Diyarbakır’da pozitif vaka oranın yüzde 3’ten yüzde 25’e çıktığını söyleyen Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, Diyarbakır’da aşı sırası gelenlerin ancak yüzde 44’ünün aşılandığını belirtti.
Koronavirüs salgınını ve aşılama ilişkin son verileri paylaşan TTB Merkez Konsey Üyesi Halis Yerlikaya, Diyarbakır’da aşı sırası gelenlerin yüzde 44’ünün aşı olduğunu dile belirterek, “Sadece yüzde 44’ü aşılanmış ki bölge illeri açısından şu an Diyarbakır en iyi konumda. Diğer illerde bu oranının çok daha düşük olduğunu biliyoruz.” dedi.
Yerlikaya, aşılama oranlarının düşüklüğünü, birinci basamak sağlık hizmetlerinde yaşanan sıkıntılar, randevu hizmetlerindeki yetersizlikler ve anadilde sağlık hizmetinin olmamasıyla açıkladı.
Bölge’deki koronavirüs vaka sayılarına ilişkin bilgi veren Yerlikaya, Diyarbakır’da vaka oranın yüzde 3’ten yüzde 25’e çıktığını kaydederek, yoğun bakım ünitelerindeki hasta sayısının ise 10 kat arttığını ifade etti.
‘YAŞAMIN YENİDEN DÜZENLENMESİ LAZIM’
Virüsün son dönemlerdeki yaygınlığı ve alınan önleyici tedbirleri değerlendiren Yerlikaya, “Özellikle biz TTB olarak ‘çarklar durdurulsun’ diyoruz. Çünkü fabrikalarda, çalışma alanlarında, işçiler, çok yakın temas halinde ve bu temasın bir sonucu olarak ta bulaşıcılık artıyor. Toplu ulaşımda seyahat eden yurttaşlar çok yakın temas ediyor. Yaşamının bir bütün olarak aslında yeniden düzenlenmesi gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
‘VİRÜSLE RANDEVULAŞMIYORUZ’
Ramazan ayının gelmesiyle uygulanmaya başlanan kısıtlamaları eleştiren Yerlikaya, “Ramazanın başında bu kısıtlamaların ilan edilmesi ve kısıtlamaların bir takvime göre yapılmasını doğru bulmuyoruz. Sonuçta biz virüsle randevulaşmıyoruz. Virüsün bir dinamiği var. Tarih dinlemiyor. Eğer siz önlemleri gerektiği biçimde ve doğru zamanda almazsanız, alınan önlemlerin bir etkisi de olmayacaktır.” diye konuştu.
Yerlikaya, kısıtlamaların etkili olup olmadığının kuşkusunu dile getirerek, vaka sayısının azaldığına dair ellerinde veri olmadığını, aksine vaka sayısının arttığına dair veriler bulunduğunu kaydederek, bu durumun 2 veya 3 hafta sonra net olarak anlaşılacağını aktardı.
‘BUNLAR ÖNLENEBİLİR ÖLÜMLERDİR’
Salgının yaygınlığından dolayı duyduğu kaygıyı anlatan Yerlikaya, “Kaygımızı da doğrulayan bir takım veriler var. Vaka sayılarında çok ciddi artışlar var. Bu biçimde bir yönetim sergilenirse, toplum katılımı önemsenmezse, demokratik kitle örgütlerinin talepleri dikkate alınmazsa, bilim insanlarının önerileri hayata geçirilmezse, ne yazık ki çok daha büyük bedeller ödemeye devam edeceğiz. Şu anda günde bir uçak dolusu insanımızı yitiriyoruz. Bu önlenebilir ölümler. Ne yazık ki gerektiği gibi, akıl ve bilimin ışığında gerekli önlemler alınmadığı, ekonomik kaygılar öncelendiği için kaygımız halen devam ediyor. şeklinde konuştu.
‘HER İKİ AŞI DA ETKİLİ’
Aşılanmaya dair kuşkuları ve Sinovac ile BioNTech aşılarının etkinlik oranlarına karşı duyulan kaygılara değinen Yerlikaya, şu değerlendirmeyi yaptı: “Şuanda elimizde ‘şu aşı daha iyidir’ diyebileceğimiz bir veri yok. Araştırmalarda iki aşının da etkili olduğuna dair net veriler var. Özelikle ağır hastalık, ölüm ve yoğun bakıma yatış açısından her iki aşının da çok etkili olduğunu biliyoruz. Mutlaka ulaşılabilir olduğunda halkımızın aşı yapmasını öneriyoruz. Sonuçta BionTech aşısı yeni bir teknoloji, RNA teknolojiyle yapılan bir aşı, Çin menşeiyle Sinovac aşısı da geleneksel yöntemlerle üretilen bir aşı. Her iki aşı da etkili. Her iki aşının da şuna kadar kaydedilen önemli bir yan etkisi yok. O nedenle her iki aşının da uygulanabilir olduğunu söylüyoruz.”