AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Irak Kürt Bölgesel Yönetiminde yapılan Referandum öncesi yaptığı ve bazı kesimler tarafından tepki gören açıklamaya açıklık getirdi.” Eğer bu coğrafyada birlikte yaşayacaksak, ortak menfaatlerimizi geliştirebilmeliyiz.” diyen Ensarioğlu, “Ortak menfaatler etrafında bir gelecek kurgulamalıyız. Kaldı ki bu geleceği birlikte kurgulamalıyız” ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz yıl Eylül ayında Irak Kürt Bölgesel Yönetimi tarafından yapılan ve uluslararası kamuoyunda büyük tepkilere yol açan Referanduma ilişkin açıklama yapan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, o açıklamasına açıklık getirdi.
“ORTADOĞU’DAKİ EN BÜYÜK TİCARETİ IRAK VE KÜRT BÖLGESİNE YAPIYORDUK”
Diyarbakır’da katıldığı bir programda diyarbakirgazete.com’a özel açıklamalarda bulunan Ensarioğlu, Irak’ın bir taraftan 410 km sınırının olduğu, diğer taraftan ticaret hacminin Ortadoğu’da en yüksek olduğu bir ülke olduğunu vurgulayarak, “11 milyon doları aşan bir ticaret hacmimiz vardı ve bunun 9 milyon doları da Irak Kürdistan Bölgesel yönetimine idi. Bu ticaret hacminin büyük bir çoğunluğu da bizim sattığımız mallardı. Bölgede üretilen hemen hemen her şeyi satıyorduk. Kuzey Irak’a gittiğimiz zaman kendimizi Şanlıurfa’da ve Diyarbakır’da hissederdik. Oradaki bütün bayilikler Türk bayilikleri, satılan mallar bölgeden giden ürünlerdir. İzlenen TV’ler dahi Türk televizyonlarıydı. Ve Türkiye’ye entegre olmuş, Türkiye’nin bir parçası gibiydi” diye konuştu.
“İTİRAZIMIZ İLİŞKİLERİMİZİN GERİLMEMESİ YÖNÜNDEYDİ”
İtirazının ilişkilerin gerilmemesi ve kopma noktasına gelmemesi olduğunun altını çizen Ensarioğlu, şöyle dedi:
“Irak’taki merkezi hükümet ile bölgesel yönetim arasındaki sorunların sonucunda gidilen referandumun aslında Türkiye’ye karşı bir tavır olmadığını ve orada bir taraftan da İran’ın ciddi bir müdahalesi olduğunu ve İran’ın Ortadoğu’da hakimiyet kurma hamlelerinin bir sonucu olarak bu referandumda Kerkük ve o bölgenin tamamen Şii milislerinin eline geçmesi İran’a entegrasyonu anlamına gelirdi ki, oradaki bir geçmişten gelen tarihsel bağlarımız ve haklarımız noktasında İran’ın Türkiye’den ön aldığı şeklinde bir sonuca varmış olduk.
“ORTADOĞU’DAKİ EN ÖNEMLİ PARTNERİMİZ IRAK BÖLGESEL YÖNETİMİ OLMALIDIR”
Bizim o konuda bundan sonra da Ortadoğu’daki en önemli partnerimiz bölgesel yönetim olmalıdır. Yani Ortadoğu’da bizimle en samimi ilişkiler içerisinde olan ve Türkiye’nin ortadoğu’da gelecekteki menfaatleri açısından hem maddi ve hem de manevi açıdan orayı da bir entegresyon ve olumlu ilişkilerin geliştirilmesi Türkiye’nin menfaatine olacaktır. Söylemimiz o düzeydeydi.”
GELECEĞİ BİRLİKTE KURGULAMALIYIZ
Ensarioğlu, Türkiye ile Irak Kürt Bölgesel yönetimi ilişkilerinin normalleşmesi gerektiğine değinerek, “Tabiki de normalleşmeli. Uluslararası ilişkilerde hiçbir zaman bir olay karşısında kestirip atamazsınız. Eğer bu coğrafyada birlikte yaşayacaksak, ortak menfaatlerimizi geliştirebilmeliyiz. Ortak menfaatler etrafında bir gelecek kurgulamalıyız. Kaldı ki bu geleceği birlikte kurgulamalıyız. Yani eğer bizim menfaatimizin olduğu bir coğrafyada onların mutsuzluğu üzerine kurulacak bir ilişki biçimi uzun vadeli bir ilişki biçimi olamaz. Çünkü oradaki Kürtler, Araplar ve Türkmenler var. Ve buradaki vatandaşlarımızın akrabaları, kardeşleri ve ortak menfaatlerimiz var. Bunu doğru temelde birlikte kurgulayıp geleceği de birlikte inşa etmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
İTTİFAK ARAYIŞLARI
AK Parti Hükümeti tarafından oluşturulan ittifaklar ve bu ittifaka gösterilen tepkilere de işaret eden Ensarioğlu, “İttifak mevzusu söz konusu olduğu günden beri bazı art niyetli çevreler MHP ve AK Parti’nin milli ve manevi menfaatler etrafında Cumhurbaşkanlığı sisteminin sonucu olan bu mecburi ittifakların 1991’deki RP ve MHP ittifakının yarattığı hezimeti hatırlatarak, onu referans alarak, böyle bir sonuç elde etmek gibi kasıtlı bir gayretleri var. Hiç kimse kusura bakmasın. Bugün yeni bir sistem var. Cumhurbaşkanlığı sisteminin zorunluğu kıldığı ittifaklar bunlar. Eğer birileri Milli ve manevi değerler etrafından HÜDAPAR ve MHP, AK Parti Genel Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimleri değerlendirecekse sorgulayacaksa dönüp karşı ittifakı da sorgulamaları lazım. İyice baksınlar.
“ÖNCE KENDİ KİRLİ İTTİFAKLARINI SORGULASINLAR!”
Yani SP ve CHP’nin, İYİ Parti ile HDP’nin bununla birlikte irili ufaklı bütün zıt fikir ve anlayışların hatta FETÖ ve PKK’nin aynı ittifak içinde uluslararası güçleri de arkalarına alarak yaptıkları bu ilginç bloka dönüp baksınlar. Ve dönüp MHP ve AKP ittifakını sorgulasınlar” şeklinde konuştu.
(Kaynak: Harbi Gazetesi)