Diyarbakır’da yaşayan emekli öğretmen Hüseyin Güneş, 0-6 yaş arası çocuklar için tatil havasında bir eğitim köyü oluşturdu. MEB müfredatına bağlı eğitim verilen ana okulunda, diğer kurumlardan farklı olarak hayvan barınağı, organik tarım bahçesi, açık alanda derslikler, oyun parkurları ve parkı bulunuyor.
Kentin ilk Çocuk Eğitim Köyü’nü kuran 30 yıllık eğitimci Hüseyin Güneş, 2005 yılında ÖGEM adıyla ilk ve ortaokul öğrencileri için etüt merkezi kurduklarını, geçen yıl da anaokulu açmaya karar verdiklerini söyledi.
“ÇOCUKLARIMIZI, ORTAKLAŞARAK HAYATA HAZIRLIYORUZ”
Hüseyin Güneş, ana okulunun hikayesini ve faaliyetlerini şöyle anlattı:
“Tamamen okul öncesi alana evrilmemizdeki amaç; çocuk aileden ilk kez ayrılacak, aile dışında sıcak bir yuva ortamı, sağlıklı beslendikleri, hijyen koşullarının olduğu, sevgi ve şefkatle zamanını geçirebileceği, ailelerin temel beklentisi olan güven ortamını oluşturmaya çalıştık. Kentte tanıştığımız aileler referansımızdır. Reklam olmadan 15 yıldır sürdürülebilir bir hizmeti getirmek memnuniyetin göstergesidir. Aileler çocukları belli bir yaşa geldikten sonra dışarıdan destek alarak okul arayışına girerler. Bu arayışta belli kriterler vardır.
Okul öncesi, sınava öğrenci hazırladığımız ya da yarışmaya yarışmacı hazırladığımız bir yer değil burası. Çocuklarımızı hayata birlikte ortaklaşarak hazırlıyoruz.
“ÇOCUKLARIMIZA YAŞAYARAK ÖĞRENMEYİ AŞILIYORUZ”
Okul öncesi eğitim kurumları, 0/6 yaş grubuna hizmet eden kurumlardır. Biz de MEB müfredatı ve yönetmeliklerine tabi olarak bu doğrultuda hizmet veren bir kurumuz. Fakat bunun dışında bizi özel kılan yönlerimiz de var. Çocuklara daha çok Outdoor eğitim modeli dediğimiz, yaşayarak öğrenmeyi uygulama alanlarında uyguluyoruz. Örneğin; bahçemizde meyve ve sebzeler yetiştiriyoruz. Bu sebze ve meyvelerin fide aşamasından, çiçek ve ürün aşamasına kadar çocuklar bire bir gözlem ve uygulama yaparak öğreniyorlar. Dolayısıyla hissederek, dokunarak, görerek yapılan öğrenme daha kalıcıdır.
“BECERİLERİ ORTAYA ÇIKARIP, ÖZGÜN ORTAMLAR HAZIRLIYORUZ”
Amacımız çocukları bir sınıfa hapsedip müfredatı bitirmek değil. Mutlu, becerilerini ortaya çıkarabileceği özgün ortamlar, uygulama alanları, oyun alanlarını oluşturduk. 5 dönüm üzerine 84 öğrencinin eğitim görebileceği bir okul. Sadece tarım ve bahçe değil, hayvanlara dokunarak, besleyerek, hayvan sevgisinin aşılandığı aynı zamanda akademik olarak da yaşlarına uygun olarak almaları gereken kazanım ve beceriler ne ise bunlar da çocuk gelişim uzmanı arkadaşlarımız tarafından günlük program akışları içerisinde çocuklara veriliyor. Okul öncesi eğitimin amaç ve ilkeleri doğrultusunda öğretmenlerimiz gereken eğitimi vermektedir. Bunun dışında kültür sanat eğitimi anlamında yabancı dil eğitimi, drama eğitimi, müzik eğitimi, spor aktiviteleri gibi birçok bölümde alanında uzmanlaşmış eğitimcilerimizle hizmet vermekteyiz.
“DÜNYA EĞİTİM MODELLERİNİ ÖRNEK ALDIK”
Dünya’da son yıllarda doğaya dönüş adı altında gelişmiş ülkelerde orman okulları açılıyor. Çocukların doğayla daha çok iç içe olmaları sağlanıyor. Kent yaşamı ve teknolojinin gelişmesiyle çocuklarda birçok istenmedik davranışlar ortaya çıktı. Sadece akademiyle bu işin bitmediği anlaşıldı. Biz bu noktada okulumuzu şuan bulunduğumuz yere yaklaşık bir yıldır taşıdık.
Temel amacımız açık alan eğitimlerini ortaya çıkarmak. Dünya’nın her yerinde okul öncesi eğitim kurumlarında birçok eğitim modeli uygulanır. Biz bir taneyle sınırlı kalmadık. Birçok modelden beslenerek bunları harmanlayıp bir model uyguluyoruz.
“ROL MODEL OLMAK BİZİ MUTLU EDER”
Yeni bir kurum değiliz fakat bu model açısından refleksler çok iyi. Özellikle sosyal medya açısından çok olumlu yorumlar alıyoruz. Ciddi bir ilgi var. Diyarbakır’da böyle bir ilki gerçekleştirmenin gururu ve sevincini yaşıyoruz. Bu tür projelerin rol model olması ve hayat bulması bizi çok mutlu eder. Biz çocuklarımıza bir köy kurduk. Gelip bostanlarını ekip, hayvanlarını beslesinler. Köylerine sahip çıksınlar. Doğaya dönsünler.”
Kaynak: Abori