Eğitim-Bir-Sen Diyarbakır Şube Başkanı Ramazan Tekdemir, Diyarbakır’daki Tip 1 Diyabet hastası çocukların konusunu gündeme getirdi.
Tip 1 Diyabet hastası çocuklar, parmaklarını delmeden sensörlü glikoz ölçüm aleti temini için Diyarbakır Valiliği’nden destek bekliyor. Tekdemir, Türkiye’de 18 yaş altı okul çağında yaklaşık 25 bin tip 1 diyabet hastası olduğunu ve bu hastalık Diyarbakır’da yaklaşık 300 civarında olduğunu söyledi.
Tam olarak tedavisi mümkün olmadığı için sürekli kontrol ve takip süreci gerektiren bir hastalık olduğunu söyleyen Tekdemir, küçük yaşlarda çocukların özellikle ilkokulda öğrenim gören çocuklarda, hastaların takibinde ve tedavi süreçlerinde aksamalar yaşanabilmekte olduğunu söyledi.
Sensörlerin, Tip 1 Diyabet hastası çocukların günlük yaşamını kolaylaştıran ve sağlık aktivitelerini düzenleyen önemli bir gelişme olduğunu dile getiren Tekdemir, “En önemli faydası glikoz takibine 24 saat boyunca imkân sağlanması ve besinlerin şeker değeri düzeyinde etkisini göstermesidir. Glikoz oranlarında düşüş ve yükseliş değerlerini bildirilmesi, olası risklerin önlenmesinde de bir çeşit alan vazifesi görmesi, zaman kazandırması ve uyarı sisteminin barındırılması en önemli özelliğidir. Olası bir komplikasyonlara karşı dikkatli olmayı ve haber vermesi de bu açıdan sensörlerin önemini göstermektedir.” şeklinde konuştu.
“DEVLET’İN HEM SENSÖR KULLANIMI TEŞVİK ETMESİ HEM DE ALINIMINA İLİŞKİN GEREKLİ İHTİYAÇ ORTAMINI OLUŞTURMASI GEREKİR”
Sensörler sayesinde hastanın takip sürecinin kontrol altına alınabilmekte olduğunu söyleyen Tekdemir, “Bu açıdan sensörler konfor ortamı oluşturmaktan ziyade, zorunlu ihtiyacı karşılayan tedavi araçlarıdır. Eski yöntemlerle glikoz ölçme acı vermekteydi ve zaman kaybına neden olmaktaydı. Yine öğrenim gören çocukların eğitiminde kesitlere neden oluyordu. Gelişmiş ülkelerde sensör kullanma oranları bazı ülkeler için neredeyse yüzde yüze oranla seyretmektedir. Ülkemizde ise halen bu anlamda yeterli sensör kullanımına erişim sağlatılamamıştır.” ifadelerini kullandı.
Devletin sensör kullanımını hem teşvik etmesi hem de alınımına ilişkin gerekli ihtiyaç ortamını oluşturması gerektiğini belirten Tekdemir, “Sosyal Güvenlik Kurumu maalesef sensör kullanımını ya da sensör ihtiyacını karşılayamamaktadır. Çünkü sensör SGK kapsamına alınmıyor. Yetkililerin ve hayırseverlerin desteğiyle ilimizdeki okul çağında olan yaklaşık 300 öğrencinin sensör ihtiyacının karşılanmasıdır, aileler bu nedenle güvenle çocuklarını okullarına gönderebilirler.” dedi.
“HER GÜN TEKRAR EDİLEN PARMAK DELMESİ ÇOCUKLARIN VE AİLELERİNİN CİDDİ ANLAMDA PSİKOLOJİLERİNİ ETKİLEMEKTEDİR”
Çocukların eski yöntemlerle glikozun ölçülmesi ve okullarda birtakım komplikasyonlarla karşı karşıya olma riskleri aileleri psikolojik açıdan da tedirgin etmekte olduğunu söyleyen Tekdemir şöyle konuştu: “Her gün tekrar edilen glikoz düşüklüğü, baş dönmesi, bayılma korkusu, parmak delmesi gibi tekrar edilen aktiviteler hem çocukların hem de ailelerinin ciddi anlamda psikolojilerini etkilenmektedir. Sensörler sayesinde tüm bu olumsuz etkilerden aileler ve çocuklar kurtulmuş olacaklar. Kamu kurumunda yetki sahibi olanlar ve hayırseverlerin çocuklarımızın sensör ihtiyacını karşılanma konusunda organize olmaları ve iş birliği içinde olmalıdırlar. Bu ihtiyaçları karşılanarak çocuklarımız güven içerisinde okul hayatını devam etmelerine dönük olumlu bir katkı sunmalarıdır”