Diyarbakır’da 8 Ocak 2003’te 75 kişinin ölümü ve 5 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan uçak kazasının acısı, ilk günkü gibi tazeliğini koruyor.
İstanbul-Diyarbakır seferini yapan THY RJ-100 tipi TK 634 sefer sayılı uçak, 8 Ocak 2003’te İstanbul’dan havalandıktan sonra Diyarbakır’da pist yakınlarında düşerek 3 parçaya ayrıldı. Parçalarının 800 metrekareye dağıldığı uçakta, 75 kişi hayatını kaybetti. Bu kazadan sadece 5 kişi yaralı olarak kurtuldu. Hayatını kaybeden yolcuların ve mürettebatın yakınları acılarını unutmaya çalışırken, kazada yaralı kurtulanlar da aradan geçen 15 yıla rağmen halen kazanın üzüntüsünü ve şokunu yaşıyor.
15 YIL ÖNCE YAŞADIĞIM KAZAYI UNUTAMAM!
Kazadan yaralı olarak kurtulan 5 kişiden olan ve Diyarbakır’da ticaretle uğraşan 43 yaşındaki Celal Tokmak, 15 yıl önce yaşadığı kazada yaşadıklarını asla unutulamayacağını söyledi. Diyarbakır’dan esnaf arkadaşlarıyla alışveriş yapmak için İstanbul’a gittiklerini, dönüş biletlerini alıp uçağa bindiklerini anımsatan Tokmak, “Akşam saatlerinde Diyarbakır’da uçak düştü. Havada bir infilak falan olmadı ama basınç vardı. Basıncın ardından kendimizi yerde bulduk.” dedi. Uçakta 17B numaralı koltukta oturduğunu, camdan aşağı baktığında ışıkları gördüğünü fakat havanın sisli olduğunu anlatan Tokmak, uçağın piste varmadan düştüğünü belirtti.
UÇAĞIN DÜŞMESİ İLE PATLAMA SESLERİ GELDİ
Uçağın düşmesinin ardından patlama sesleri ile kendine geldiğini anlatan Tokmak, şöyle devam etti: “Patlama sesleri geliyordu. Kendime biraz geldiğimde şuurum yarım yamalaktı. O esnada etrafı görüyordum ama hayal gibiydi. Biraz yürüdükten sonra bir bayan arkadaşı gördüm. Aliye hanım o da benim gibi kazazedeydi. Işıklara doğru kaçalım birileri bizi görür dedik. Havaalanında düştüğümüzü bilmiyorduk. Birkaç metre daha gittikten sonra Hataylı olan Murat ile karşılaştık. O da ‘hanımım ile çocuğum yok’ dedi.”
“BİR GÜN SONRA GAZETEDE GÖRDÜM”
Biraz yürüdükten sonra askerlerin kendilerini karşıladığını ve hastaneye kaldırıldıklarını anlatan Tokmak, kendisiyle seyahat eden arkadaşlarını sorduğunu, onların iyi olduğunu söylediklerini kaydetti. “En kötü olan biziz sandık. Yüzümde, ellerimde, kafa kısmımda yanıklar vardı, bir de sırtımdan yaralanmıştım. O esnada acıyı hissetmiyordum. Hastanede farkına vardım. Ne olduğunu sorduğumda söylemediler. Bir gün sonra gazetede gördüm 75 insanın vefat ettiğini.” ifadelerini kullanan Tokmak, o günün hatıralarında ve rüyalarında taze olduğunu dile getirdi.
Tokmak, şöyle konuştu: “Çünkü gözümüzün önünde insanlar öldü. Bayanların ve çocukların sesleri, çığlıkları geliyordu. Ateş düştüğü yeri yakar. Allah ölenlerin yakınlarına sabır versin. Tamam hayattayız ama mümkün değil unutulması. Bir uçağı gördüğümde, silah sesi duyduğumda ciddi anlamda sıkıntı geliyor. Mümkün değil unutmam hala rüyada bile görüyorum. Canlı canlı yaşadığım ve derin izler kaldığı için uçakla ya da kazayla ilgili bir muhabbet açıldığında yüreğimde, beynimde, kalbimde hüzün oluyor çünkü samimi arkadaşlarımı yitirdim.”
KAZAYI ATLATMAK MÜMKÜN DEĞİL!
Bunu atlatmanın mümkün olmadığını fakat üzerindeki baskıyı yenmek için sürekli mücadele ettiğini belirten Tokmak, “Sonrasında Ankara aktarmalı uçuşlar yaptım İstanbul’a ailemden habersiz. İlk etapta kimsenin duymasını istemiyordum. Bunu atlatabilmek için uçuş saatlerinden bir kaç saat önce geldim. Sıkıntılar tabii ki yaşıyorum ve unutulması mümkün de değil. Bazen kafama esince havaalanının etrafına geliyorum.” diye konuştu. (AA)