Sattığı dairelerin abonelikleri devretmeyen müteahhitle aynı ismi taşıyan Remzi Durmaz adlı memura, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş (DEDAŞ), 11 abone için yaklaşık 250 bin TL borç, her bir fatura ve kaçak kullanım için 44 icra kararı aldırdı, maaşı ve evine haciz getirdi.
Remzi Durmaz’ın isim ad ve soyadı benzerliğinden dolayı başına gelmeyen kalmadı. Durmaz, PTT’de bir memur olarak hayatını sürdürürken, Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş’nin (DEDAŞ) 11 elektrik abonesinin kullandığı elektrik faturası, faturaların faizi, kaçak kullanım cezasını kendisine göndermesiyle sarsıldı. İlki 2016’da gönderilen faturalara önce anlam veremeyen Durmaz, faturaların devam etmesiyle durumu araştırmaya başladı. Durmaz, Diyarbakır’ın merkez Yenişehir ilçesinde 1987’de, Durmaz, Gap ve Remzi Bey apartmanlarını yapan ve kendisiyle aynı ismi taşıyan müteahhit Remzi Durmaz’ın bu apartmanlarından daire satın alanların, elektrik aboneliklerini kendi üzerlerine almadığını öğrendi. 2016’ya kadar bu aboneliklerin faturaları düzenli ödenirken, bu tarihten sonra 11 abone faturalarının düzenli ödememeye başlayınca DEDAŞ, alacaklarını tahsil etmek için müteahhit Remzi Durmaz’la aynı isim ve soyadını taşıyan PTT’de memur Remzi Durmaz’ın peşine düştü.
EVİNE VE MAAŞINA HACİZ GETİRİLDİ
DEDAŞ, alacakları için 11 abonenin kullandığı ve yaklaşık 250 bin TL tutan 43 faturanın tahsil edilmesi için Durmaz’ı icraya verdi. 2 fatura borcundan Durmaz’ın maaşına ve evine haciz kararı aldıran DEDAŞ, her bir faturanın borcunun tahsili için haciz işlemleri başlatarak haciz sırasına koydu. Maaşa getirilen haczin, maaşın dörtte birini geçmemesini zorunlu kılan yasal düzenleme nedeniyle şimdilik biri 30 bin diğeri 3 bin TL olmak üzere iki faturanın tahsili için Durmaz’ın maaşına haciz kararı aldırdı. Durmaz’ın maaşından 7 aydır iki faturanın borcu nedeniyle her ay bin 450 ile bin 500 TL arası kesinti yapılıyor.
BİR DOSYADAN DAVAYI KAZANDI
Durmaz, en düşüğün 500 en yükseği ise 140 bin TL olan 43 faturanın kendisinden tahsil edilmemesi için defalarca DEDAŞ’ın kapısını çaldı. Durmaz, müteahhit Remzi Durmaz ile kendisinin aynı kişi olmadığına, o aboneliklerin de kendisine ait olmadığına inandıramadığı gibi DEDAŞ’ın avukatından “Ne yapıyorsan yap, git mahkemeye başvur” yanıtını aldı. Durmaz da öyle yaptı. Biri 30 bin TL diğer 3 bin TL olan faturalar için maaşına haciz gelince Durmaz, haciz sırası bekleyen ve icrada olan diğer faturanın durdurulması için mahkemeye başvurdu. Maddi ve maddi tazminat davası açan Durmaz, haksız bildirimden dolayı DEDAŞ’ı 4 bin TL tazminata mahkûm etti. Mahkeme, maddi tazminatı ise henüz zarar oluşmadığı için maddi tazminatı reddetti. DEDAŞ, karara itiraz ederek İstinafa taşıdı. İstinaf itirazı reddetti ret etmesine ama DEDAŞ’ın icra işlemleri bitmedi.
DEDAŞ ‘SEHVEN’ DEDİ AMA İCRAYA DEVAM ETTİ
Haksız bildirimden dolayı DEDAŞ’ı mahkûm eden Durmaz, kararı icra dairesine göndererek icra dairesine sırada bekleyen 3 fatura icrasını durdurdu. Mahkeme kararı nedeniyle icra dairesi 3 faturanın icrasını durdururken mahkeme kararını gönderdiği DEDAŞ, “olayın sehven” olduğunu yanıtını verdi. Ancak, icra işlemlerinden de geri durmadı. DEDAŞ, mahkeme kararından sonra 11 faturanın tahsili için yeniden icra yoluna gitti. Durmaz da 11 fatura için menfi tespit davası, 2 fatura için de haksız eylemden dava açtı. Bütün icra dosyaları için menfi tespit davası açmaya hazırlanan Durmaz, söz konusu abonelerin kendisine ait olmadığının tespit edilmesi, kendi maaşından haciz nedeniyle yapılan kesintiler ve diğer zararları için tazminat davası açmaya çalışmasını sürdürüyor.
