Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu WhatsApp grubunda “Atatürk ve Kürtler” başlıklı yazıda ırkçı ve ayrımcı ifadelerin yer alması gerekçesiyle istifa eden Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Felat Bozarslan’ın ardından GGC Yönetim Kurulu üyesi ve TGF Delegesi Esat Aydın ile Volkan Eser de istifa etti.
DİYARBAKIR GAZETE- Esat Aydın, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığı’na verdiği istifa dilekçesinde, 27 Aralık 2024 günü Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yüksek İstişare Kurulu WhatsApp grubunda bir kullanıcı tarafından Kürtleri hedef alan ırkçı, ötekileştirici ve nefret dolu ifadelerin yer aldığı bir yazı paylaşıldığını hatırlatarak, Saatlerce yayında kalmasına rağmen ne TGF Genel Başkanı ne de diğer yöneticiler belirtilen yazının kaldırılmasına yönelik girişimde bulunmadığını söyledi.
Tüm üyelerinin haklarını korumakla yükümlü olan TGF Genel Başkanının, bu ırkçı yazıyı kaldırmak ve yazan kişi hakkında disiplin işlemi başlatmak yerine, yazının ırkçı olmadığını savunmuş, bu vahim olayı örtbas etmeye çalışmış ve hatta GGC Başkanını “konuyu başka yerlere götürmekle” suçladığına işaret eden Aydın, dilekçenin devamında şunları söyledi;
“Bu nedenle Türkiye Gazeteciler Federasyonu kongre delegeliğinden istifa ettiğimi bildirmek istiyorum. Kürtlere hakaret edilen, ırkçı ve faşist söylemlerin normal kabul edildiği, insan onuru, toplumsal barış ve meslek ahlakının hiçe sayıldığı bir yapının parçası olmaya devam etmem mümkün değildir. Meslek hayatım boyunca gazetecilik mesleğinin evrensel değerlerine, tarafsızlığa ve insan haklarına olan bağlılığımı korudum. Ancak ne yazık ki, Kürtlere yönelik hakaret içeren söylemler karşısında federasyonun sergilediği kaygı verici sessizlik ve duyarsızlık, bu yapının evrensel meslek ilkelerine bağlı tüm gazetecilere yönelik temsiliyet iddiasını yitirdiğini açıkça göstermiştir. Kürtlere yönelik hakaretler sadece bir halkın onurunu değil, aynı zamanda gazetecilik mesleğinin temel ilkelerini de ayaklar altına almıştır. Bu duruma göz yummak, sessiz kalmak ya da hafife almak, bu suça ortak olmak demektir.
Gazetecilik, halkların sesi olmak ve her türlü ayrımcılığa karşı dimdik durmak demektir. Ancak federasyon, bu sorumluluğu yerine getirmek yerine, ayrımcılığı görmezden gelmeyi tercih etmiştir. Irkçılık, hakaret ve nefret söylemi, yalnızca insanlık onuruna değil, aynı zamanda gazeteciliğin varoluş amacına da ihanettir. Bu tutum karşısında sessiz kalmak hem mesleki onuruma hem de insanlık değerlerime ihanet etmek anlamına gelecektir. Bizim nezdimizde hayat onurlu bir duruştan ibarettir. Ve biz bugün insanlık değerlerine, köklerimize ve mesleğimizin varoluş amacına ihanet etmemek adına bu kararı almış bulunuyoruz.
Bu sebeple, Türkiye Gazeteciler Federasyonu’ndaki delegelik görevlerimi bugün itibarıyla sonlandırıyor, bu tür ayrımcı yaklaşımlardan etkilenen herkesten yana durduğumu açıkça ifade ediyorum. Toplumsal barış ve insan haklarını savunma görevim, mesleğimin bir parçası olmaya devam edecektir”