Diyarbakır Barosu Çiçek Sepeti’nde Yeşil’in tablosunun satışa sunulmasına ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na yaptığı suç duyurusunda, e ticaret faaliyet izninin iptali talep edildi.
Diyarbakır Barosu’nun suç duyurusunda “Bir e- ticaret sitesinin Beyaz Toros ve Yeşil kod adlı Mahmut Yeşil’in tablosunun satışa çıkarması üzerine ‘suçu ve suçluyu övme’ suçu kapsamında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusu yapılmış, e ticaret faaliyet izninin iptali güvenlik tedbirine hükmedilmesi talep edilmiştir” denildi.
‘KÜRTLERE TEHDİT UNSURU OLARAK GÖSTERİLMEKTE’
Diyarbakır Barosu’nun, Çiçek Sepeti’nde, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın tablosunun satışa çıkarılmasına ilişkin yaptığı suç duyurusunda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’nin 1990’lı yıllarında 17 bine yakın insan faili meçhul cinayetlerde katledilirken; cinayetlerde kullanılan ve bu dönemin sembolü haline getirilmek istenen Beyaz Toros ile birçok cinayetin faili ve paramiliter güçlerin sembol isimlerinden ÇiçekSepeti’nde 06.03.2023 tarihinde Uyguncase isimli satıcı tarafından satışa çıkarılmıştır… Aynı şekilde, Çiçek sepeti tarafından yapılan açıklama ile ürününün platformdan kaldırıldığı ve uyguncase isimli satıcıyla ticari ilişkinin sonlandırıldığı belirtilmiştir.
Yakın geçmişte yaşanan insan hakları ihlallerinin başında yaşam hakkına yönelik eylemler gelmektedir. Daha çok gözaltında kayıplar ve faili meçhul cinayetler olarak bilinen ve insan haklarının ağır ihlali olan bu suçların soruşturulması sorunu, bu travmanın sonuçlarından sadece biri olarak varlığını halen sürdürmektedir. İnsan hakları ihlallerinden sorumlu kamu görevlilerinin soruşturulamaması veya diğer bir anlatımla suç ve cezadan bağışık kalması sorunu bütün ağırlığıyla devam etmektedir.
Başta Diyarbakır, Şırnak, Mardin ve Batman gibi merkezler olmak üzere bölgenin hemen her yerinde, neredeyse her gün, insanlar devlet görevlileri tarafından evinden, işyerinden, sokaktan ve bazen de bir arama noktasından gözaltına alınmış, cenazeleri kısa bir süre sonra bir yol kenarında veya bir köprü altında bulunmuş ya da akıbetleri hakkında bir daha bilgi edinilememiştir
1990’lı yıllarda kamu görevlileri tarafından sivillere karşı işlenen bu ağır suçları soruşturacak kapasitede bir yargı mekanizması bulunulmamaktadır. AİHM, birçok kararında gözaltında kayıpların ve keyfî infazların faillerine işaret eden saptamalar yaparak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) yaşam hakkını güvence altına alan 2. maddesinin ihlal edildiğini belirtmiştir. Ancak, savcılıkların AİHM’nin yaptığı tespitleri dikkate alıp soruşturma dosyalarını yeniden ele alarak bu yönde derinleştirmesi ve failleri adalet önüne çıkarması gerekirken, ne yazık ki bu konuda kayda değer bir işleme tanık olunamamıştır.
Toplumsal yaraları onarmanın ve ağır travmalar geçiren toplumu iyileştirmenin yolu, hakikatin ortaya çıkarılması ve adaletin yerini bulduğunun toplum tarafından görülmesinden geçer.
1990’lı yıllarda bölgede görev yapmış ve isimleri pek çok insan hakkı ihlalleriyle birlikte anılan fail konumundaki devlet görevlilerinin cezasız kılınmasından alınan cesaretle, beyaz Toros ve Mahmut Yıldırım’ı resmeden tablonun satışa çıkarılması, Kürtlere tehdit unsuru olarak gösterilmektedir.”
Suçu ve Suçluyu Övme Suçu’nun işlendiğine vurgu yapılan açıklamada Çiçek Sepeti’nin ticari faaliyet izninin iptali talep edildi.