Bir dönem siyasetten çekilen AK Parti MKYK Üyesi ve Diyarbakır eski Milletvekili Abdurrahman Kurt, O dönemdeki çekilmesinin keyfi olmadığını söyledi.
Yapabileceklerinin sınırlı görmeye başlayınca, başka bir alanda daha verimli olabileceğimi düşündüğü için çekildiğini ifade eden Kurt, “Düşünsel anlamda kayma ile ilgili bir fikrim oluştu. O süreçte birçok insan geldi bana. Sadece bahsedilen yeni partilerden değil, eski partilerden de birçok insan geldi, fikir alışverişinde bulunduk” dedi.
“BENİM MESELEM AK PARTİ’NİN YAPTIKLARININ HİKÂYESİNİN DOĞRU BİTMESİDİR”
Görüşmelerde kendisini ikna etmeyenlere de değinen Kurt, “Beni ikna etmeyen, bununla çok çözüm olacağını düşünmedim. Benim meselem AK Parti’nin yaptıklarının hikâyesinin doğru bitmesidir. Çünkü AK Parti çok güzel ve muhteşem bir hikâyeyi başlattı. Büyük devrimler yaptı” diye konuştu.
AK Parti’nin 7. Olağan Kongresinde 75 kişilik Merkez Karar Yürütme Kuruluna giren eski Milletvekili ve Çözüm sürecinde Akil Heyet Grubunda yer alan Abdurrahman Kurt, bir dönem siyasetten çekilme nedenini ve yeni kurulan partililerle görüşmelerini değerlendirdi.
“KEYFİ BİR ÇEKİLME DEĞİLDİ”
Siyasetten çekilme nedenleri arasında eleştirel tavrının da olduğunu ifade eden Kurt, “Eleştirel tavrım da olduğu doğrusu. Ancak keyfi bir çekilme değildi. Yapabileceklerimi sınırlı görmeye başlayınca, başka bir alanda daha verimli olabileceğimi düşündüm. Düşünsel anlamda kayma ile ilgili bir fikrim oluştu. O süreçte birçok insan geldi bana sadece bahsettiğiniz yeni partilerden değil, eski partilerden de birçok insan geldi, fikir alışverişinde bulunduk. Ben doğrusu demokrasinin gereği olan başka partilerin kurulmasına karşıyım diyemem. Benim açımdan aykırı bir şey olur” diye konuştu.
“BENİM MESELEM AK PARTİ’NİN YAPTIKLARININ HİKAYESİNİN DOĞRU BİTMESİDİR”
Kurt, Görüşmelerde kendisini ikna etmeyen neden arasında çok çözüm olacağını düşünmediğinin altını çizerek, şöyle dedi:
“Benim meselem AK Parti’nin yaptıklarının hikayesinin doğru bitmesidir. Çünkü AK Parti çok güzel ve muhteşem bir hikayeyi başlattı. Büyük devrimler yaptı. İnsanlar belki bu hengameden, toz bulutundan bunu görmüyor ama gerek ülkenin ekonomik ve demokratikleşme boyutuyla bana göre benim hayal edemeyeceğim aşamaları gerçekten büyük bir cesaretle bu da tabi Sayın Cumhurbaşkanının öncülüğüyle başardı.
“KÜRT SORUNUNU VARLIK SORUNU OLMAKTAN ÇIKARDI”
Yani Kürt sorununun varlık sorunu olmaktan çıkardı. Eşitlik sorununa getirdi. Bizim şuan tartıştığımız şey eşitlik sorunudur. Bakınız, CHP Kürt sorunu üzerinden HDP’ye yanaşmak istiyor. Sanki daha ileri şeyler yapıyormuş gibi söylüyor. Ama söylediği zerre kadar ileri bir şey yok. İnanın eline verseniz aksine çok daha geri götürecektir. Andımız örneğini işte.
DEVLET KORKAK DAVRANMASAYDI!
Türkiye’de şuan Kürtlerin en fazla söylediği şey nedir biliyor musunuz? Anadilde eğitim. Bana göre Anadilde eğitimde Devlet korkak davranmasaydı, birkaç yerde pilot okul kurulsaydı eğer ama bu sadece AK Parti ile ilgili değil Anayasal bir mesele olduğu için bütün partilerin ittifak yapması gerekirdi. Bu AK Parti’nin yükü değil, yanlış anlaşılmasın. Veya AK Parti’nin eksiği değildir. Aksine AK Parti burada haddinden fazla yük almıştır. Örneğin, Anadilde eğitimde özel okulların önünü bile açmıştır. Ama siz bugün CHP’ye sorsanız Anadilde öğretimi Anadilde eğitim olarak yutturmaya kalkıyorlar. Onu bile savunamıyorlar, ifade edemiyorlar.
“TÜRKİYE’DE KÜRTLER ARTIK İKİ DİLLİDİR”
Türkiye’de yaşayan Kürtler artık iki dillidir. Bunun başka bir yolu yok. Basit bir örnek vereyim; Rafet Ballı’nın Kürt sorunu dosyası vardı. Bu açıp okusunlar. Türkiye’deki bütün Kürt örgütlerinin dili de Türkçe’dir. Kendi aralarında Kürtçe konuşmaların Devlet mi yasaklıyor? Türkiye’deki Kürtler gerçeklik olarak Türkiyelidir artık. Fakat bu tarihsel gerçekleri, tarihsel realiteleri veya coğrafi isimleri inkar etmemizi gerektirmeyen bir şeydir”