2002 yılında kurulan ve 5 yüz üyesi bulunan SİLVAN (FARQÎN) Derneğinin çalışmalarıyla ilgili konuşan dernek Başkanı Mehmet Çeliker, taziye evlerinde verilen yemekler üzerine ilginç bir çağrıda bulundu.
Taziye evlerinde iki öğün verilen yemeğin bir öğüne indirilmesi ya da toptan kaldırılmasını isteyen Çeliker, “Eskiden, daha taziye evleri kurulmadan önce taziyeler yası olan ailelerin evlerinde yapılırdı. Yası olan ailenin o acı içinde bir de yasa gelen misafirlerin ihtiyaçlarıyla uğraşmamaları için komşular tarafından bu görev üstlenilirdi. Taziye evlerinin gündeme gelmesiyle birlikte bütün bu işler yasta olan ailelerin omzuna yüklenmiş durumdadır. Maddi durumu iyi olan aileler bir yana maddi olarak gelir düzeyi düşük ailelerin taziye evlerindeki giderleri karşılamaları hem büyük külfet hem de o acı içindeki aileye büyük bir eziyettir. Taziye evlerinde verilen yemekler hem külfet hem de israftır” diye konuştu.
SİLVAN (FARQÎN) Derneği Başkanı Mehmet Çeliker, dernek faaliyetlerine ilişkin olarak açıklamalarda bulundu.
ÜÇ YÜZ ÜYEMİZ AKTİF!
SİLVAN (FARQÎN) Derneği Başkanı Mehmet Çeliker, derneğin kuruluşuna ilişkin olarak şunları söyledi: “Derneğimiz 2002 yılında kuruldu. Derneğimizin merkezi buradadır ve bir tane de İstanbul’da Silvanlılar Derneği mevcuttur. Derneğimizin 5 yüze yakın üyesi bar anacak bu üyelerin ancak 3 yüz’ü aktiftir. Aidatını ödeyen, etkinliklerimize katılım gösteren üyelerimiz aktif üyelerimizdir.”
YARDIM FAALİYETLERİMİZ SÜRÜYOR
Rahmete kavuşan Sait Şanlı’nın taziye evlerinin kuruluşunda çok büyük katkıları olduğunu dile getiren Çeliker, derneğin faaliyetleriyle ilgili şunları söyledi: “ Yaşanan göç olaylarından sonra insanlar Diyarbakır merkeze yerleşince ilk önce hemşeri dernekleri adı altında faaliyet gösterdik. İlk olarak taziye evleri ve düğünler ile başladık. Sonra derneğimiz için bir bina aldık ve taziye evi olarak da kullandık. Diyarbakır’da yaşayan yoksul Silvanlılar başta olmak üzere yardım çalışmalarımız oldu. Özellikle ramazan ayında etraftan topladığımız yardımlarla yoksul ailelere yardımlarda bulunuyoruz. Yine, ilköğretimde, üniversitede okuyan yoksul çocuklara yönelik olarak imkânlarımız dahilinde eğitim yardımlarımız oluyor.
SERÊ GULANÊ ETKİNLİKLERİ YAPILIYOR
Kültürel alanda da çalışmalarımız oluyor. Silvan’a özgü olarak Mayıs ayının 14’ünde bir festivalimiz var. Silvan’da yüzyıllardır kutlanan Serê Gulanê etkinlikleri piknik, mesire alanları ve mezarlıklar gezilerek her yıl kutlanıyor. Sanırım bu gelenek Mervanilerden kalmadır. 14 Mayıs Kürtçede 1 Mayıs olarak algılanır ve o gün Silvan’ın her tarafından zengin fakir tüm insanlar mesire alanına çıkarlar. Çocukluğumda hatırlıyorum köyün zenginleri bir büyükbaş hayvan keserdi ya da birkaç küçükbaş hayvan keserdi. Yemekler pişirilirdi ve zengin fakir tüm Silvanlılar aynı sofrada buluşurdu. O gelenek bugün de devam ediyor. Önceki yıllarda Büyükşehir Belediyesinden üç beş otobüs temin ediyorduk ve Diyarbakır’da yaşayan Silvanlılarla birlikte Serê Gulanê etkinliklerine katılıyorduk. Hatta birkaç sene yemek de yaptık. Etkinliğe katılanlara küçük de olsa ikramlarımız oldu. Yine, Dr. Yusuf Azizoğlu’nun 40’ıncı ölüm yıldönümünde mezarı başında bir anam yaptık. Şeyh Halil kabristanında yapılan anmaya hem Diyarbakır’da yaşayan hem de Silvan’da olan Silvanlıları götürdük. Genç yaşında hayatını kaybeden Dr. Yusuf Azizoğlu’nun anmasına iki sene katıldık.
YENİ TAZİYE EVİMİZ YAKINDA HİZMETE GİRECEK!
