İnsanlık tarihinin en eski zanaatlarından sayılan terzilik mesleği, hazır giyimin dışında gençler tarafından bir meslek olarak görülmemesi ve bu mesleğe ilgi gösterilmemesi nedeniyle her geçen gün yok oluyor. Ülkenin bir çok yerinde olduğu gibi Diyarbakır’da da terzilik mesleği teknolojiye ve bunun sonucu hazır giyime yenik düştü. Mesleğin kentteki son temsilcilerinden olan Edip ve Serhat İlhan kardeşler, terzilik mesleğinin dününü ve yarını anlattılar.
DİYARBAKIR GAZETE- Usta çırak ilişkisi ile öğrenilen terziliğin tarihi, ilk çağlarda insanların, giyinme ihtiyaçlarını karşılamak arzusuyla başlamış bulunuyor. Avlanmayı öğrenen insanların, soğuğa karşı hayvan derilerinden giysi yapmaları ile baş gösteren bu meslek, zaman içerisinde dokuma sanatının gelişmesi, dokunan kumaşların dikilip insan vücudu formuna uygun hale getirilmesi ile boyut değiştirdi. Bir dönem en gözde mesleklerden sayılan el emeği, göz nuru gerektiren terzilik mesleği, teknoloji gelişip fabrikasyon ürünler arttıkça olmaya yüz tuttu.
Bu sebeple Diyarbakır’da da terzilerin sayısı her geçen gün azalıyor. Bu gün 37 yaşında Edip daha 10, ağabeyi 39 yaşındaki Serhat ise 12 yaşındayken ailelerinin ‘’Bir mesleğiniz olsun’’ diyerek onları mahallenin terzisinin yanına çırak olarak vermeleriyle başlamış meslekteki kariyerleri. Yetişip işi öğrendikten sonra da yaklaşık 10 yıldan bu yana kendi terzi dükkanlarında çalışıyorlar. Edip İlhan daha çok ölçü alma ile ilgilenirken, Serhat İlhan’ın uzmanlığı dikiş. Dikiş makinasının başından gün boyu kalkamıyor.
Mesleğe ilgisizlik üzüyor
Terzi kardeşlerin en büyük sıkıntısı ise gençlerin artık bu mesleğe ilgi göstermemesi. ‘’Bizi ailemiz, bir meslek sahibi olun diyerek terzinin yanına gönderdi. Biz de bu mesleği öğrendik. Ancak bu gün aileler terziliği meslek olarak görmediğinden, ne yazık ki çocuklarını bu işi öğrenmeleri için çırak olarak bir terzinin yanına göndermiyor. Böyle olunca da yeni terziler de yetişmiyor’’ diyen Serhat İlhan, ‘’Öyle görünüyor ki mesleğin son temsilcileri bizler olacağız’’ ifadelerini kullandı. İlhan, kendi çocuklarının dahi terzilik mesleğine duyarsız kalmalarından yakındı. Bu güne kadar çırak olarak başlayan ve işi öğrenenlerin ya başka iş bulup ya da evlendikleri için ayrıldıklarını belirten Serhat İlhan, ‘’Bunca yıl emek verdiğimiz, iyi kötü ekmek yediğimiz mesleğe yeni terzilerin katılmıyor olması beni fazlası ile üzüyor’’ dedi.
Abiyeden günlük kıyafete
Edip İlhan ise, erkek terzisinde mesleği öğrenmelerine karşın şimdilerde ağırlıklı olarak bayan kıyafeti diktiklerini söyledi. İlhan, ‘’Erkek giysilerine, özellikle de takım elbiselere konfeksiyon ürünleri arttıktan sonra ilgi azaldı. Biz de böyle olunca kadın giysilerine yöneldik. Abiye başta olmak üzere her türlü kadın kıyafeti dikiyoruz. Bu arada onarım işleri de yapıyoruz’’ dedi.
Daha önceleri en fazla abiye kıyafet diktiklerini belirten Edip İlhan, ‘’Son zamanlarda abiyenin yerini günlük giysiler almaya başladı. Konfeksiyon ürünleri kadar ekonomik koşullar da bunda etkili oldu sanıyorum. Biz bir abiyeyi ortalama bin 500 liraya dikerken, aynı kıyafet mağazalarda bunun asgari 3 katı fiyatla satılıyor. Daha ucuza satılanlar var mı ? Var. Ama onlarda da kalite sorunu var. Mağazalarda giysi fiyatları arttıkça insanlar terziye yöneliyor. Özellikle onarım işleriyle ilgili fazla talepler oluyor. Ancak kumaş fiyatları, diğer girdi fiyatları bizim de elimizi kolumuzu bağlıyor. Biz terziler, bu mesleği yaparken adeta iğneyle kuyu kazıyoruz. Gözlerin artık daha az görmesi, boyun fıtığı, parmaklarda kireçlenme gibi meslek hastalıklarına rağmen çok şükür ekmeğimiz çıkıyor’’ diye konuştu.