Diyarbakır’daki Sivil toplum kuruluşları, ‘5 Nolu cezaevi insan hakları müzesi olsun’ başlığıyla toplandı. Toplantıda konuşan 78’ler Derneği Başkanı Ahmet Ertak, cezaevinin 5 bloğunun da o dönemi hatırlatacak insan hakları müzesi olması gerektiğini ifade etti.
DİYARBAKIR GAZETE- TMMOB, 78’LİLER DERNEĞİ, TUHADFED ve KESK’in çağrıcısı olduğu, Diyarbakır 5 nolu Cezaevinin Kültür Bakanlığınca Kültür Merkezi ve Müze projesinde, ‘insan hakları müzesi olması üzerine toplantı gerçekleştirildi. Toplantıya birçok sivil toplum örgütleri katıldı. Merkez Bağlar ilçesinde 1972 yılında yapımına başlanan Diyarbakır Cezaevi, 4 Temmuz 1980’de açıldı. 12 Eylül 1980 sonrası askeri yönetime devredilerek “Sıkıyönetim Askeri Cezaevi” olarak kullanılan cezaevinin adı, 12 Eylül askeri darbesinden sonra kötü muamele ve işkencelerle anıldı.
Hakkında birçok belgesel ve kitabın yazıldığı cezaevi, Adalet Bakanlığına devredildiği 9 Mayıs 1988’den bir süre öncesine kadar ceza infaz kurumu olarak kullanıldı.
“Müze ve Kültür Alanı” olarak kullanılmak üzere 11 Ekim 2022’de Adalet Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında imzalanan protokolün ardından Kültür ve Turizm İl Müdürlüğüne devredilen Diyarbakır Cezaevinin tabelası 24 Ekim 2022’de indirildi. O tarihten itibaren herhangi bir çalışmanın yürütülmediği cezaevi, depremin ardından geçici sağlık merkezi olarak hizmet veriyor.
‘ŞUNU ANLADIK Kİ BU HAFIZA YOK EDİLİYOR’
5 bloktan sadece 1’inde eski işkencelerin yaşandığı dönemi anlatan müze yapılacağı ifade edildi. Toplantıda konuşan 78’ler deneği başkanı Ahmet Ertak, “ 43 yıldan beri acıyı ve dramı hep yanı başımızda görüyoruz. Utanç abidesi olarak, ortada olan 5 nolu cezaevinin müzeye dönüştürülmesinde, uzun soluklu mücadele gerçekleşti. 12 Eylül 2007’den bu yana güçlü bir komisyonla ülkenin 4 bir yanında çeşitli çalışmalar yürütüldü. Cezaevinin utanç alanı olarak sürekli yaşatılması üzerine, AKP başta olmak üzere tüm siyasi partilere talep ulaştırıldı. Cezaevin müzeye dönüşmesinde ortak akıl oluştu. Bu mücadelenin sonunda karşımıza gizli kapaklı bir şekilde bu çalışmanın başlatıldığını öğrendik. Projenin öncüsü niteliğinde olanlarla görüşmeler gerçekleştirdik. Bunun neticesinde şunu anladık ki bu hafıza yok ediliyor. O dönemin vahşetinin bu müze ortamında çok yer edinmeyeceğine dair gerçekler ortadadır. Bu da kamuoyunda büyük yaralar açtı” diye konuştu.
‘İNSAN HAKLARI MÜZESİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR’
Ertak konuşmasının devamında cezaevinin sadece 1 bloğunun hafıza alanı olacağını ifade ederek, fakat içerisinde neler olacağının bilinmediğini söyleyerek, şunları dile getirdi: “O dönemi yaşayanların öngörüleriyle orası bir insan hakları müzesine dönüştürülebilir. Bedenini ölüme yatıran onlarca yiğit insanın anısı hala tazedir. Duvarlar konuşmayabilir ama bu yoldaşlarımız konuşabilir. Kentimizin sivil toplum örgütleri böylesi bir durumun karşısında duruş sergilemesi gerekiyor. 5 bloktan sadece 1 bloğu hafıza alanı olarak düzenlenmek isteniyor, içerisinde neler olacağı bilgisine sahip değiliz. Bizlerin bunu öğrenmeye hakkı vardır. O süreci yaşayanların tanıklığında müzeyi gerçekleştirmeleri gerekiyor” dedi.