Diyarbakır’daki diğer mahalli derneklerle Amed Dernekler Platformunu kurduklarını belirten Çeliker, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu platformda Cizre, Şırnak, Hazro, Kulp, Lice, Ergani, Omerya ve Bingöl’den dernekler yer aldık. Platformumuzda dönerli başkanlık sistemini uyguladık. Yani, her ilçe derneği bir ay sırasıyla platforma başkanlık yaptı. Her ay bir dernek dönem sözcülüğünü yaptı. Ayda bir bir araya gelerek dernekler olarak kendi aramızda değerlendirmelerde bunuyoruz. Yine, çözüm süreci döneminde Akil insanlarla bir araya geldik. Bunun dışında bazen küçük çaplı barışmalara öncülük ettik. Kız kaçırma, trafik kazası gibi olaylardan dolayı aileler arasındaki husumetleri sonlandırmaya dönük çalışmalarımız oldu. Şuanda da Silvanlılar Derneği olarak üç katlı bir taziye evini faaliyete geçiriyoruz. İlk katında mescit ve arşivimiz var. İkinci katında da erkekler için çay ocağımız ve idare binamız var. Son katında ise kadınlar için taziye yerimiz var. Taziye evimiz bitme aşamasındadır. Taziye evimiz Bağlar spor kompleksinin yakınında Nur camisine giden yolun üzerindedir”.
BİN KİŞİYE ULAŞIYORUZ!
Dernek üyeleri ile iletişimlerine değinen Çeliker, “Derneğimizin bir mesaj hattı vardır ve tüm etkinlikler bu hattan üyelerimize duyurulmaktadır. Bu mesaj hattımıza yaklaşık bin kişi kayıtlıdır. Bir taziye olsun, düğün olsun ya da herhangi bir olay olsun tüm bu durumlarda bin kişiye ulaşıyoruz. Taziye evimiz faaliyete geçtiğinde çalışmalarımız daha da yoğunlaşarak devam edecektir. Özellikle eğitim alanına yönelik yardımlarımızı daha sistemli bir hale getireceğiz. Bundan sonra ihtiyacı olan öğrencilere, özellikle üniversitede okuyan başarılı ve yoksul öğrencilere devamlı olarak burs vermeye başlayacağız. Bölgedeki iş insanlarıyla, zenginlerle diyaloga geçerek öğrenciler için burs imkânı yaratmayı çok arzuluyoruz” şeklinde konuştu.
‘TAZİYE EVİMİZ DİYARBAKIR’DA YAŞAYAN TÜM HALKIMIZA AÇIKTIR’
Dernek çalışmalarının sürekliliği için üye aidatlarının önemine vurgu yapan Çeliker, “Derneğimizin çalışanları gönüllülük temelinde faaliyet yürütmekteler. Derneğimizin giderlerini üye aidatlarımızdan ve hayırsever Silvanlıların yaptığı bağışlardan karşılıyoruz. Üye aidatlarının ödenmesi dernek faaliyetlerimizin sürdürülmesi açısından çok önemlidir. Üyelerimizin derneğimize sahip çıkmalarını ve dernek faaliyetlerine daha aktif bir şekilde katılımlarını bekliyoruz. Üye aidatımız aylık 3 TL gibi cüzi miktardadır ve derneğimizin çarkının dönmesi için bu aidatın aksatılmaması önem taşımaktadır. Taziye evimiz Diyarbakır’da yaşayan tüm halkımıza açıktır” dedi.
‘TAZİYE EVLERİNDE VERİLEN YEMEKLER HEM KÜLFET HEM DE İSRAFTIR’
Taziye evlerinde verilen yemeklerle ilgili ilginç bir öneri dile getiren Çeliker, “Ayrıca taziye evleriyle ilgili bir hususu dile getirmek istiyorum. Eskiden, daha taziye evleri kurulmadan önce taziyeler yası olan ailelerin evlerinde yapılırdı. Yası olan ailenin o acı içinde bir de yasa gelen misafirlerin ihtiyaçlarıyla uğraşmamaları için komşular tarafından bu görev üstlenilirdi. Yemek olsun, çay olsun tüm ikramlar komşular tarafından ortaklaşa karşılanırdı. Taziye evlerinin gündeme gelmesiyle birlikte bütün bu işler yasta olan ailelerin omzuna yüklenmiş durumdadır. Maddi durumu iyi olan aileler bir yana maddi olarak gelir düzeyi düşük ailelerin taziye evlerindeki giderleri karşılamaları hem büyük külfet hem de o acı içindeki aileye büyük bir eziyettir. Dernek başkanı olarak benim görüşüm taziye evlerinde verilen yemeklerin ya bir öğüne indirilmesi ya da toptan kaldırılmasıdır. Taziye evlerinde verilen yemekler hem külfet hem de israftır. Buna bir çözüm getirilmesi gerekiyor diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
(TİGRİS HABER GAZETESİ)