soruşturma açılıp açılmadığını, soruşturma açılmışsa hangi aşama olduğuna ilişkin yazı istenilmesine karar verdi. Öte yandan olayın basına yansıması ardından açıklama yapan Diyarbakır Müftüsü Burhan İşleyen, okul döneminde camide Kuran kursu verildiğinden haberdar olmadıklarını, yaz Kuran kursunda kadın eğitmenin görevli olduğunu belirterek, Y.Ö.’nün açığa alındığını, idari soruşturma için Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan müfettiş istediklerini belirtmişti. Davanın ilk duruşması 14 Aralık’ta saat 09.05’te görülecek. (MA)