Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi ve Dicle Üniversitesi iş birliğiyle asırlar önce ramazan aylarında teravih sonrası yapılan Osmanlı geleneği “Ramazan Hasbihâlleri” yeniden canlandırıldı.
Tarihi Ulu cami avlusunda bulunan Yazma Eserler Kütüphanesi’nde (Mesudiye Medresesi) Ramazan ayı süresince Cuma ve cumartesi akşamları teravih namazından sonra bir araya gelen katılımcılar çay içip hasbihâl etti. Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan “Ramazan Hasbihâlleri” etkinliklerinde gazeller, kasideler, şiirler ve ilahiler okundu, Diyarbakır’a dair sözü olanlar kendini ifade etme imkânı buldu.
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karakoç, her programda tanınmış hocaları Diyarbakırlılarla buluşturduklarını söyledi.
Vatandaşların etkinliğe ilgisinin arttığını belirten Karakoç, şöyle konuştu: “Programla ilgili ciddi bir tanıtım yapmamamıza rağmen ilk gün 50-60 kişi katılım sağladı. Her geçen gün bu ilgi arttı. Bu da insanlarımızın geçmişe iyilik ve güzelliklere olan özlemiydi. Sadece insanlar içinden geldikleri şeklinde konuşması, şiirlerini okunmasını, ilahilerin söylemesi amacıyla bu programı yaptık. Her programda farklı farklı bir etkinliğimiz oldu.”
Programlardan farklı dersler çıkarıldığını belirten Karakoç, şunları aktardı: “Biz bu etkinlikte Mesudiye medresesi içerisindeki kitabelerinin özelliklerini yine aynı şekilde Ulu Cami’nin tarihi yapısını, Selahattin Eyyubi’nin Kudüs’ü fethetmesinde Diyarbakır annelerinin nasıl bir şevk verdiklerini öğrenmiş olduk.”
BU GELENEK YÜZYILLARCA DEVAM ETTİ
Programın sunum ve moderatörlüğünü yapan Doçent Doktor Mustafa Uğur Arslan ise, halkın tarihine ve kültürüne ait etkinliklere sahip çıktığını söyledi. Ramazan Hasbihal geleneğinin kentte geçmişte sürekli yapıldığını belirten Arslan, şöyle konuştu: “Diyarbakır’ın kadim medeniyetimize baktığımız zaman bu medeniyetin aslında bu tür hasbihalleri yüzyıllar boyunca devam ettirdiğini biliyoruz. Biz istedik ki bu geleneğimiz yeniden canlansın ve hem edebi hem sanatsal hem ilmi sohbetler gerçekleştirilsin. Diyarbakır’ın kadim kültürüne dair bilgi sahibi olan halktan insanlar o birikimlerini, deneyimlerini, tecrübelerini dile getirmesini istedik.”
Katılımcılardan Dilek Hazarkan ise, etkinliğin faydalı olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Bu Ramazan hasbihalleri Osmanlı’dan gelen bir gelenek ve bunun devam ettirilmesi gerçekten güzel ve manidar. Bizde bu havayı teneffüs etmek için geldik. Buranın özellikle manevi havası gerçekten çok çok güzel ve beni çok etkiledi. Gerek şiirleri, gazelleri, ilahileri ile olsun ve gerek sohbetleri hasbihalleri çok çok hoşuma gitti. Bunların tekrar devam ettirilmesini isterim.”
“SOHBETLERDEN FEYZ ALDIK”
Etkinliğe ailesiyle birlikte katılan Mahmut Altunhan ise Osmanlı geleneğinin yeniden canlandırılmasının önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti: “Osmanlı döneminden gelen hasbihâl programları, Burada alanında güzel çalışmalar yapan hocalarımızı dinledik. Hocalarımız hem birlikteliğimizi hem dayanışmamızı hem de Ramazan’ın ihyasına bir saatte olsa buradaki sohbetlerden feyz aldık. Ailece katılım sağladık, özellikle çocuklarımızın burada toplanıp güzel bir halkada onların bereketinden istifade etmesini istedik.”