AK Parti MKYK Üyesi Abdurrahman Kurt, Geçtiğimiz hafta boşaltılan Diyarbakır E Tipi Cezaevinin ne olacağı yönündeki beklentileri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a ziyareti ve 2023 seçimleriyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu.
“İNSAN HAKLARI VE DEMOKRASİ MÜZESİ OLMALIDIR”
Kentte boşaltılan Cezaevinin ne olacağı yönünde büyük bir merak ve beklenti olduğunu ifade eden Kurt, “Tabi ben hem İl Başkanlığım döneminde hem de özellikle Güney Afrika’ya yaptığım ziyarette apartait müzelerini görünce bunun burada yapılmasıyla ilgili fikrim oluştu. Ciddi anlamda herkesin sahiplenerek ve olması gereken bir beklentiye dönüştüğünü buradan görebiliyoruz. Ne olması gerektiğine yönelik tartışmalar var. İşte Kültür Merkezi ve Müzeye dönüştürülmesi dönüştürülüyor. Olması gereken şey bana göre, Bir insan hakları ve Demokrasi Müzesi’dir” dedi.
“BURADA ALLAH YOK, PEYGAMBER İZNE ÇIKTI” SÖZÜYLE YÜZLEŞİLMELİ!
Kurt, “Burada Allah yok, Peygamber izine çıktı” denilen bir dönemin yarattığı travmaların, toplumda şiddet ve terörün ne şekilde toplum olarak, toprağa ektiğinin farkına varılması en önemli zeminlerden bir tanesi olduğuna değinerek “Dünyada İnsan Hakları ihlallerine ilişkin 10 cezaevinde bir tanesi olarak sayılıyor. Bu alan buna müsait her 10 cezaevini de beli bir yerde canlandırıp, belli bir bölgeyi işte Saygon cezaevi, Dünyadaki diğer Apartait cezaevleri bölgelerindeki diğer cezaevlerini orada canlandırmak çok önemi bir hafıza oluşturacaktır. Ve bizim toplumumuzun geleceği açısından da insan hakları kavramının öneminin altını çizecek bir mekana dönüşecektir. Biz bunları konuşuyoruz. Tabi bu insan hakları ve demokrasi müzesinde bunların yanında Türkiye’deki Yassı Ada’daki örneklemeden tutun da bugüne kadar işte ikna odalarına kadar pek çok alanların yer alabileceği insan hakları ihlallerinin mücessem hale geldiği cisimleştiği alanları ve zaman dilimlerinin kesinlikle dile getirilmesi gerekir.
“ORADA İSTİKLAL MAHKEMELERİNİN BELLİ BİR BÖLGEDE ANILMASI GEREKİR”
İstiklal Mahkemelerinin belli bir bölgede anılması gerekiyor. Bunun yer yer belki görsel bir destekle yapılması bazı odalarda o zamana ait görüntülerin sunulması gibi bu süreç içerisinde dünyada örnekleri var. Polonya’daki toplama kampı Auschwitz gibi toplam kamplarından yapılan örneklemeler var” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN ÖZGÜVENİNİ YANSITACAKTIR”
İnsan Hakları ve Demokrasi müzesi tam anlamıyla gerçekleştirildiğinde Türkiye’nin özgüvenini yansıtacağına işaret eden MKYK üyesi Kurt, şöyle dedi:
“Bir sonraki nesillere bu süreçle ilgili anlamlı bir mesaj oluşacaktır. Devlet ve toplum arasında bu tür uygulamaların nasıl bir ayrışmaya tohum ektiğinin en önemli yerlerinden biri haline getirecektir. Onun altını çizecektir. Dolayısıyla bu boyutu çok önemlidir. Üzerine çok konuşmak lazım. Mağdurları, hikayeleri var. Mağdurlardan, hikayelerden süreçten tarihsel sadece Türkiye ile ilgili değil, tarihsel anlamda bütün insan hakları kavramlarının ihlallerinin yaşandığı bölgelerden örneklemelerle çok dört başı mağrur bir İnsan Hakları ve Demokrasi Müzesi ve kültür Merkezine dönüşebilir diye düşünüyorum”
“AK PARTİ SÜREKLİ BİR ÇÖZÜM SÜRECİ YAŞATAN BİR PARTİ’NİN ADIDIR”
MKYK Üyesi eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır’a yapacağı ziyareti de değerlendirerek, “AK Parti kalkınma ve demokratikleşme sürecini merkeze almış bir partidir. Bazen soruyorlar, Çözüm süreci yeni çözüm süreçleri beklemeli miyiz? AK Parti sürekli olarak zaten bir çözüm süreci yaşatan partinin adıdır. Türkiye’de şuana kadar halının altına süpürülmüş sorunları yönetmek yerine çözmeyi hedeflemiş. Bu yüzden çözüm merkezi olan bir partidir. Yönetmek yerine ki çoğu zaman hükümetlerimizin Türkiye Cumhuriyeti siyasal tarihine baktığımız zaman gerek üzerindeki hegemonyalardan batı vesayetinden derin batının buradaki sistemi kuklasal bir şekilde yönetme çabasından, her 10 yılda yapılan darbelerin batı merkezli hegemonya sistemlerin Türkiye’de bir demokratikleşme yerine yönetilen bir ülke olması istenmesiyle ilgili bir zemini var. Ve hükümetlerde artık çözmek yerine bunları yönetmeyi tercih etmişler. Ama AK Parti ortaya çıktığında biz yönetmek değil çözmekle ilgili bir misyona sahibidir” dedi.