‘İTİBARIM KALMADI’
Yaşananların hayatını alt üst ettiğini ifade eden Durmaz, “Rica ediyorum, artık benden vazgeçin. Ben PTT’de memurum, benim itibarım kalmadı, insanların bana güveni sarsıldı. Ailem yüz yüze geldim. Ailem ‘acaba bunun evleri vardır da bizden mi saklıyor. Ya da ikinci kez evlendi mi’ diye düşünüyor. Bunun için ailemle de tartıştım. Kendi kendimi neredeyse öldüreceğim. Bankaya konut kredisi için müracaat ediyorum. Üzerimde icra görünüyor, bana kredi vermiyorlar. Ya kardeşim icran var, bir değil iki değil 43 tane icra. Hepsi de elektrik abonesidir. 11 abonedir. Hepsini yazdım DEDAŞ’a bu aboneler bana ait değildir.” diye konuştu.
‘SEHVEN GÖNDERİLDİ DEDİLER YİNE GELDİ’
İcra dosyalarının PTT aracılığıyla gönderilmesi ve kendisinin PTT’de memur olması nedeniyle tüm mesai arkadaşlarının durumdan haberdar olduğunu ifade eden Durmaz, bu durumun işyerine yansımasını “Ben PTT’de memurum, bu tebligatlar bana PTT yolu ile geliyor. Dolayısıyla orada mesai arkadaşlarım hepsi bunu görüyor. Onlara karşı itibarım kalmadı. Dilekçe yazdım, dediler ki ‘Biz yanlış yaptık, sehven göndermişiz. Seni bizim sistemden silmişiz, bir daha sana gelmeyecek.’ diye. ‘Oh, ne güzel, bir daha gelmeyecek’ dedim. İki ay sonra iki tane daha icra geldi. Ben de postacı arkadaşa ‘Bir daha gelmez.’ demiştim. Gelince bütün mesai arkadaşlarım gülmeye başladı. Açtım baktım DEDAŞ, karşılaştırdım aynı abone numaraları. Aldım gittim, avukatıma iletim dava açtım.” sözleriyle anlattı.
‘FATURALARIN EN YÜKSEĞİ 140 BİN TL’
Atığı davayı kazandığını ve manevi tazminat aldığını söyleyen Durmaz, ondan iki dosyadan maaşına haciz geldiğini belirterek, “Benim de PTT’de memur olduğumu da biliyorlar, parayı haciz yolu ile rahat tahsil edebileceklerini de biliyorlar. Maaşıma haciz geldi. Yaklaşık 7 aydır maaşımdan yaklaşık bin 500 TL kesiliyor. Bundan dolayı çok mağdur oldum. İtibarım gitti, bir de maddi olarak beni zarara uğrattılar. Ya ben ne yapayım. Benim itibarımı ayaklar altına aldınız. Kendimi öldüreyim mi, ne yapayım. Yeter artık. Benim sicilim çok temiz, daha bir gün elektrik faturamı geciktirmedim. Bir kişi kapımın önüne gelip ‘Senin borcun vardır.’ dememiş. Her bir abone için onlarca icra gönderiyorlar. En düşük icra bir fatura için 597 TL. En yükseği 140 bin TL. Şu anda 30 bin TL ve 3 bin TL’lik faturalardan dolayı maaşıma iki haciz getirildi. Ben mağdur oldum. Bunun hesabını kim verecek. Ben 6-7 ay içinde 13 bin TL borçlandım. Maaşımdan kesilince ne yapacağım, mecburen o eksikleri borçla kapatıyorum.” şeklinde konuştu.
‘MÜTEAHHİTLE GÖRÜŞTÜ’
Bütün bunların bir isim benzerliğinden kaynaklandığını aktaran Durmaz, kendisi daha çocukken aynı mahallede oturmaları ve babasıyla dostluğundan dolayı tanıdığını söyleyerek, şunları dile getirdi: “Bu durum isim benzerliğinden kaynaklanıyor. Remzi Durmaz isimli bir müteahhit, yapıp sattığı apartmanlardaki dairelerinin abonelerini mülk sahipleri kendilerinin üzerine almamış. O dairelerin abonelikleri hala Remzi Durmaz’ın üzerinedir. Remzi Durmaz’ı buldum, görüştüm. Çok da zengin bir adam. Bu daha önce de aile dostumuzdu. Babamla Bağlar’da oturuyorlardı. Sonra durumu iyi olunca müteahhitlik yapmaya başladı. Çok da iyi bir insan. Dedim ‘Abi böyle böyle bir durum var.’ Dedi ‘Remzi ben o dairleri 87’de yapmışım. Ben avukatıma git dilekçe ver bu dairelerde oturanlar aboneleri kendi üzerlerine alsınlar. Yarın öbür gün bizi borçlu çıkarırlarsa kabul etmem. Ama mülk sahipleri aboneleri kendi üzerine almamışlar.’ dedi. Bütün bunlar, böyle başladı.”
Salih YEŞİL’in Haberi