15 Temmuz Darbe Girişiminden 15 gün sonra yönetime gelen Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, Dicle Üniversitesi’nden aralarında Profesör, Doçent ve Yardımcı Doçentlerin bulunduğu 212 Akademisyenin ihraç edildiğini anımsatarak, Bu akademisyenlerin ihraç edilmesinde imzası bulunduğu için tehdit almaya devam ettiğini söyledi.
Görev süresi Haziran ayında tamamlanacak olan Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaptıkları soruşturmalar çerçevesinde 212 akademisyenin FETÖ’cü oldukları gerekçesiyle ihraç edildiklerini söyledi.
O dönem yaşadıklarını ilk kez www.diyarbakirgazete.com’a anlatan Rektör Prof. Dr. Gül, 15 Temmuz Darbe girişiminden 1 ay sonra yönetime geldiklerinin altını çizerek, Biz ekip olarak çok zor dönemde yönetime geldik. İlk geldiğimizde küçük bir ekip kurduk. Bu ekipteki arkadaşların hepsi canla başla çalıştılar. Çok iyi çalıştılar. O dönem bizde 212 kişi ihraç oldu. Hepsi Profesör, doçent ve yardımcı doçent idi. İnanın birçok üniversitede 212 tane hoca yoktur. Kadromuz zor şartlarda görev aldı. Emin olun soruşturma komisyonunda kimse kalamazdı. İnsanları araştırıp, soruşturmalarını yaptıktan sonra ihraç olmalarının altına imza atmak kolay değildir. Ben halen bu soruşturmalardan dolayı tehdit aldım, alıyorum. Geçen yıl FETÖ’den ihraç olan Doçent bir bayan Amerika’dan bana tehdit dolu mesaj attı. Hiç tanımıyorum. Soruşturma komisyonu soruşturmalarını yapıyor, getiriyor bana, bende soruşturmaları yapılmıştır diye YÖK’e yazı yazıyorum. Ama benim de imzam var. Dolayısıyla bizim bu ekibimiz o dönem o kadar risk aldılar ki o kadar tehlikeler atlattılar ki o kadar tehditler aldılar ki kimsenin bunlara dayanma ihtimali kolay kolay yoktu. Allah hepsinden razı olsun” diye konuştu.
“ZOR SÜRECE RAĞMEN ÜNİVERSİTEYİ AYAKTA TUTMAYI BAŞARDIK”
Rektör Gül, Yaşadıkları zor sürece rağmen Dicle Üniversitesi’ni ekibiyle birlikte ayakta tutmayı başardıklarını belirterek, şunları söyledi:
“Üniversitemizin bu seviyeye gelmesinde rektör yardımcıların rolü yok mu? Kurulan komisyonlarda gece geç saatlere kadar çalışıyorlardı. Dolayısıyla herkesin bir eksiği olabilir, kusuru olabilir. Eğer bir insanın çalışma potansiyeli yüz üzerinden 90 ise, sen yüzde 10’luk negatif durumunu görmeyeceksiniz. Ben böyle görüyorum. Kim ne derse desin asla böyle bir şey yoktur. Bir hemşirenin yerinin değiştirilmesini bile benden habersiz arkadaşlar yapmazlar. Belirlediğimiz kadroları ihtiyaca göre belirleyip YÖK’e gönderiyorum. YÖK bize kadroları veriyor bizde ilan ediyoruz. Herkes bir şey diyebilir. Tabi ekipte değişiklikler yaptım.
“TÜM DEKANLARI DEĞİŞTİRDİM”
O dönem atanan tüm Dekanları değiştirdim. Kendi ekibimi kurdum. Rektör Yardımcıları, Genel Sekreter ve Dekanların tümü. Hepsi de çalışıyor. 60’a yakın senato üyesi var. Onlarda çok iyi çalışıyorlar. Burada işe yaramayan öğretim üyeleri de yok mu? İnanın elini taşın altına koymayan bir sürü insan var. Sadece gününü gün eden insanlar da var. Ama bir grup da böyle kurum, Üniversite ve şehir için canla başla çalışıyor. Yoksa biz buraya böyle gelemezdik. Eksiğimiz yok mu? Vardır muhakkak, ekibimizdeki arkadaşlarımızın da hataları ve eksiklikleri olabilir. Ama en iyi ekip bu. Daha iyisini bulsaydık, onları getirirdik. Dicle Üniversitesinin 4 yıl içinde nerelerden geldiğini YÖK’te, Devletimizde biliyor. 4 yıl içinde üniversitemizde en ufak bir sorun dahi çıkmamıştır”
Sait BAYRAM’ın Özel Haberi