Ressam ve heykeltıraş Gökhan Aslan tarihte birçok medeniyetin kullandığı sembol ve motifleri tuvale taşıdı. Surların, kiliselerinin, medreselerinin, çeşmelerinin ve kasırlarının duvar taşlarına işlenmiş kabartma, motif ve yazılarını tuvale taşıyan Aslan, tabloya da Diyarbakır’ın surlarına işlenmiş ‘Akrep Terbiyecisi’ adını verdi
Mezopotamya’nın kadim şehirlerinden biri olan Diyarbakır, M.Ö 10 bin yıllara dayanan tarihi ile Hurri-Mitannilere, Asurlulara, Aramilere, Urartulara, İskitlere, Medlere, Perslere, Makedonlara, Selevkoslara, Partlara, Romalılara, Sasanilere, Bizanslılara, Emevilere, Abbasilere, Şeyhanoğullara, Hamdanilere, Mervanilere, Selçuklulara, İnaloğullara, Nisanoğullara, Artuklulara, Eyyubilere, Moğollara, Akkoyunlulara, Safevilere, Osmanlılara kapılarını açtı. Her gelen medeniyet kentteki yapılara kendine has semboller ve motifler işledi. Diyarbakırlı ressam ve heykeltıraş Gökhan Aslan, bu sembolleri önce fotoğraflayarak arşivledi, daha sonra da tuvale aktararak bir ilke imza attı.
TARİHİ SEMBOL VE MOTİFLERİ TABLO İLE ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ
Çalıştığı Germ Sanat Atölyesi kapılarını Sputnik’e açan Aslan, birbirinden çarpıcı tablolarını tanıttı. Ankara Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan Aslan, yüzlerce, binlerce yıllık taşa işlenmiş kabartma motifleri aslına uygun, kendi estetik anlayışıyla yorumlayarak tuvale aktararak ölümsüzleştirdi. Diyarbakır surlarında yer alan ‘Akrep Terbiyecisi’ figürünü tuvalin merkezine koyan Aslan, etrafına da birçok medeniyet tarafından kullanılan sembol ve motifleri yerleştirdi.
“ESİN KAYNAĞIM DİYARBAKIR SURLARI, KİLİSELERİ, CAMİLERİ”
Dönemsel olarak farklı çalışmalar yaptığını belirten Aslan ‘Akrep Terbiyecisi’ adlı tablosunu şöyle anlatıyor: “Esin kaynağım Diyarbakır’ın surları, kiliseleri, köprüleri camileri oldu. Taş olarak bütün olgular oldu. Ben Suriçi’nde dolaştığım her an bakmış olmamama rağmen yeni gördüğüm bir figür veya bezeme ile karşılaşıyordum. Gözüme çarpan o figüratif yada sembolik kabartmalar rölyefler zaman içinde bende bir takım fikirler geliştirdi. Bunları tabloya aktarabilir miyiz diye düşündüm. Çünkü ben görmedim belki yapan vardır. 2008 yılında fotoğraf makinasıyla sur bölgesinde dolaştım. Nerdeyse taş taş, ev ev, sokak sokakbirçok yerde birçok figür kabartma ile karşılaştım ve çekerek arşivledim. Hala saklıyorum. Günbegün tabloya aktarmaya çalışıyorum.”
“29 MEDENİYETİN İZLERİ”
Diyarbakır’da yaşayan 29 medeniyetin kentte iz bıraktığını ifade eden Aslan, “Her gelen yeni medeniyet, bu yapılara bir takım semboller ve simgeler bırakmış. Onların belki savaş ruhunu, belki dünyaya bakış açılarını, belki kültürünü, aşkını anlatmış. Bu tabloyada ‘Akrep Terbiyecisi’ adını koydum. Çalışmanın merkezinde elinde akrep tutan bir figür. Bunu Diyarbakır’daki Akrep Burcu’ndan aldım. 3-4 metre yukarıda burcun merkezinde bu figür var. Kabartma olarak yer alıyor. Baya inceledim. Bölgemizde akreplerin fazla olmasından dolayı akrep sokmaları da fazlaydı. İnsanlar içinde bunu tedavi eden kişiler çıkmış. Bu belki de onunla alakalı bir şey. Ben de bunu akrep terbiyecisi olarak çıkarmaya başladım.”
“GÖRSEL SANATLA UĞRAŞANLAR UNUTULUYOR”
Aslan resim sanatına yönelik ilgisizliği de eleştirerek şunları söyledi: “Özellikle bölgede sanatla uğraşan bir hayli insan var. Görsel sanatla uğraşanlar ne yazık ki gerek basın gerekse dışarıdan bakan insanlar sanat dediğinde akıllarına gelen ilk gelen fanatik müzik gibi sanatlardır. Yani bir müzik sanatçısını öne çıkarma, onların ortaya çıkardığı eserlere tabi ki de saygı duyuyoruz ama bizler de benim gibi bu işlerle uğraşan insanlar da var. Sanat evrenseldir. Biz belki yerelden besleniyoruz ama biz buna evrensel bir boyut kazandırmak için çalışmalarımızı yapıyoruz. Fanatik sanatlarla uğraşanlar çok öne çıkarılıyor. Bizim de çalışmalarımız kalıcıdır. Biraz buna yer verilmesi gerekir. Bu çalışmaların tanıtılması görünür kılınması lazım. Bölgede sanat eleştirisi yapacak pek insan yok. Sanat eleştiricileri olmadığı için de belki bizler de bir arpa boyu yol alamayacağız. Bu bizim olmazsa olmazlarımızdan biri olmalı. Sergiye gelindiğinde ‘bu çok güzel’ demek anlamsızdır. Ben ona çok ciddi bir yorum istiyorum. Yorum oldukça bizilerleyebiliriz. Diyarbakır’da en büyük eksikliklerimizden biridir.”
(Sertaç KAYAR’ın Özel Haberi)