Atalarımızın hayata, yaşama dair çok veciz sözleri var. Bu sözler hayatta birebir yaşanmış olaylardan sonra edinilen tecrübeler sonucunda ete kemiğe büründürülmüş değerler manzumesidir. Bazen sayfalarca kitabın ifade etmede yetersiz kaldığını Atasözlerimiz bir cümlede ifade etmişler.. Hayatta yaşadığımız olayların özetidir Atasözlerimiz. Sevinci, üzüntüyü, güzeli, çirkini, ahde vefayı, ihaneti, aşkı, sevdayı, mertliği, cömertliği, ticareti, alçakgönüllülüğü, dostluğu, düşmanlığı Vs…
Globalleşen dünyada teknolojik modernizmin getirdiği yenilikler; zamanı “an”a dönüştürürken, ülkeleri ise adeta bitişik komşu köylere dönüşmüştür. Dünya bir köye dönüşürken, dün bize mucize gibi gelen mesafeler, konular; bugün sıradan hale gelmiş. İnsanoğlu çok değil birkaç yıl öncesinde; bir yere gitmek için aylarca, yıllarca yolculuk yaparken bugün en uzak mesafeye bile birkaç saat içinde varabilmektedir. Teknolojik modernizmin getirdiği bütün yeniliklere rağmen atasözlerimiz hala hayatımızda ki önemini korumakta ve bize yaşam yolculuğumuzda kılavuzluk etmektedir. Ne güzel demiş atalarımız ; “Dağ dağa kavuşmaz ama insan insana kavuşur.” Hem de hiç olmadık yerde ve zamanda. İşte, tam da bu atasözümüzün dediğini yaşadığım için, Afrika’ya yaptığım iş seyahatlerinde edindiğin izlenimleri sizlerle paylaşmak istedim. Evet, dağ dağa kavuşmaz ama insan insana kavuşur, hem de hiç beklenmedik bir zaman ve mekânda…
İbrahim Mete Yağlı! Şimdi haklı olarak birçoğunuz diyeceksiniz ki; kimdir İbrahim Mete Yağlı. İbrahim Mete yağlı 03 Mart 2019 tarihinde Mezopotamya’nın kadim şehri Diyarbakır’a Dışişleri Bakanlığı’nca Büyükelçi olarak ataması yapmış değerli bir diplomattır. Ben de o zaman Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi Başkanıydım. Türkiye genelinde altı ilde bulunan Dışişleri Bakanlığı irtibat bürolarının yedincisini Diyarbakır’da görkemli bir törenle açılışını yaptık. İrtibat bürosunun açılışından sonra saygın hazirunla beraber Diyarbakır’a teşrif eden 17 büyükelçimize ev sahipliği yaparak, Diyarbakır’ın mahalli, geleneksel kadim kültürlerini tanıtmak ve yöresel gastronomimizin eşsiz lezzetlerini tattırmaktan büyük mutluluk duymuştuk. Daha sonra Sayın Büyükelçimizle resmi törenlerde, açılışlarda, dost sohbetlerinde görüşmelerimiz oldu ve bu görüşmeler dostluğa dönüştü. Sayın Büyükelçimizin bilgi ve birikimi, uluslararası ilişkilere hâkimiyeti, diyaloğu, insani ve diplomatik nezaketiyle hepimizin gönlünde unutulmaz anılar ve dostluklar bıraktı…
Diyarbakır’da olduğu müddetçe 7/24 sadece makam kapısı değil, gönül kapısı da herkese açıktı. Açık sözlü, içten, samimi ve babacan tavrıyla herkesin gönlünde taht kurmayı başarmış başarılı bir diplomattı.
Diyarbakır’ a Botsvana’dan gelmişti. Diyarbakır’daki büronun açılışında yaptığı konuşma hala dün gibi kulaklarımda. Şöyle demişti Sayın Büyükelçi ; “Türkiye’nin dış politikasında önem taşıyan, yabancı trafiğinin yoğun olduğu şehirlerimizde bu irtibat büroları açılır. İstanbul, İzmir, Antalya, Gaziantep, Edirne ve Hatay’da bu kapsamda görev yapan bürolar faaliyete girmiştir. Yedincisi açılacak olan bu irtibat bürosunun kuruluş çalışmalarını sonuçlandırmak ve mevzuata uygun çerçevede hizmet vermiş olacak. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı yurt dışı temsilcilikleri, Birleşmiş Miletler Güvenlik Konseyi olan beş ülkeden sonra dünyada en fazla temsilcilik sayısına sahip ülke Türkiye’dir. Bu irtibat bürosundaki yetkili gerçek zamanlı olarak bilgisayarının tuşuna bastığında dünyanın herhangi bir noktasındaki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliğiyle birebir iletişim haline geçebilir. Yani Diyarbakır’dan dünyanın herhangi bir yerine irtibat kurmak artık mümkün. Devletimizin bu irtibat ağını kurmasının en önemli sebebi milletine, vatandaşına sadece Türkiye’de değil dünyanın herhangi bir noktasında ihtiyaç duyabileceği yardımı desteği verebilmektir.”
İş insanı olmamız sebebiyle sürekli yurt dışına nasıl bir ticaret, ihracat yaparız diye seyahatlerimiz oluyor. Diyarbakır’da üretimini yaptığımız, yağ, un, makarna, mermer, çimento, parfümeriler, pamuk…
Bu ürünlerin ihracatını yapmak, yurt dışında üretimi yapılan malların ithalatını yapmak için Afrika kazan biz kepçe seyahat ediyorum. Bu seyahatlerde gözümüz tanıdık bir yüz, güvenecek bir yürek arıyor. İşte bu gülen yüzü ve güvendiğimiz yüreği Somali’de bulduk. Somali’ye yağ ve un ihracatı yapmak için buradaki müşteri ziyaretine gittiğimde, Sayın Büyükelçimizi de ziyaret etmek için aradım. Sayın Büyükelçi bizi hemen kabul edip, Somali ile ilgili bilgileri bizimle paylaştı. Ziraat Bankası Müdürüyle tanıştırdı, hesap açmamıza yardımcı oldu. Kendimizi evimizdeymiş gibi hissettirmek için çok yakın ilgi ve alaka gösterdi. Sayın Büyükelçimizin bu kadirşinas, içten, samimi ve nezaket dolu ev sahipliği ve misafirperverliği için teşekkür eder, şükranlarımı sunuyorum. Minnettarım…
Afrika izlenimlerimi ve Afrika’da ne tür ticaretin yapılacağıyla ilgili bilgilerimi ileriki bir tarihte, sizlerle başka yazılarımla paylaşacağım. Şimdilik yazıma bir virgül koyuyor ve madem atasözüyle başladık, atasözüyle de bitirelim; “Marifet iltifata tabidir.” Evet, Sayın Büyükelçi İbrahim Mete Yağlı, her türlü iltifatı hak ediyor.
Aziz ODABAŞI’nın Yazısı