Demokrasi ve Atılım Partisi Yenişehir İlçe Başkanı Erdal Akildiz, kentte son dönemde artan kira artışlarını kentte yürütülen kentsel dönüşüm projelerine bağladıklarını söyledi.
DEVA Partisi Diyarbakır Yenişehir İlçe Başkanı Erdal Akildiz, kent gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Diyarbakır’da sokağa çıkma yasaklarının akabinde gelen çatışmalı süreçle birlikte yaklaşık 6 yıldır kentin çehresinin değiştirecek kentsel dönüşüm projelerin kent gündeminde olduğuna değinen Akildiz, “2.derece Kentsel SİT alanı olan ve UNESCO Dünya Mirası listesinde bulunan Sur’daki süreç, 2015’ten önce başlamış ve yurttaşların tepkisi neticesinde faaliyete geçilmemişti. Ancak sokağa çıkma yasaklarındaki çatışmalı ortamın sona ermesiyle yeni projeler gündeme gelmiş ve ilçede yıkım başlamıştı. Sur’da devam eden dönüşümün etkileri sürerken 25 Eylül 2020’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bağlar ilçesi Kaynartepe Mahallesi riskli alan ilan edilmiş ve bu sırada Devlet Demiryolları, tren rayları boyunca şehri ikiye bölecek bir duvarı içeren çift taraflı yol projesinin inşasına başlamıştı. Bu proje kamuoyunun yoğun tepkisi neticesinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından Ekim ayının başında askıya alınmıştı. Diyarbakır’ın en büyük merkez ilçelerinden biri olan Bağlar’da hayata geçirilmesi planlanan kentsel dönüşüm projesi, ilçenin ‘Eski Bağlar’ olarak adlandırılan 260 bin nüfusa sahip bölümünü kapsamaktadır. Bu kapsamda ilk olarak Kaynartepe Mahallesi sınırlarında yer alan 53 dönümlük alan riskli bölge ilan edilmiştir. TOKİ tarafından yürütülecek kentsel dönüşümden mahallede 1354 hak sahibi olmak üzere 7 bin kişi etkilenmektedir. 2,5 yılda bitirilmesi beklenen projeye 2021’in temmuz ayında yapılacak ihale ile başlanılacak olup, Kaynartepe Mahallesi’nde yapmış olduğumuz araştırmalar ve yurttaşlarımızla yaptığımız görüşmeler neticesinde tespitlerimizi ve önerilerimizi siz değerli basın mensupları ile paylaşmak istiyorum:
‘KİRA ARTIŞINI KENTSEL DÖNÜŞÜME BAĞLAMAKTAYIZ’
‘Mahallede 354 ruhsatsız yapı var. Ruhsatsız olanlar hak talep edemezlerse zaten geriye bir şey kalmıyor. Dört katlı dairelerde hak sahipleri ayrı olmasına rağmen tapu tek kişide görünüyor. Bu dairelerin kime ait olduğu belirlenmeli. Yıllar önce insanlar bu evleri parayla almış ancak ev sahibi tapuyu vermemiş. Öncelikle tapuların düzeltilmesi, insanların hak hukukunu bilmesi gerekiyor. Konut karşılığında ücret talep edenler ve evine karşılık ev almak isteyen vatandaşlarımız belirlenmeli. Kaynartepe’de 30-40 bin kişi kirada. Kiracılara da nasıl bir yer vereceğimiz çok önemli. Burada yaşayan yurttaşlar genel olarak dar gelirli ve hayatını güçlükle idame etmekteler. Buralardan çıkıp yüksek kiralı yerlere taşınmaları oldukça güç. Buna bağlı şehrimizde son dönemlerde kira fiyatlarındaki artışın sebebini görece kentsel dönüşüm olayına bağlamaktayız.’ Demokrasi ve Atılım Partisi Yenişehir İlçe Teşkilatı olarak, rant amacı gütmeyen, halkı merkeze alan ve yerinde yapılacak dönüşüme karşı değiliz. Nitekim bazı bölgelerde dönüşüme ihtiyaç duyulduğunun da altını çiziyoruz. Fakat Diyarbakır’da 6 yıldır yürütülen projelerin tamamının kentin ve bölgenin kültürel mimari yapısına ters düşen, insanları mağdur eden, kamu ve yurttaş yararını değil rantı gözeten projeler olduğunu düşünüyoruz.” diye konuştu.
‘BAZ İSTASYONLARI HAYATI TEHLİKEYE SOKUYOR’
entte son dönemlerde vatandaşların tepkisine rağmen dikilen baz istasyonları sorununa değinen Akildiz, “Seçilmişlerin yerine kayyum olarak atanan belediye başkanları insan hayatını tehlikeye sokan baz istasyonları için GSM operatörleri yetkilileri ile anlaşmalar yaparak yurttaşlarımızın sağlığını hiçe saymaktadırlar. Belediye ile Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş. arasında imzalanan ‘Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Elektronik Haberleşme Sistemleri Yer Kullanım Hakkı Sözleşmesi’ neticesinde kentin birçok parkına baz istasyonlarının yerleştirilmesi için çalışmalar yürütülüyor. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi de ‘Elektronik Haberleşme Cihazlarından Kaynaklanan Elektromanyetik Alan Şiddetinin Uluslararası Standartlarına Göre Maruziyet Limit Değerlerinin Belirlenmesi, Kontrolü ve Denetimi Hakkında Yönetmelik’in 6. maddesi gereğince baz istasyonlarının park ve çocuk oyun alanları yakınında kurulamayacağını belirterek, anayasaya ve uluslararası hukuka aykırılık nedeniyle yetkililer hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu. Bizler de Deva Partisi olarak bu işin takipçisi olduğumuzu belirtmek isteriz.” ifadelerini kullandı.
‘AFGAN MÜLTECİLERİN HALİNİ SORAN YOK’
Avrupa’ya gitme hayali ile ülkelerinden ayrılan, aralarında çok sayıda çocuğun da bulunduğu Diyarbakır Otogarı’ndaki mültecilerin durumuna dikkati çeken Akildiz, “Diyarbakır Barosu İnsan Hakları Merkezi Mülteci Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan raporda Diyarbakır Otogarı ve çevresinde 500’den fazla Afgan uyruklu mültecinin yaşadığı açıklanmıştır. Burada yaşayan ve genellikle yeme içme ihtiyaçları hayırsever yurttaşlar tarafından karşılanan mültecilerin sağlık, barınma gibi temel ihtiyaçlarından ve denetimlerinden kimlerin sorumlu olduğu tamamen muallak bir durum olarak karşımızda durmaktadır. Demokrasi ve Atılım Partisi Yenişehir İlçe Teşkilatı olarak siz değerli basın mensuplarının aracılığıyla yetkililere seslenmek istiyoruz: “Kaçak yollarla ilimize kadar gelen Afgan mültecilerin yeme-içme, barınma, sağlık gibi temel yaşamsal ihtiyaçları ivedilikle karşılanmalı ve uluslararası koruma statüsü kapsamına alınılmaları konusunda İl Göç İdaresi tarafından yasal süreçlerin başlatılması gerekmektedir. Ayrıca çoğunluğu savaş ortamından kaçan göçmenlerin geri dönüşleri için ülkelerindeki barış ortamının sağlanması adına Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası insan hakları örgütlerinin sorumluluk almaları gerektiğini belirtmek istiyoruz.” şeklinde konuştu.