Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki 305 sivil toplum kuruluşunun (STK) bir araya gelerek kurduğu Bölge Emek ve Demokrasi Platformu, Diyarbakır’da basın toplantısıyla çözüm sürecine dönme çağrısı yaptı.
Adıyaman, Gaziantep, Batman, Bitlis, Bingöl, Dersim, Diyarbakır, Elazığ, Erzurum, Hakkari, Maraş, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa, Van STK temsilcilerinin de yer aldığı Bölge Emek ve Demokrasi Platformu’nun açıklamasında öne çıkan noktalar şöyle:
Sivil toplum örgütleri olarak yıllardır yürütmüş olduğumuz barış ve demokrasi mücadelesinde ciddi bedeller ödedik. Ancak verdiğimiz bedeller barış mücadelesinde bizleri ısrarcı bir noktaya getirmiştir. Bu bağlamda barış gibi kutsal bir talebin mücadelemizin gerekçesi olduğunu ifade etmek istiyoruz.
Bu minvalde Türkiye’nin mevcut kaos durumunun tekçi politikalar ile aşılamayacağı görülmektedir. İnkâr, imha ve savaşla hiçbir sorunun çözülemeyeceği, aksine daha da derinleşeceği bilinmektedir. DTK Eş Başkanı Sayın Leyla Güven öncülüğünde başlayan cezaevlerinde ve dünyanın dört bir yanına yayılan açlık grevi eylemleri ve bu eylemlerin sonlandırılması için öncülük eden başta beyaz tülbentli analarımız ve emek demokrasi mücadelesi veren demokrasi güçlerinin yürütmüş olduğu mücadele sonucunda, Türkiye barışına bir adım daha yaklaştığımızı ifade etmek istiyoruz.
“Sayın Abdullah Öcalan, gerek 2013 Newroz Bildirgesi’nde gerekse 6 Mayıs 2019 tarihli deklarasyonunda krizden çıkışın; şiddet araçları ile değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle gerçekleşebileceğini ifade etmiştir.
Demokratik barışçıl çözüm için tarihi bir fırsat ile karşı karşıyayız. Ancak, son dönemlerde yurt içinde ve sınır ötesinde devam eden askeri ve siyasi operasyonlar barış umutlarımıza gölge düşürmektedir. Bu politikalardan bir an önce vazgeçilmeli, insan haklarına saygı, bir arada yaşama iradesine saygının gereği olarak herkesin kolektif haklarını kullanabildiği demokratik yapı inşa edilmelidir. Sonuç alınmadığı bilinen yöntemlerden vazgeçilerek, Kürt sorununun muhatapları ile demokratik barışçıl yollardan çözümü için ortaya çıkan fırsatlar mutlaka değerlendirilmelidir.
Bu kapsamda, demokratik eylemlerimizin tümünü toplumsal uzlaşı ve Türkiye’nin demokratikleşmesi amacı ile gerçekleştireceğimizi bir kez daha ifade etmek istiyoruz.
Demokratik taleplerin tüm halkların talebi haline geldiğini son seçimler bir daha göstermiştir. Bu, seçimlerde açığa çıkan toplumsal taleplerin demokratikleşme ile karşılanabileceğinin somut ifadesidir. Tüm kesimleri demokratikleşme taleplerini yükseltmeye ve ortak mücadeleye çağırıyoruz.
Bizler aşağıda imzası bulunan; Demokratik kitle, emek ve meslek örgütleri olarak; Bölge ve Türkiye’deki tüm halklar, inanç grupları, kadınlar, gençler, STK’lar, demokratik kurum ve kuruluşlar olarak, tüm toplumsal kesimleri demokrasi değerleri etrafında buluşmaya ve mevcut iktidarın otoriter, baskıcı politikalarına karşı demokratikleşme taleplerini yükseltmeye, birlikte mücadele etmeye davet ediyoruz. Kürt sorununun barışçıl demokratik yollardan çözülmesi, onurlu ve kalıcı barışın sağlanması için tüm toplumsal kesimleri sorumluluk almaya çağırıyoruz.”