Trump’un
Suriye ile ilgili ani karar değişikliğinden, İsrail’de yaşayan Yahudi Kürtlerin
etkili olduğu belirtiliyor. Kürt Yahudilerinin Irak’taki referandumun ardından,
son dönemde Suriye’deki gelişmelerle birlikte siyasi faaliyetlerini
yoğunlaştırarak, özellikle Amerika’daki etkili çevreler üzerinden baskılar
oluşturuyor. Bu faaliyetlerde özellikle Eliat ve Telaviv kentindeki
Kürtlerin rol aldıkları söyleniyor.
Türkiye
bölgede etkili bir güç olmaya çalışırken bazı kararlarla yalnızlaşabileceği
ihtimalini göz ardı etmemesi gerekiyor. Amerika ve Avrupa ile olan ilişkilerin
bozulmasıyla Rusya’ya yaslanan Türkiye, Rusya’nın diğer güçlerle anlaşmasıyla
Suriye’deki bazı kazanımlarla Türkiye’yi yüz üstü bırakabileceğini unutmamalı.
Amerika, Rusya’nın donanmasıyla birlikte hava kuvvetlerinin de Suriye’de üs
kurmasına yüz yıl sonra hiçbir karşılık olmadan izin vereceğini düşünmek pek de
mümkün olmasa gerek.
Yine Arap aşiretlerine
dayanarak bir stratejik politikalar öngörmek ayrı bir yanlış olur. Almanya’nın
bölgedeki Arap aşiretlerini Almanya’da toplamasını bir uyarı olarak görmek
yanlış olmaz.
Sınırlar dışındaki devlet ve toplumlarla sorun yaşayabilme ihtimali olan Türkiye’nin
kendi vatandaşlarının aidiyet sorununu ortadan kaldırması gerekir. Kayyum
atamalarının ardından Güneydoğuda örgütle ilişkisi bulunmayan çok sayıdaki
vatandaşta ekonomik, bürokratik ve siyasi anlamda dışlandığını düşünenlerin,
aidiyet duygularının aşındığını gözlemlemek mümkündür, bunu sosyal medyadan da
görebiliriz. Bu anlamda yapılabilecek acil konuların başında, aidiyet
duygusunun yeniden kazanmasının yolları aranmalıdır.
Suriye’de
olası bir geniş çaplı harekatta veya seçimler sonrası yeniden yapılacak kayyum
atamalarında, aidiyet duygusundan yoksun vatandaşların kolayca provoke
edilebilmesi unutulmamalıdır. Bu anlamda bazı hareketlenmelerin ipuçlarını
görebiliriz. PYD eş başkanı Şahoz Hasan Associated Press’e yaptığı açıklamada,
Ankara’dan gelen son açıklamaların Türkiye’nin bölgeyi “işgal etme” planı
olduğunu gösterdiğini söyledi.
Hasan, Erdoğan’ın John Bolton’ı eleştirmesinin ardından Suriye’den telefon
bağlantısıyla yaptığı açıklamada, “Türk tehditlerine direnişle karşı koymak
için hazırlanıyoruz, şimdiye kadar bir Türk müdahalesi olmadı fakat olursa
inanıyorum ki onunla yüzleşmek için hazır olacağız, hem siyasi hem diplomatik
bütün çevrelerle de çalışarak” dedi
PYD eş başkanı, Suriyeli Kürtlerin Ruslar ve Suriye hükümetiyle bağlantıda
olduğunu ve bir anlaşmaya varılabileceğini belirtti.
PYD katkılı
Rusya destekli Rejim güçlerinin İdlip’e yönelik operasyonu da bekleniyor.
HTŞ’nin Türkiye destekli gruplarla çatışmasının ve iki tarafın da
zayıflamasının ardından bu operasyonun başlayabileceği düşünülebilir.
Suriye’de yayınlanan hükümet yanlısı El Vatan gazetesinin haberine göre Suriye
ordusundan takviye birlikler, Türkiye sınırına komşu iller olan İdlib ve
Halep’e, ayrıca bu illerin güneyindeki Hama’ya gelmeye devam ediyor.
Haberde Suriye ordusunun, Halep’in Tel Rifat ve Menbiç bölgelerindeki
mevzilerini güçlendirdiği belirtiliyor.
Gazeteye konuşan kaynaklar, Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde olup bitenler
hakkında ‘resmi olarak suskun kaldığını’ ve ‘Ankara’dan mali destek alan’
Nureddin Zengi örgütünün sıkıştırılması da dâhil olmak üzere, olayların Türk
basınına yansıtılmadığını ve bunun, Ankara’nın HTŞ’nin planladıkları her şeyi
kabul ettiği ve ‘sahada herhangi bir tepki vermediği’ anlamına geldiğini
söyledi.
Astana
sürecinde Türkiye’ye verilen “çatışmasızlık bölgelerinin silahsızlandırılması”
projesinin çöktüğü ve Türkiye’nin taahhüdünü yerine getirmediği iddiasıyla
Rusya’nın vereceği destekle yapılacak operasyonda kaçan cihatçı grupların Hatay
iline toplanması, Türkiye için büyük bir güvenlik riski taşıyacaktır.
Türkiye’nin
tüm bu olaylardan çıkış yolunun bir an önce farklı gerekçelerle aidiyet duygusu
zayıflayan Kürt vatandaşlarından, aidiyet duygusunun güçlendirilmesi için yeni
bir süreç başlatmalıdır.
(Nevzat BİNGÖL’ün Yazısı)