HDP tarafından açıklanan bildirgede “HDP 23 Haziran’da da İstanbul’da muhalefet güçleriyle birlikte bir seçim başarısının altına imza atacak, gasp edilen halkın iradesinin, el koyulan mazbataların, yerlerde sürüklenen annelerin hesabını sandıkta oylarıyla soracaktır” dendi.
HDP, Olağanüstü Parti Meclis (PM) toplantısının sonuç bildirgesini dün açıkladı. Siyasal gelişmeler, açlık grevleri ve Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) İstanbul seçimlerini iptal etme kararı gibi konulara ilişkin açıklamada “Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasına el koyarak İstanbul halkının siyasi iradesini gasp eden zihniyet ile Gülten Kışanak’ın mazbatasına el koyarak Diyarbakır halkının iradesini gasp eden zihniyet aynıdır” dendi.
Açıklamanın devamında şunlar öne çıktı:
“HDP’nin 96 belediyesine kayyum atayarak Kürt halkının iradesini gasp eden zihniyetle, KHK’li diye HDP’nin Bağlar, Tekman, Gökçebağ, Edremit, Tuşba, Çaldıran, Dağpınar belediye başkanları ve 56 belediye meclis üyesi ile Lice’nin köylerinde 10 muhtarın mazbatasına el koyarak halkın iradesini yok sayan zihniyet de aynıdır.
31 Mart’ta HDP’nin kazandığı Mardin, Cizre, Silopi ve İdil dâhil, 26 belediyeyi polis ablukasına alarak, güvenlik bahanesiyle belediye ile halk arasına dikilmek istenen tecrit duvarlarını tetikleyen zihniyet ne ise, tecridin kaldırılması amacıyla bedenlerini açlığa ve ölüme yatıran evlatlarının yaşaması için sokaklara çıkan anneleri yerlerde sürükleyen zihniyet de odur.”
HDP, Türkiye halklarının demokratik geleceğine ışık tutacak bir ‘anahtar role’ sahip olduğunun ve bu rolün HDP’ye ağır bir politik sorumluluk yüklediğinin bilincindedir.
İhtiyacımız olan sadece sandık başarıları değildir. Türkiye’nin içinde bulunduğu kritik kavşak noktasında bütün toplumsal muhalefetin, bütün demokrasi güçlerinin, bütün demokrasi arayışı içinde olanların demokrasi ortak paydasında buluşması, seçimi aşan demokratik ittifak zemininde güçlerini birleştirmesi, birleşik mücadeleye yönelmesidir.
Nitekim HDP’nin izlediği seçim stratejisi 31 Mart’ta Türkiye halklarının rahat bir nefes almasını sağlamış, demokrasi güçlerinin de mücadele yolunu açmıştır.
Demokrasi mücadelesinin gelişip güçlenmesi için ancak muhalefetin demokrasi ittifakı içerisinde cesurca yer almasıyla mümkündür. Hak, hukuk ve adalet, tecrit dahil her türlü toplumsal soruna duyarlılıkla başlar.
23 Haziran’da da herkes için hak, herkes için hukuk, herkes için adalet hepimizin temel şiarı olmalıdır.
HDP kurulduğu Ekim 2012’den beri 2 yerel seçim, 3 genel seçim, 2 cumhurbaşkanlığı seçimi, 1 referandumla birlikte toplam 8 seçim deneyimi yaşamış, bütün seçimlerden başarıyla çıkmıştır. 23 Haziran’da da İstanbul’da muhalefet güçleriyle birlikte bir seçim başarısının altına imza atacak, gasp edilen halkın iradesinin, el koyulan mazbataların, yerlerde sürüklenen annelerin hesabını sandıkta oylarıyla soracaktır.
Demokrasi eksenli bir ittifakın kurulması fabrikalarda, tarlalarda, tersanelerde, atölyelerde, üniversitelerde, sokaklarda, cezaevlerinde süren mücadelelerin kazanımlarla sonuçlanması, kazanımların korunması ve yeni kazanımların yolunu açması için yaşamsal önemdedir.
Sonuç olarak seçimler çok önemli politik uğrak noktalarıdır. Ancak, bütün bir hayat seçimden, mücadele sandıktan ibaret değildir. Bütün toplumsal muhalefeti ortak bir mücadele zemininde birleştirmek, bu ülke halklarının tarihine, kültürüne, geleneğine ve halkların bir arada yaşama iradesine uymayan bu otoriter rejime karşı mücadeleye yönelmek ertelenemez bir görev olarak önümüzde durmaktadır.
HDP olarak, Türkiye’ye bir kez daha yeni bir politik seçenek sunuyoruz. Bu seçenek Türkiye halklarının toplumsal uzlaşma temelinde ve onurlu bir barış eşliğinde ortak vatanda, çoğulcu, kadın özgürlükçü, eşitlikçi, laik, demokratik bir cumhuriyette birlikte yaşayacağımız demokratik bir ittifak seçeneğidir. Böyle bir perspektif ışığında herkesi üzerine düşen sorumluluğu ve görevi yerine getirmeye davet ediyoruz”
Haber: Sertaç KAYAR/ Sputnik