Partisinin Diyarbakır il kongresinde konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu: “Kürt Meselesi gündemimizde önemli yer tutuyor” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin Diyarbakır İl Başkanlığı’nın 7’nci Olağan Kongresi’ne katıldı. Kentte yoğun bir ilgi ile karşılanan Karamollaoğlu’na programlarda Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şerafettin Kılıç eşlik etti.
“KÜRT MESELESİ GÜNDEMİMİZDE”
Ülkenin önemli meselelerinin başında Kürt meselesi geldiğini belirten Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, bu meselenin çözümü için öncelikle zihniyet değişikliğine ve adalete ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Bir ülkede bir zihniyet değişikliğinin başlangıcı parti liderlerinin, siyasilerin dillerine hakim olmasından başlar. Siz eğer karşınızdakine hain derseniz bir müzakere ortamı kalmaz. İnsanlar fikirlerinde, düşüncelerinde, inançlarında serbesttir. Bu özgürlükler de adalet ile teminat altına alınır. Bu bizim inancımızın temelidir.” ifadelerini kullandı.
“ZALİM SINIFINA GİRERLER”
Şiddete bütünüyle karşı olduklarını dile getiren Karamollaoğlu, şiddetin sorunları çözmeyeceğini aksine yeni sorunlara yol açacağını belirterek, “Eğer bu idrak edilmezse zalim sınıfına girerler. Biz sorunların çözümünü şiddetle, tehditle, baskıyla değil oturup konuşarak çözmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
“PARTİ KAPATMALARA KARŞIYIZ”
HDP’ye yönelik açılan parti kapatma davası ile ilgili de konuşan Karamollaoğlu, “Biz prensip olarak parti kapatılmasına karşısıyız. Parti kapatmalarına en çok maruz kalan Milli Görüş’tür. 4 partimiz çeşitli nedenlerde kapatıldı. Ancak tüm bu kapatmalara rağmen fikir ve temel ilkelerimizde hiçbir değişiklik olmadan yolumuza devam ediyoruz. Bundan dolayı ki siz bir ülkede halkın tercihine itibar etmezseniz ayrımcılığı bilerek veya bilmeyerek körüklersiniz, kamplaştırmayı derinleştirirsiniz” dedi.
Tarım ve hayvancılık sektörlerinde yaşanan sıkıntılara da değinen Karamollaoğlu, “Dışarıdan ithal edilen mallar çiftçimizin ürettiğinden çok ucuza gidiyor. Tohumda, gübrede, ilaçlamada ev enerjide akıl almaz vergiler var. Bunların tamamının ortadan kalkması lazım. Bu destek verilmeden bölgede tarım olmaz. Şimdi hasat zamanı gelmiş ve verim yüzde 70 düşük. Besicilerde aynı şekilde, bu Kurban Bayramı’nda besledikleri hayvanların çoğunu kesmeye niyetlenmişler. Ne süt ne de et onun ihtiyacını karşılamıyor. Buna rıza gösteremeyiz.” dedi.
Kongrede Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanlığı’nı görevini yürüten Fesih Bozan, yeni dönemde görevi Abdurrahman Ergin’e devretti.
Yeni İl Başkanı Abdurrahman Ergin ise, Diyarbakır’ın, tarih boyunca farklı dillerin, kültürlerin, inançların ve kimliklerin birlikte yaşadığı bir şehir olduğunu ifade ederek, “Diyarbakır; özgürlük ve adalet arayışının, hak mücadelesinin, birlikte yaşam çabasının ve barışın şehridir. Diyarbakır; İyaz bin Ganem’dir, Selahaddin Eyyubi’dir, Şeyh Said’dir, Seyit Rıza’dır. Diyarbakır hem Sezai Karakoç’tur, hem İsmail Beşikçi’dir. Diyarbakır hem Ulu Cami’dir, hem Hançepek’tir. Diyarbakır hem Dört Ayaklı Minare’dir, hem Tahir Elçi’dir. Diyarbakır; alın teridir, berekettir, kardeşliktir, paylaşmaktır. Diyarbakır; bahardır, uyanıştır, diriliştir, umuttur, heyecandır. Diyarbakır; vicdandır, merhamettir, emeğe saygı – hakka hürmettir. Diyarbakır; haksızlıklara, baskılara, inkara, yok sayılmaya direniştir. Böylesi bir şehirde Saadet Partimizin il başkanı olmak, bu göreve layık görülmek benim için bir şereftir, onurdur. Böylesi bir şehirde il başkanı olmak, Diyarbakır’ın tercihleriyle, beklentileriyle, umutlarıyla, acılarıyla ve sevinçleriyle, kalp kalbe omuz omuza olmaktır” dedi.
“SUR’UN RUHUNUN YANINDA OLACAĞIZ”
Ergin, şöyle dedi:
“Ben ve arkadaşlarım, kadın kollarımız, gençlik kollarımız, bu bilinçle, Diyarbakır’ımızın tüm ilçelerinde, merkez ve kırsal tüm mahallelerinde, gecemizi gündüzümüze katarak çalışacağız. Çalmadık kapı, gidilmedik hane, dokunmadık kalp bırakmayacağız. Diyarbakır’ımızın sevincini çoğaltmanın, acısını azaltmanın gayretinde olacağız. Diyarbakır’daki bütün siyasi partilerle, bütün sivil toplum kuruluşlarıyla, kimseyi ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan, kimseyi yok saymadan hep birlikte, bu kadim şehri daha da güzelleştirmenin gayretinde olacağız. Diyarbakır’ın esnafının, çiftçisinin, köylüsünün, kentlisinin, engellisinin, emeklisinin, KHK’lısının, işçisinin, işsizinin, kadınının, erkeğinin, gencinin, yaşlısının, yerlisinin göçmeninin yanında olacağız. Mezopotamya’nın güneşinin, Dicle’nin suyunun, Sur’un ruhunun yanında olacağız”