Tüm Türkiye İstanbul’da 5 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar olayını konuşurken, benzer bir olay Diyarbakır’ın Hazro İlçesi’nde yaşandı. 62 yaşındaki İ.Ö, Kuran Kursunda yatılı kalan 16 yaşındaki erkek çocuğuna istismarda bulundu. İ.Ö, yargılandığı davada 9 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Trabzonlu İ.Ö, geçtiğimiz yıl imam olan oğlu E.Ö’yü görmek için Diyarbakır’ın Hazro İlçesi’ne geldi. İ.Ö lojman olmadığı için imam oğlu ile birlikte Müftülüğe bağlı yatılı Kuran Kursu’na yerleşti. İ.Ö, Kuran Kursu’nda yatılı kalan çocuklara boş zamanlarında Kuran eğitimlerine yardımcı oldu. Ancak bir süre sonra İ.Ö’nün hafızlık eğitimi için Yatılı Kuran Kurs’unda eğitim gören 16 yaşındaki Ömer S. Adlı çocuğa istismarda bulundu.İ.Ö tarafından iki gün boyunca kendisine istismarda bulunduğunu söyleyen 16 yaşındaki Ömer S. Olayı ailesine anlattı. Durumu öğrenen mağdur Ömer S’nin ailesi köyde imamlık yapan Emre Ö’nün babası İ. Ö’den şikayetçi oldu. İ. Ö, gözaltına alındı, ardından da tutuklandı.
SAVCI CEZALANDIRILMASINI İSTEDİ
Yürütülen soruşturmanın ardından sanık İ.Ö hakkında 15 yıl hapis istemiyle dava açıldı. Geçtiğimiz günlerde Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında mütalaasını mahkemeye sunan savcı, mağdur Ö. S’nin yaklaşık bir yıl boyunca Hazro Müftülüğüne ait binanın üst katındaki yatılı Kuran Kursu’nda kaldığına yer vererek, sanık İ.Ö’nün iki kez cinsel istismar suçunu işlediğini belirterek, cezalandırılmasını istedi.
ÇIPLAK KADIN FOTOĞRAFLARI GÖSTERDİ
Mahkeme savcının verdiği mütalaanın ardından mağdur Ö.S’nin beyanlarını aldı. Mahkemede beyanı alınan mağdur Ö. S olayı şöyle anlattı, “Koçbaba mahallesi imamı olan E. Ö’nün babası 06. 08. 2018 tarihinden itibaren Kuran Kursu’nda kalmaya başladı. Olayın gerçekleştiği gün Kuran Kursunda bulunan 3 arkadaşım ile film izliyordum. Sanık İ.Ö bana hitaben ‘Gece uykun tutmadı gel sohbet edelim’ diyerek yanına çağırdı. Bunun üzerine İ.Ö’nün kaldığı yatakhaneye geçtim. Bana önce Trabzon ile ilgili resimler gösterdi. Daha sonra telefonda yüklü olan çıplak kadın fotoğraflarını gösterdi ve akabinde resimleri gösterirken sırt, göğüs ve bacaklarıma dokunmaya başladı. Bunları kimseye söylemem konusunda tembihledi.. Bu hareketleri 7-8 ağustos geceleri 2 gün boyunca 5-6 defa yaptığı için şahsın kötü niyetli olduğunu anladım. Vücuduma dokunurken yaka kısmından elini kıyafetlerimin içine girecek şekilde dokunmaya başladığı sırada izin vermedim. İ.Ö’nün yanından kurtulup arkadaşlarımın yanına gittim. Durumu arkadaşlarıma anlattım, sonra babama. Ardından İ.Ö’den şikayetçi olduk.”
