Ne kadar dürüst olursanız olun siyasette girdiğinizde bir
anda siz dedikodu kazanıyla birlikte bir anda namussuz yaftasıyla yaftalınıyorsunuz!
Hele ki yaklaşık 40 yıldır politize olmuş bir kentte siyaset
yapıyorsanız o ayrı bir muamma…
Siyasetin yolunun uzun bir süreden bu yana STK’lardan ve
çeşitli sivil oluşumlardan geçtiğini artık bilmeyen yok.
Ha bir de o siyasi partiye yakınlık da etkin oluyor…
Son dönemlerde Diyarbakır siyasetinde dedikodu kazanı
kaynıyor. Tabi iftiraları da çabası…
İki insan biraya gelince başlıyor dedikodu, bitiyor
dedikodu…
Sanki herkes sütten çıkmış ak kaşık.
Siyasettin sirayet ettiği bürokraside de aynı terrane…
Yine dedikoduların yanı sıra bazen gerçek bilgilerde ağızdan
ağıza dolaşmıyor değil yani…
Hem siyaset hem de siyasetçilere belini dayayan bürokratlar
(namuslu, çalışkan, vatanını ve milletini seven bürokratları tenzih ediyorum)
istediklerin at koşturabiliyor.
Yanlarına kar kalır mı bilmem ama Diyarbakır’da vaziyet
böyle…
Dediğim gibi hem siyasetten hem de bürokrasi açıdan durum
vahim en azından gözlemlerim o yönde…
Düzeltilebilir mi?
Aslında düzeltilecek ve minimize edilecek sorunlar bunlar…
Ancak şu da bir gerçek ki; amacı sadece ve sadece bu
memlekete hizmet etmek isteyen şerefli ve haysiyetli bürokratların yeri de pek yok
diyebilirim…
Olmamıştır, olmayacaktır da…
Her türlü çirkefliğin at koşturduğu bi dönemden geçerken,
iyi ve çalışkan insanların nelerle, ne tür engellemelerle karşılaştığını da
herkes biliyor.
Siyaset bürokrasiden elini çekmediği müddetçe, bu memlekette
çalışkan bürokratlarının elleri kolları hep bağlı kalır.
Halen aramızda az da olsa dürüst siyasetçilerin olduğuna
inancım tamdır.
İsim vermeye gerek duymuyorum, Diyarbakır halkı bunları
biliyor.
Bu tür bürokratların sayılarının artmasını temenni ediyorum…
Yani sonuçta, siyasetçi de bürokrat da bu memlekete hizmet
etmek için atanıyor, göreve geliyor.
Herkes neden göreve geldiğini bilmeli ve ona göre davranmalı
diye düşünüyorum.
Memleket artık temiz ve dürüst siyasi hak ediyor…
Bütün gücümüzü kentimizin ekonomik, siyasal ve kültürel
kazanımları için harcamalıyız…
Diyarbakır’da yaşayan her bireye eşit hizmet götürülmelidir.
Örnek isterlerse, bürokrasi anlamda Diyarbakır Valisi Sayın
Münir Karaloğlu ve Siyaset anlamında da Bağlar Belediye Başkanı Hüseyin
Beyoğlu’nu gösterebilirim. Yine AK Parti Diyarbakır Milletvekilleri Mehdi Eker
ve Ebubekir Bal’ı da görmemezlikten gelemem doğrusu…
Hele Diyarbakır Valisi Sayın Münir Karaloğlu’nun bu kent
için bir şans olduğunu bir kez daha dile getirmekte fayda görüyorum.
Faydalı ve çalışkan insanları siyasete kurban etmemek lazım…
Eğer temiz bir siyaset yapmak istiyorsanız…
Dedikodulara kulak tıkayıp, gerçek bilgileri de
değerlendirip gerekeni yapmanın zamanı geldi geçiyor, yarın çok ama çok geç
olabilir.
Siyasi ve bürokrasi kariyerden çok bu kentte hizmet aşkı ile
hareket etmek gerekir.
Bu kentin yemeğini yiyen genç siyasetçisinden, bürokratına kadar
vefa borcunu ve yediği her lokmayı hak ederek, çalışması gerekir.
Şimdiye dek o kadar çok şey duyuyor ve görüyorum ki (çoğu
dedikodu) ancak gerçek bilgilerin de olduğunu belirtmek istiyorum.
Dedikoduya prim vermeden, gerçekleri de değerlendirerek,
doğruyu bulmakta fayda var!
Siyaset anlamında Diyarbakır’ın AK Parti milletvekilleri
ayyuka çıkmış dedikoduların daha fazla çıkmasını engellemek ve Partiyi yıpratmamak
adına bir an önce gereken adımları atmaları elzemdir…
İnanın, geçmişin güzellik kokan siyasi anlayışını ne
yazıktır ki özler hale getirildik.
Bu yüzden tavsiyemiz siyasetteki kirliliğin önüne bir an
evvel geçmeleri ve nezaketi öngören siyasi anlayışı ve çalışmaları yeniden
sağlamalarıdır.
Diyarbakır’ın artık birlik ve beraberliğe ve tüm
vatandaşlarımızın birbirlerini sevmelerine ihtiyaç vardır.
Bu konuda her kesin elini vicdanın götürmesi ve bu güzelim,
tarih ve kardeşlik kokan Diyarbakır’ımızın eski görkemli ve kardeşlik
duygularının ilke edindiği konuma getirilmesi gerektiğinin bilinci ile hareket
etmeleridir.
Bir kez daha vurgulamam gerekirse; çalışkan yöneticilere
sahip çıkalım…
Tepkiler büyümeden yanlıştan dönülmeli, görevden alınan Gazi
Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Muhammed Asena bir an önce
görevine iade edilmelidir…