VİDEO- Coğrafyanın kadınlarını tuallerine yansıtıyorlar!

Diyarbakır’da kurdukları atölye ile sanatlarını icra eden resim öğretmeni iki arkadaş, Bölgedeki kadınların yaşadıkları sıkıntıları ve zorlukları tuallerine yansıtıyor.

DİYARBAKIR GAZETE- 2 yıl önce kadınların yaşadığı zorluklarının işledikleri resimlerin yer aldığı sergi açan Zeynep Kurtcu ve Rıdvan Çelik, Diyarbakır ve bölgede birçok alanda olduğu gibi sanata ilginin yok denecek kadar az olduğunu söylediler. Sanatçıyı destekleyecek platformların artmasını dileyen Kurtcu ve Çelik, hedeflerinin sanatlarında ilerlemek olduğunu belirtti.

Resim Öğretmeni Zeynep Kurtcu, Resme aileden ilgisinin olduğunu belirterek, “2008 yılında resim öğretmenliğinden mezun olduktan sonra Ulucami, Surp Gragos ve Cemilpaşa konağının restorasyonunda bulundum. KPSS sürecinde 3-4 yıl boyunca resimden uzak kaldık. KPSS’nin ardından meslektaşım Rıdvan Çelik ile bir atölye açtık. 2018 yılında Sanatöyle’yi kurduk. Bu atölyeyi öncelikle kâr amaçlı olarak açmadık. Sanatımızı icra edeceğimiz bir yer olsun diye bu atölyeyi kurduk. Bir süre sonar sipariş almaya başladık. Bu atölyenin tutulacağını çok tahmin etmiyorduk. 2024 yılında sanatımızı aktif bir şekilde icra etmeye başladık” diye konuştu.

“Coğrafyanın kadınlarını sanatına aktarıyorum”

Genellikle coğrafyanın kadınlarını, yaşadıkları zorlukları sanatına aktardığını ifade eden Kurtcu, “Bunları aktarırken, karışık teknikler kullanıyorum. Resim yaparken yöremize ait kumaşlardan da faydalanıyorum. Kumaşın motifleriyle kadınlarımızın yaşamlarını daha çok ön plana çıkaracağımı düşünüyorum. Genellikle yöresel olarak çalışıyorum.

“2 yıl önce karma sergi açtık”

2022 yılında arkadaşım Rıdvan Çelik ile yöremizin kadınlarının yaşadığı zorluklarla ilgili yaptığımız çalışmalardan oluşan karma bir sergi açtık. Genellikle kadın temalı çalışıyorum. Çizdiğim resimlere ilgi çok iyi. Sosyal medya hesaplarından çok güzel geri dönüşler alıyoruz” şeklinde konuştu.

“Kadınlara pozitif ayrımcılık yaptık”

Resim öğretmeni Rıdvan Çelik de, Kendisinin de kadının toplumda yaşadığı sıkıntılar üzerine resimler yaptığını belirterek, “Neden kadın temalı çalışıyoruz? Çünkü, yaşadığımız coğrafya halen ataerkil bir toplumumuz. Bu yüzden kadınlar hep arka planda kalmış. Yıllarca tanık olduğumuz, annelerimizden, büyüklerimizden tanık olduğumuz birçok sıkıntıya şahit olduk. Biz çalışmalarımızı yaparken, kadınların sadece bu yönüyle ele almak istememiştik. İşin içine girince eğer sanat toplum için bir ayna, bir aracı ise toplumun uyanması için böyle bir sorumluluk yüklendik. Kadınların böyle bir ön plana çıkaralım istedik. Belki böylece kadınlara pozitif bir ayrımcılık oluyor kadınlar için ama. Onların sıkıntılarını dile getirmek istedik. Kadınlar gerçekten bu coğrafyada erkeklere nazaran daha fazla sıkıntı ve zorluk yaşıyor. Birçok sorumluluk kadınların sırtında ve görmezden gelinenler yine kadınlar oluyor. Biz de buna bir tepki olsun hem farkındalık yaratmak için daha çok kadın temalı çalışmalar yaptık” ifadelerini kullandı.

Diyarbakır ve Bölgede sanata pek ilgi yok

Diyarbakır ve bölgede birçok alanda olduğu gibi sanata da pek ilginin olmadığına işaret eden Çelik, şöyle dedi:

“Sanatsal platformların sayısı yok denebilecek kadar az. Sanatçıyı destekleyecek bir platform yok. Biz kişisel olarak zorlanmıyoruz. Çünkü bizim ekstra bir çalışma hayatımız var. Ama birçok sanatçı arkadaşımız gibi özellikle ekonomik ve mekânsal olarak sıkıntılar yaşadık. Hiçbir sanatçı maalesef bu coğrafyada sanatının karşılığını alamıyor. Sanatta bu ülkemizde belli bir kesim ve belli bir zümre tarafından yönetiliyor diyebiliriz. Çünkü işlenen konular hep aynı politik ve ideolojik konular işleniyor. Biz bu yüzden hiçbir gelir kaygımız olmadan sadece sanatımızı yapmak istiyoruz.

“Hedefimiz, sanatımızda ilerlemek”

Hedefimiz, kendi sanatımızda ilerlemek, kendi duygu ve düşüncelerimi ben sanatıma yansıtabiliyorum. Çünkü birilerine bir şeyler anlatma çabasında değilim ama kendimi de yansıtmak istiyorum. Özgür bir şekilde herhangi bir platforma dahil olmadan sanatımı icra etmek istiyorum ve bu anlamda çok özgürüz”