Bir zamanlar, Türkiye’nin ipekböcekçiliğinde ilk sırada olan Diyarbakır’da, son zamanlarda ipekböcekçiliği yeniden canlandırılsa da yaşanan ekonomik kriz nedeniyle üreticiler işi bırakma noktasına geldi. Üretici sayısı da yıldan yıla düşmeye başladı.
Osmanlı dönemiyle Cumhuriyetin ilk yıllarında ipekböcekçiliği ve ipek üretiminde ilk sıralarda yer alan Diyarbakır sonraki dönemlerde birinciliği Bursa’ya kaptırsa da yapılan desteklemelerle ipekböcekçiliği yeniden yükselişe geçerek ilk sıraya yerleşti. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Diyarbakır Bölge Müdürlüğünün 2021 verilerine göre, Türkiye’de üretilen ipek böceği kozasının yaklaşık yüzde 35’i Diyarbakır’ın Kulp ilçesinden karşılanıyor. Diyarbakır’da son 10 yılda yapılan üretim yaklaşık 9,5 katına, üretim miktarı da 10 yılda 5 bin 604’den 52 bin 601’e çıktı.
Üreticisine kazandıran ipekböcekçiliği, yaşanan ekonomik krizden olumsuz etkilendi. İpekböcekçiliğinin merkezini oluşturan Diyarbakır’ın Kulp ilçesindeki üreticiler, ekonomik krizin işlerini durdurma noktasına getirdiğinden şikayetçi.
Her yıl Nisan ayının 2’nci haftasında koza üretimine başlandığı ipekböcekçiliğinin Kulp’ta yapılan başlıca yerlerin başında Narlıca köyü geliyor. Çocukluğundan beri koza üreticiliği yaptığını söyleyen Narlıcalı üretici Siraç Çakır, baba mesleği olan koza üretiminin artan maliyetlerden kaynaklı durma noktasına geldiğini söyleyen Çakır, geçtiğimiz yıl ürettiği kozalardan zarar ettiğini söyledi.
‘GEÇEN YIL ZARAR ETTİK’
İpek böceği üretim sezonunun her yıl Nisan ayının 2’nci haftasında başladığını ve yaklaşık 35-40 gün sürdüğünü ifade eden Çakır, “Tohumlar yumurta şeklindedir, dut ağacının yapraklarını veriyoruz. Kozaların dördüncü uyku aşamasına geldi. Bu dönem kozaların en hassas olduğu dönemdir. Bu nedenle ben, eşim ve oğlum birlikte bakıyoruz. Sabah saat 04.00’ten akşam 21.00’e kadar belli aralıklarla oraklarla kestiğimiz dut yapraklarıyla böceklerin üstüne bırakıyoruz. Üç kişi çalışmamıza rağmen, yine de yetiştiremiyoruz.” diye konuştu.
Sağlıklı bir kozanın 28 ile 30 gün arasında kapatıldığını söyleyen Çakır, kozanın sağlıklı olması durumunda verim alındığını belirtti. Geçen yılki koza üretiminde zarar ettiğini söyleyen Çakır, “Geçen yıl sağlıksız olduğu için kozaları 14’üncü gününde kapattım ve yüzde 35 fire verdim. Yani geçen sene zarar ettik. Kaymamak bize destek sözü vermişti ancak sözünü yerine getirmedi.” ifadesini kullandı.
Bir yandan artan ürün maliyetleri diğer yandan da artan hayat pahalılığı sonucu geçinmelerinin zor olduğunu söyleyen Çakır, koza üretimin de durma noktasına geldiklerini aktararak, “Geçen sene her ne kadar kilosu 100 TL’den alınacak denildiyse de yapılan kesintiler ile birlikte, kilosunu 94 ile 96 TL’den satabildik.” diye ekledi.
‘ÜRETİCİ SAYISI 12’YE DÜŞTÜ’
Ürettikleri kozalara biçilen fiyatın düşük olduğunu da ekleyen Çakır, önceki yıllarda bir kilo koza ile bir torba un fiyatının aynı olduğunu hatırlatarak, “Bu sene her şey yüzde 200 zam oldu. Kozanın kilo fiyatının da artması ve en az 280 ile 300 arası olması gerekir. Kozaya biçilen fiyatın düşük olması nedeniyle, insanlar bu işi bırakma noktasına geldi. Yaklaşık 20 yıl önce bu köyde 35 aile koza üreticiliği yaparken, bu sayı bugün 12’ye düştü. Kozanın düşük fiyata satılması insanların masraflarını dahi karşılayamadığı için, insanlar bu işi bırakıyor.” şeklinde konuştu.