SADECE SAÇLARINI OKŞADIM, KÖTÜ BİR NİYETİM YOKTU
Mahkeme heyetinin dinlediği sanık İ. Ö ise, böyle suçtan yargılandığı için kendisinden utandığını belirterek, “Benim çevrem beni namuslu, işine gidip gelen biri olarak bilir. Ben üzerime isnat edilen suçlamayı kabul etmiyorum. Benim oğlum Hazro İlçesi’ne imam olarak atandı, biz Diyarbakır ilini bilmediğimizden dolayı oğluma yardımcı olmak için Hazro’ya geldik. O sırada müftü hac yapıyordu. Müftülük görevlisi bize müftülüğün üst kısımda bulunan Kuran Kursunun yatakhanesinde kalabileceğimizi söyledi. Ben ve oğlum 6 Temmuz 2018 tarihine kadar burada kalmaya başladık. Ben koğuşta tek başıma kalıyordum. Öğrenciler diğer koğuşta klima olduğundan benim yanımda kalmıyorlardı. Ancak teneffüslerde yanıma gelerek bana dertlerini anlatıyor ve Trabzon ile ilgili bir şeyler soruyorlardı. Mağdur Ö.S’de diğer çocuklarla birlikte yatağıma gelip ben Kuran okurken beni dinliyor, diğer çocuklar gibi bana o da Trabzon ile ilgili sorular soruyordu. Yatakhanede kaldığım süre içerisinde mağdur Ö.S ile evlat baba ilişkisi vardı. Ben sigara içerken gelip benden sigara istiyordu. Sigara içmemesi gerektiğini söyledim, bana fakir olduklarını parasının olmadığını, ona para vermemi söylemişti ayrıca benimle birlikte Trabzon’a gelmek isteğini söyledi. Bu çocuğu evlat gibi görmüştüm. Birkaç kez saçlarını elimle okşadım, ancak kesinlikle kötü bir niyet ile okşamadım, olay gecesi bu çocuk yanıma geldi, benim telefonumu istedi, şifreli olduğunu söyleyip vermedim. Birkaç defa telefondan facebook hesabına girmeye çalıştık ama giremedi. Sonra bana evimin ve memleketin resimlerini göstermemi istedi. Bende cep telefonumda bulunan fotoğrafları Ö.S’ye gösterdim. Bu sırada oğlumdan aldığım telefonda çıplak kadın fotoğrafları varmış. Ben bu fotoğrafların olduğunu bilmiyordum. Fotoğrafları kaydırınca birkaç tane daha göründü. Ö.S bunları görünce güldü, bende sakın kimseye söyleme dedim. Ben çocuğun saçına ya da farklı yerine kesinlikle dokunmadım. O sırada Ö.S benim sağ tarafımdaydı, Kuran’ı kerim ise sağ elimdeydi, suçlamayı kabul etmiyorum, tahliye talep ederim” dedi.
ÇELİŞKİLİ İFADE VERDİ
Savcılık ifadesinde çıplak kadın fotoğrafları kendisinin indirdiğini söyleyen sanık İ.Ö, mahkemede bu durumu reddetti. İ. Ö olayı şöyle anlattı, “Ben panik hastası olduğum için ve ifade verirken şekerim yükseldiğinden dolayı cep telefonumda bulunan fotoğrafları internetten indirdiğimi söylemiştim. Ancak ifademin sonunda telefonun oğluma ait olduğunu ve çıplak kadın fotoğraflarının olduğunu gördüğümü hatırladım. Ancak Ö.S’ye memleketin fotoğraflarını gösterirken bu fotoğrafların araya karışmış olduklarını bilmiyordum. Ben sırtımı duvara dayayıp bacaklarımı uzatmış vaziyette Yasin okurken, Ö.S yanıma geldi, benim yanıma oturdu. Bu sırada sağ kolumu bu çocuğun omzuna dirseğimi dayar şekilde koydum. Kesinlikle kolumu sarar vaziyette atmadım. Mağdur Ö. S ile benim aramda hiçbir tartışma kötü bir şey geçmedi. Bu çocuğun bana neden iftira attığını bilemiyorum.”
MAHKEME İNDİRİM UYGULAMADI
Mağdur ve sanığı dinleyen mahkeme heyeti daha sonra kararını açıkladı. Yargılama sonucunda mahkeme, sanık İ.Ö’ye ‘Çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ ve ‘müstehcenlik’ suçlarından 9 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, herhangi bir indirim uygulamadı. Mahkeme, sanık İ.Ö’nün tutukluluk halinin devamına karar verdi.
ARZ ETME VE KESİNTİLİ OLMA HALİNİ AŞTI
Mahkeme gerekçeli kararında, sanık İ.Ö’nün savcılık ve mahkeme aşamasında çelişkili ifade verdiğini belirterek, alınan bilirkişi raporunda sanığın cep telefonunda pornografik görüntülerin olduğunu, bunları çocuğa gösterdiğini ve istismar suçunu işlediğine yer verdi. Sanığın tüm eylemlerinin değerlendirildiğinde, sanığın süreklilik arz etme, ani ve kesintili olma halini aştığı bu suretle istismar suçunu işlediği kanaatine vardı.Yılmaz YİĞİTLER / ÖZEL