“EN ÖNEMLİ MESELELERDEN BİR TANESİ DE ALEVİ MESELESİDİR”
Çözüm süreçleriyle ilgili şey her aslında sadece Kürt meselesinde değil, bugün en önemli meselelerden bir tanesinin de Alevi meselesi olduğunu belirten Kurt, şunları söyledi:
“O konuyla ilgili çalışmalarımız uzun zamandır yapılmıştı. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu ilan etti. Ve çok ilginç bir şekilde Sayın Devlet Bahçeli’de büyük bir devlet adamlığı misyonunu göstererek çok önemli bir dil ile bunu sahiplendi.
“SAYIN BAHÇELİ’NİN ALEVİ MESELESİNİN ÇÖZÜMÜNDE KULLANDIĞI DİL ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİDİR”
Sayın Devlet Bahçeli’nin kullandığı bu dil MHP tarafından ifade ediliyor olması çok çok daha önemlidir. “Biz onları tanımlamamalı, onların kendilerini tanımlamalarına saygı duymalıyız” Minvalinde çok değerli bir tespitin altını çizdi ki bu çok önemli bir şeydir. MHPden gelmesi önemini artıran bir şeydir bir boyutuyla. Dolayısıyla çözüm süreçlerini devam ettiren, demokratikleşme süreçlerinde bir nihai nokta olmadığı içinde bunun bir nihai noktası olmayan süreçtir AK Parti’nin içinde olduğu.
“AK PARTİ ÇÖZÜM PARTİSİDİR”
Amacımız kendi bölgesinde güçlü, insan haklarını koruyan, Batı ve Doğu arasında adil denklemler kuran, Dünya’nın 5’ten büyük olduğu kavramıyla da uluslararası arenada bu adaleti tesis etmek gibi bir misyonu ifade eden bir partinin adıdır. Bunun tabiki yereldeki yansımaları ve çözümlemelerini de çözmek durumundadır. Bu yüzden AK Parti bir çözüm partisidir”
“2023 YILI HERKESE ÇOK BÜYÜK VEBAL YÜKLÜYOR”
AK Parti MKYK Üyesi Kurt, 2023 Türkiye’de bahsettiği bu vizyonun, bu misyonun oturmasıyla ilgili herkese çok büyük bir vebal yüklediğini anımsatarak, “Çünkü ya bu vizyonu ve misyonu güçlendirecek şekilde sandıklara yükleneceğiz, Kürtler, Aleviler, Çerkezler, Lazlar hepimiz bu ülkenin geleceğindeki Yönetişim tapusunda mührümüzü imzamızı oyumuzla atacağız ve diyeceğiz ki bu mühürde bu imzada oyumuzla bizimde bu tapuda hakkımız vardır ve beklentilerimizde bu hakkımıza ilişkin haklı ve güçlüdür. Gücümüz oranında sandığa yansıttığımız oranda bunu hissettirdiğimizi düşünüyoruz diyeceğiz.
“ÇÖZÜME KATKI SUNULMASI GEREKİR”
Çünkü adı üstünde AK Parti Türkiye’nin şuan ki Dünya konjonktüründe bir kaos olduğunu hepimizin herkesin görmesi gerekiyor ve kaostan çözümün değil, çözümsüzlüğün çıkacağını, yanı başımızda yaşanan felaketlerin buraya yansıtılmak istendiğini göz ardı etmememiz gerekiyor. Bu gerçekçi bir şeydir. Kürtler beklentisi olan diğer kesimlerin tamamı artık bir matematik yapmasını, bir mantığı doğru oturtmasını, Ankara’sız bölgenin veya Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde sorunların çözülmeyeceğini, dolayısıyla Ankara ile bu işi çözebilecek en iyi yapıların kimler olduğunu, doğru tespit etmeli, AK Parti’nin bu süreçte gösterdiği performansta bu anlamda bu çözüme katkı sunmalarını bekliyorum” ifadelerini kullandı.
Sait BAYRAM’ın Özel Röportajı