enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,4828
EURO
36,4276
ALTIN
2.966,80
BIST
9.196,07
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Diyarbakır
Hafif Yağmurlu
15°C
Diyarbakır
15°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Çok Bulutlu
16°C
Cuma Parçalı Bulutlu
18°C
Cumartesi Yağmurlu
15°C
Pazar Az Bulutlu
6°C

“Sur Taşları Satılıyor” Yaygarası ve Yıkım Ekonomisi

Kısa başlıklarla son birkaç gündür sosyal medyada dolaşan “Sur taşları satılıyor” haberleri üzerine aşağıdaki satırları yazma gereği duydum. En başta şu hususu belirteyim; Surlardan taş sökülmesine ve satılmasına tabi ki karşıyım. Söküm yapılmamalı buna da her şekilde engel olunmalıdır ama haberlere bakın. Özellikle fotoğraflara dikkat ettiğinizde, satılmakta olan taşların çoğunun Surlardan sökülen taşlar değil, yıkımlardan elde edilen taşlar olduğunu göreceksiniz.

Basit bir gözlemle bile, Surdan sökülen taş miktarı ile satılan taş miktarı arasında korkunç bir fark olduğu fark edilecek. Alipaşa sokaklarını dolaştığınızda, nerdeyse her evin önünde bu tip istiflenmiş taşlar görürsünüz.

Bu taşların büyük kısmı “Toledo evleri ” yapılırken Alipaşa’da yıkımlarından elde edilen taşlardır. Bunun dışında binlerce kamyonluk, hafriyat halinde Dicle kenarına dökülen “hendek dönemi enkazından” alınmış taşlardır. Dolayısıyla bu taşları Surdan sökülen taşlar yaygarasıyla sunmak çok doğru bir yaklaşım değildir.

Kentte, bir yıkım ekonomisinin oluşması gayet doğaldır. Suriçi bölgesinde kırılan ekonomik gelir zinciri, insanları doğal olarak böyle bir yola itmiştir.  Ayrıca bu taşların yeni yapılan veya onarılan eski yapılarda kullanıldığı da bir gerçektir. Yani yine bu taşlar, eski yapıların onarımlarıyla açılan Kafe, lokanta v.b. mekânların yeniden inşasında kullanılmaktadır.

Aslında bizim “rant” veya “talan” diye kodladığımız şey, yeniden yaşatmanın diğer bir biçimidir. Keşke valilik ve belediye gibi kuruluşlar bu taşları, yıkılan binaların eski haliyle yeniden yapımı için kullansa.

Almanlar, ikinci dünya savaşında yok olan, yerle bir edilen Dresden’i yeniden ve aslına uygun yapmadılar mı? Dün bu paylaşımları bende yaptım ama biraz üzerinde düşünüp değerlendirince, fikirlerimden vaz geçtim. Taş konusu, sosyal medyada bu kadar dillendirilip yerel medyada haber olunca  valilik ve polis, mahallelerde bu taşlar için baskınlar düzenlemeye başlamış.

Son çıkan haberlere göre insanlar baskınlara, canı pahasına ‘‘kendimizi yakarız’’ diyerek direniyormuş. Bu haksız paylaşımlara son vermenin zamanı geldi. Surlardan taş sökülmesine tabi ki hayır diyoruz her türlü polisiye önlem alınmalı.  Ama, yaş ile kuru bir arada yanmamalı. Yıkımlardan kurtarılan taşların satışına hayır dememeliyiz. Diyarbekir deyimiyle; “Millet acından ölsün mü?”

Sosyolog Öztekin ÇAÇAN’ın Yazısı

Yazarın Diğer Yazıları
REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Jojobet - Vbet para çekme