Beyin Damar Hastalıkları Hasta Derneği (BEYİNDER) Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, inmenin özellikle son yıllarda yaygın görüldüğünü belirterek, “Şu anda inme tüm dünyada 3’ncü ölüm sebepleri arasında. Her yıl 17 milyon kişi inme geçiriyor ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise 2014 yılında 35 bin insanın inme geçirirken, 2017’de bu rakam 40 bine yaklaştı” dedi. Prof. Dr. Uludüz ayrıca ilk 8 saatin inme tedavisinde çok kritik olduğunu belirtti.
Diyarbakır’da İl Sağlık Müdürlüğü ve BEYİNDER tarafından ‘Beyin Sağlığı ve Felç Farkındalık Toplantısı’ düzenlendi. Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde düzenlenen toplantıya İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Sait Avar’ın yanı sıra BEYİNDER Onursal Başkanı Prof. Dr. Taşkın Duman, BEYİNDER Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, Prof. Dr. Mehmet Ufuk Aluçlu, Doç. Dr. Füsun Mayda Domaç, Doç. Dr. Dilcan Kotan katıldı. Toplantı sonrası açıklamalarda bulunan BEYİNDER Başkanı Prof. Dr. Derya Uludüz, “İnmenin özellikle son yıllarda daha da sık hale geldiğini belirterek, Teknoloji çağıyla birlikte yaşam uzadı. Daha uzun yaşıyoruz ama maalesef kronik hastalıklar daha sık karşımıza çıkıyor. Çünkü yaşadığımız teknoloji çağında özellikle inme gibi kronik hastalıklarda risk faktörleri arttı” diye konuştu.
‘İNME, TÜM DÜNYADA 3’ÜNCÜ ÖLÜM SEBEBİ’
İnmenin tüm dünyada 3’üncü ölüm sebebi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Uludüz, “Her yıl 17 milyon kişi inmeye maruz kalıyor ve 6 milyon kişi inme nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye de ise istatistikler gerçekten kötü durumda olduğumuzu gösteriyor. 2014 yılı istatistiklerine baktığımızda ülkemizde 35 bin civarında inme geçiren hastamız olmuş. Yıllar ilerledikçe 2016-2017’lere doğru bu rakam 40 bine yaklaşmış. Demek ki her yıl sayı gittikçe artıyor. Bir yerlerde bir hata olsa gerek diye düşünüyoruz. İnmeyi önlemek için halkımızın bilinçlendirilmesi ve inme geçirdiğini hissettiğimizde ne yapmamız gerektiği önemli” ifadelerini kullandı.
‘İLK 8 SAAT ÇOK KRİTİK’
İnmenin artık tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uludüz, “Bunun için kriterimiz ilk 8 saat içinde inme merkezine ulaşabilmek. İlk 8 saatte ulaştığımızda damar tıkanıklığına neden olan pıhtıyı aletlerle ve bir takım işlemlerle çıkarma şansına sahip oluyoruz. Bir taraftan da biz BEYİNDER olarak risk faktörlerinden korunma yani inmenin önlenmesi için ön planda gayret ediyoruz. Sigaranın bir tanesi de bir paketi de aynı etkiyi yapıyor. Sigara en yüksek risk faktörleri arasında. Alkol kullanmanın her türlüsü zarar. Tansiyon, şeker, kolesterol yüksekliği, kilo, hareketsizlik bunlar hepsi inme için ciddi risk faktörleri. Bizim sağlıklı bir yaşama doğru adım atmamızın vakti geldi” dedi.
‘AĞZINIZ KAYIYORSA, YÜRÜRKEN DENGENİZ BOZULDUYSA KOLONYA DÖKMEYİN’
İnme belirtilerine de değinen Prof. Dr. Uludüz, en yaygın görülen semptomları sıralayarak şunları söyledi:
“Siz ya da bir yakınınızın inme geçirdiğinden şüpheleniyorsanız kendinize şu soruları sorun; ‘Ağzınız bir tarafa kayıyor mu Normal konuşurken birden peltek konuşmaya mı başladınız Yürürken dengeniz mi bozuldu Sanki sarhoş gibi mi yürüyorsunuz Yoksa kolunuz bacağınızda bir güçsüzlük mü oldu’ Bunların hepsi felç dediğimiz inme belirteçleri. Bunları gördüğünüz ya da hissettiğiniz anda inme geçiriyor olabilirsiniz. Hemen 112’yi aramalısınız. Vakit kaybetmeyin. Yüze kolonya dökmekle, su dökmekle, tansiyon ölçmektense bir an önce 112’yi arayın ki o 8 saat sınırını kaybetmemiş olalım. 112’yi aradığınızda en yakın inme merkezine sizi ulaştıracak ve o damarınızı tıkayan pıhtıyı çıkarmamızı sağlayacak.”
Prof. Dr. Mehmet Ufuk Aluçlu da inme merkezlerinin özellikle AKUT inme başlangıcında çok önemi olan merkezler olduğunu kaydederek, şöyle devam etti
“Burada hasarsızlığı ortadan kaldıracak tedaviler uygulanabilmektedir. Hastamız ilk 4,5 saat içerisinde bize başvurduğu zaman bu tedavide başarılı olarak hastada herhangi bir iz kalmadan ya da en az hasarla iyileşmelerini sağlamaya çalışıyoruz. Daha sonraki 4,5 saat ile 24 saat arasında ise var olan pıhtıyı mekanik yollarla çıkararak veya damarda pıhtının olduğu bölgeyi eritici ilaçları vererek damarı tekrar açarak beynin kanlanmasını sağlamayı amaçlıyoruz”