Eğitim Sen ve Eğitim Bir-Sen üyeleri, bir meslektaşlarının bir öğrencinin velisinin şiddetine maruz kalmasını ortak açıklama ile protesto etti.
Eğitim Sen ile Eğitim Bir-Sen ile Diyarbakır şubeleri, Yenişehir ilçesi Seyrantepe Semti’ndeki Şehit Mehmet Hüseyin Balta Ortaokulu’nda ismi açıklanmayan bir meslektaşlarının, bir veli tarafından şiddete maruz kalmasını protesto etti.
Olayın yaşandığı okulun önünde yapılan protesto eyleminde konuşan Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, eğitim sahasındaki karar alıcıların tehlikenin ciddiyetini kavrayamamış olmalarının vahim bir durum olduğunu belirterek, “Eğer şiddetin önüne geçmek istiyorsak, salt eğitime odaklanarak değil, bütün faktörleri dikkate alarak bir politika geliştirilmesi gerekmektedir. Eğitim sisteminde öğretmenler, şiddet sorununun çözülmesinde kritik bir noktada görülmesine karşın, uygulanan yanlış politikalarla, öğretmenlerin eğitimin edilgen öğesine indirgendiği ve şiddet ortamının bir mağduru hâline geliyor.” dedi.
‘ŞİDDET HER YANIMIZI KUŞATMIŞ’
Eğitim Sen Diyarbakır 2 Nolu Şube Eşbaşkanı Zuhal Sezer, “Evde, sokakta, okulda, hayatın her anında görülen şiddet, adeta gündelik hayatın bir parçasına dönüşmüştür.Adeta zımni geniş bir onay çevresi varmış gibi katlanarak büyüyen şiddet sorunu giderek kurumsallaşmış, her yanımızı kuşatır olmuştur.” diye konuştu.
‘ÇOK BOYUTLU İRDELENMELİ’
Bütün faktörlerin dikkate alınarak bir şiddet karşıtı bir politikanın geliştirilmesi gerektiğini kaydederek, “Şiddet ve mevcut eğitim sistemimiz arasındaki ilişkiye odaklanırsak, Eğitim, şiddetin ortadan kaldırılması için en doğru araç olarak kabul edilirken, eğitim sistemindeki yanlış bir programlamanın, şiddeti sistematik olarak besleme riskini barındırabileceğini söyleyebiliriz. Bu durum özellikle okulda şiddet ile ilgili konunun çok boyutlu irdelenmesini zorunlu kılmaktadır.
Eğitim sisteminde öğretmenler, şiddet sorununun çözülmesinde kritik bir noktada görülmesine karşın, uygulanan yanlış politikalarla, öğretmenlerin eğitimin edilgen öğesine indirgendiği, veşiddet ortamınınbir mağduru hâline geldiği süreci yaşıyoruz. Son yıllarda okullarda öğretmenlere dönük artan şiddet olayları bu duruma ilişkin tespitlerimizi haklılık kazandırmaktadır.” ifadelerini kullandı.
‘HEM ÜZÜCÜ HEM DÜŞÜNDÜRÜCÜ’
Eğitim politikası ile şiddet arasındaki ilişkiye değinen Sezer, “Daha iyi bir eğitim için daha iyi bir müfredat, daha geçerli ve etkili pedagojik yöntemler, daha ileri amaçlar üzerine kafa yormamız gerekirken, bugün öğretmene şiddet konusuna ilişkin bir basın açıklaması daha yapmak mecburiyetinde kalışımızın ana sebebi, şiddetin ağırlaşan toplumsal maliyeti karşısında, ilgililerin çözüm üretmede yetersiz kalmaları veya isteksiz davranmalarıdır. İçinde bulunduğumuz hal hem üzücü, hem de düşündürücüdür.” şeklinde konuştu.
‘YASAL DÜZENLEME GEREKLİ’
Öğrenmenlere karşı uygulanan şiddete karşı yasal düzenlenmenin gerekli olduğunu dile getiren Sezer, şunları aktardı: “Öğretmen arkadaşımızın velitarafından saldırıya maruz kalması, öğretmene şiddet yasasının derhal çıkarılması gerektiğini, öğretmeni koruyan bir meslek kanununa duyulan ihtiyacın aciliyetini ortaya koymuştur. Öğretmeni güçlendirecek, donatacak, koruyacak tedbirler almak yerine onu hedef alan saldırılar karşısında sessizliğe gömülmenin anlaşılır bir yanını göremiyoruz. Toplumdaki şiddeti eğitimle yok etmenin hesabını yaparken, şiddeti eğitimin içine sokmaya davetiye çıkarıcı uygulamaların akılla, izanla, vicdanla telif edilir bir yanı yoktur.”
Sezer, kalıcı önlemler alınmazsa yarın çok geç olabileceği uyarısında bulundu.